Jungkook
"Bu koku da ne?" öpüşmeyi bırakıp kokunun geldiği yöne baktım. Hafif bir yanık kokusu vardı.
"Siktir, hindi!" Tahyung hızlıca kucağımdan inip mutfağa doğru koşar adımlarla ilerlemeye başladı. Peşinden mutfağa ilerledim. Hindiyi fırından çıkartıp tezgaha bıraktı. Neyse ki yanmadan kurtarmıştı. "Yanmasına çok az kalmış. Burnuna şükürler olsun." yanıma gelip burnuma bir öpücük kondurdu.
"Sayacın sesini nasıl duymadık?" çoktan durmuş olan sayacı gösterdim.
"Yiyişirken başka yerlere odaklanabiliniyor mu sence?" dudaklarımı büzüp 'mantıklı' anlamında başımı salladım.
"Acaba Yoongi ile Jimin, Jungwoo ile ne yaptı?" güldüm.
"Yoongi kesin ağladığında susturmak için karşısında tutup 'ağlama lan' diyordur." İkimiz birden gülmeye başladık.
Kollarımı boynuma doladı ve ben de sıkıca belini sardım. Derin bir iç çekip hafifçe geri çekilip suratıma baktı. Yüzümün her bir yerini tekrar ezberliyordu. Bir elini yanağıma koyup elmacık kemiğimin üzerindeki yara izini okşadı. Hafifçe yaklaşıp oraya küçük bir öpücük kondurdu. Gülümseyip yanağımdaki eline hızlıca bir öpücük bıraktım.
"Bu yara izi nasıl oluştu?" derin bir iç çektim.
"Lisedeyken Lisa'ya zorbalık yapan biri vardı. Sırf müdürün oğlu diye kimse sesini çıkartmıyordu. Ben de gizlice olayları kameraya alıp müdüre gösterdim. Müdür oğlunu böyle bilmediği için çok sinirlendi. Oğlunu yatılı bir askeri okula yazdırdı. Çocuk da bunu yediremedi ve gelip bana sivri bir şeyle sağlam bir yumruk attı. 4 dikiş atıldı. Polisler yakındaydı ve olanları gördü. Polislerin ne yaptığını bilmiyorum ama sonra askeri okula da gidemedi. Demek ki biraz içeride kalmış."
"Haketmiş." dudaklarını tekrar yara izime bastırdı. "O piçi bulursam çok kötü olacak."
"Artık bir önemi yok. Hem bak, iyiyim." burukça gülümsedi. Dudaklarımı dudaklarına bastırdım. "Sana doyamıyorum." sırıttı.
"Ben de sana." dudağıma hızlı bir öpücük kondurdu.
"Hadi şu hindiyi paketleyelim ve gidelim. Oğlumu özledim." gözlerini kıstı.
"Eşini özleme za-" dediği şeyin farkına vardı. "Erkek arkadaşını demek istemiştim." güldüm.
"Olsun. Eşim de olacaksın." alnını öptüm. "Seni her salise özlüyorum."
"Biliyorum ben de öyleyim çünkü sadece şaka yapmak istemiştim." burnunu kırıştırdı. "Şimdi gidip görelim şu veledi." dediği şeyi beklemediğim için koca bir kahkaha attım.
****
"Oha." Yoongi ile masum masum duran Jungwoo'ya şaşırıp kalmıştım. Hiç çocuklarla anlaşamayan Yoongi'yi böyle görmek şaşırtmıştı. Demek ki baba olacağı haberi onu değiştirmişti.
"Bak babaların da geldi." Jungwoo'yu bize bakacak şekilde çevirdi.
"Hoşgeldiniz." Jimin, Taehyung'un elindeki hindiyi aldı. "Çok güzel kokuyor. Taehyung bu işi biliyorsun." gülümsedi ve hindiyi mutfağa bırakıp geri geldi.
"Teşekkür ederim. Sen nasılsın bakalım? 3. Aydasın."
"İyiyim çok iyiyim. Keşke şu 6 ay da hızlı geçse. Bebeği kucağıma almak istiyorum bir an önce." gülümsedim ve Jimin'e sıkıca sarıldım. Küçüklüğümden beri en iyi arkadaşımın bir bebek bekliyor oluşu beni çok mutlu ediyordu. "Ağlıyor musun sen?" geri çekilip gözlerimi sildim. Farketmemişim bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stay-Taekook (Omegaverse) (Askıda)
FanfictionKim Taehyung: Şirketçe en seksi ve yakışıklı adamdı. Jeon Jungkook, kendini onun cazibesine en çok kaptıran kişiydi. Taehyung kendinden bile üstün görüyordu Jