Bölümü;
@buludi_meri
@YagmurAkkaya748
@demilovatoo03 'e ithaf ediyorum.😊
Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce
Bir yer var; biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum."
- Orhan Veli Kanık------------------------------------
Çocuk bana yaklaşırken birkaç saniye gözlerine baktım. Ben bu yüzü daha önce görmüştüm..bundan emindim.
Düşüncelerimle kazdığım kuyudan çıkamıyordum. Bir anda tüm dünyam dondu ama geri çekilebilecek cesareti bulabildim. Bu kadar çabuk yıkılmamalıydım. Ben Güçlüydüm. Çok güçlüydüm,ama sol tarafımda hissettiğim boşluk çok büyüktü....Hemde çok.Ve gün gittikçe bu bok çukuruna düşüyordum...Cenneti düşlüyordum ama cehenneme mahkumdum. Sonsuza dek...
----------------------------Çocuktan uzaklaşıp koşarken olanları düşündüm,toparlayamadığım olaylar vardı. O çocuğu tanıdığıma emindim,yada belkide zihnimin bana bir oyunuydu ama pes etmezdim. Acı çekiyordum....Çok büyük bir acı. Aile sevgisini istiyordum. Odamda ağlarken annemin odaya gelmesini ve beni o halde görmesini,sonrasında bana sarılıp benimle uyumasını istiyordum.Bu çok küçücük birşey gibi gelebilirdi size fakat içimde hissettiğim boşluğun kesinlikle hiçbir karşılığı olamazdı.
Eve yakın biryerlerde olduğuma şükrettim. Yanıma yeteri kadar para almamıştım ve uzak yerlere gitseydim bir dönüş yolu olmazdı. Evi gördüğümde daha hızlı koşmaya başladım. Sanki ev benden kaçıyormuşcasına. Ve biranda
İzlendiğim hissine kapıldım.Sonra bu düşünceleri kafamdan defettim.kim beni gecenin bu saatinde izleyecekti ki? Kesinlikle fazla paranoya yapıyordum fakat şuan eve giricek halim bile kalmamıştı. yolda koştuğum kaldırımda olduğum yere çöktüm,benle beraber gözyaşlarımda büyük bir çöküntü yaşamıştı. Bunun nedenini biran kavrayamadım. Ne olmuştuda ben biranda bu kadar yıkılmıştım?Yerdeki taşların şekillerine bakmaya karar verdim belkide bu şekilde gözyaşlarımı en derinlere gönderebilirdim. Zaten hiç gelmemeleri gerekiyordu!
Taşlardan birtanesini elime aldım. Sivri bir taştı,çok sivri. Biranda onu arabaların lastiklerine batırıp kaçmak geldi aklıma. Yüzümde hafif bir tebessüm oluştu. Ben ne zamandır ilk defa bu kadar çocuksu düşünmüştüm. Kalbim bana çocuksu tarafımı dinlettirirken ben tabiki mantığımı kullandım. Taşı sağ elimde güzel bir pozisyonda tuttum,sol kolumu boylu boyunca kesmeye başladım.İşte beni mutlu eden his buydu...gözyaşlarımı silme yöntemim buydu. Acı çekerek mutlu olurdum,kendime zarar vererek. Biranda aklıma değişik düşünceler geldi. Bunu yapabilir miydim? Hazır mıydım?-(yazardan)sjskskssjskskjsk çok fesatsınız! Tabiki ondan bahsetmiyorum.cık cık cık-
Hemen telefonumun açma tuşuna bastım. Telefonumu kapatmıştım ve şimdi yarım saat bunu bekleyecektim. Telefonun açılmasını beklemek cehenneme girmek için sıra beklemek gibi birşeydi. Ne kötü bir benzetme miydi? Öyle mi. Tamam .ben benzetme yapmıyorum o zaman.
Telefon açıldıktan sonra Kişilere girdim. Bu arada telefonumun markası Apple söyliyim dedim.İçimden kötü kız kahkahalarımı attım. Dalga mı geçiyorsunuz. Dışımdan bu kahkahayı atarsam herkes sokağa domuz geldi falan sanardı ki bu benim açımda iyi olmazdı. Ne domuz falan değilim tamam mı? Değilim. evet değilim ya ne saçmalıyorsunuz?
Kişilerde bulduğum kişi karşısında yüzüme piçsmile'ımı yerleştirdim. İşte gece şimdi başlıyordu..
Ahmet aranıyor....
Çalıyor
Çalıyor
Hayır o hırsız değil tabiki çalmıyor
Ne manyaksın--
"Bu gecenin saatinde arayan kişi eğer mantıklı bir iş için aramamış olursan senin ecdadını s-" töbee ben adamı iyi işler için-piçsmile- arıyım o bana ne yapsın.
"Ahmet ahmet kekimi ye ben-- ne saçmalıyorum lan? Neyse ahmet senin bana önerdiğin iş vardı ya? Onu bu gece yapsak?" Dedim en şirin çıkartmaya çalıştığım sesimle. Aksi halde kabul etmezdi ve ufacık olan mutluluğum uçup giderdi.
"Oha harbi mi diyon lan. oy ben kafamı nereler-" salak bu çocuk harbi salak!
"Tamam ahmet 12 gibi gelirim..." diyip telefonu kapattım. Hayatımda ne mal insanlar vardı ya?! Kolumda hala derin çiziğin hafif zonglaması varken etrafa baktım ve tam önümde iki ayakkabı belirdi. Bu ayakkabıların üst tarafıda vardır inşallah diyerek kafamı yavaş yavaş yukarı çıkarmaya başladım. Ve gördüğüm manzarayla dona kaldım. Normalde çok yakışıklı bir çocuğun yada arasın yada beni öpmeye çalışan çocuğun falan gelmesi gerekmez miydi? Ama bana gelen ise sadece bir yaşlı teyzeydi. Yaşlı teyzenin yüzüne baktığımda gözünün kolumda olduğunu gördüm. Ama biranda üstüme bir yorgunluk çökmüştü ve bunu umursamayacak kadar halsizdim. o yaşlı(!) teyzenin yüzüne bile bakmadan bizim apartmana ilerledim. Bir villada falan kaldığımı düşünmüyordunuz herhalde. Tamam doğruyu söylemek gerekirse dayım almıştı fakat ben apartman dairesi istediğimi söylemiştim. niye mi? Bilmiyorum. fazla salakmışım galiba....
Eve geldiğimde hemen kendime özel odama gittim. Hayır hayır burası yatak odam değil. Burada kendime acı çektirmek için olan aletler var.Elime büyük iğne setini aldım. Bu kesinlikle işe yarardı! Hepsini bacağımda belirli bir noktaya aynı anda bastırdım. Ondan derimin içine bastırırken vücudumun verdiği hafif irkilmeye artık alışkındım. Vücudumun heryerine iğneleri saplarken bugün olanları düşündüm. Ben gerçekten ailemi görmüş müydüm? Bu düşünce beynimde büyük bir irkilmeye neden oldu. Biranda gözümden akan yaş ile ne olduğunu anlamadan diğer gözümdende yaş akmaya başladı ve durduramadım. Ben...ben.. Deniz(!) gözyaşlarımı durduramadım! Bu bana daha fazla acı verirken gittim ve bir kolonyayla jilet aldım. Bu jileti yeni almıştım ama kullanmayı unutmuştum herhalde...çünkü bütün jiletlerimin aksine bu oldukça kalındı. Kolumda taşla kestiğim yerin üstünden birde jiletle geçtim,derin bir yara oluştuğundan emin olduktan sonra yarayı ikiye ayırdım ve tam ortasına kolonya döktüm. Bu acı tarifsizdi ve kesinlikle inanılmaz derecede zevkliydi. Bu yaptığımı diğer kolumada yaparak devam ettim. Ve en sonunda bıraktım. Zaten bu gece acı çekicektim ve bence abartmanın bir anlamı yoktu.Evde biraz dolandıktan sonra dışarı çıkmaya karar verdim.
Apartmandan dışarı çıktığım sırada kollarımdaki yaralara çarpan rüzgar yaralarımı hafif gıdıklamıştı. Bunun üzerine cebimi yokladım evet jiletimi almıştım. Sahile gitmeye karar verdim. Belkide sahil beni rahatlatırdı. Sahile vardığımda en ıssız gözüken köşeye geçtim. Köşe değildi ama köşe demek daha havalı oluyor yani yanlış anlamayın,herneyse. Sahilde otururken düşünmeye başladım. Niye bu hayatı ben yaşıyordum?Bu kadar acıyı çekmek zorunda mıydım? Gibi sorular dönüyordu aklımda sonra birşey hatırlamışcasına telefonuma baktım. saat 12ye geliyordu.fakat benim için eğlence vaktiydi.bir günün daha sonuna geldik fakat her günün sonunda yeni bir güne başlamaz mıydık zaten?
------------------------------
Öncelikle bir sonraki bölüm için aklınızda fesat düşünceler varsa onları kovun çünkü öyle birşey yok. Sonralıkla biliyorum ki geciktim fakat daha fazlası elimden gelmiyor. en yakın arkadaşlarımdan biri sağlık sorunları yaşıyor ve bende bu yüzden bu aralar fazla bunaldım. neyseeeeee yine ithaf isteyenler varsa söyleyebilirler😊 bir votenizi eksik etmezsiniz değil mi?:D(saatlerdir sizin için yazmaya çalışıyorum yaneee sjsksjkslsjsjsk)tabi yorumda güzel olur hani😂neyse ben saçmalamaya başladım galiba...bir sonraki bölümde görüşürüz....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Mazoşistin Kaleminden #WATTYS2015 -DÜZENLENİYOR-
ParanormalKırılırdık...yorulurduk ama bir şekilde toparlanırdık öyle değil mi? Yinede gülümserdik,yinede mutlu olurduk,yinede şükrederdik,yinede güvenirdik,yinede üzülürdük..... Güven duygusunu yıllar önce kaybetmiş psikopat bir kız...kimsenin çekemeyeceği ka...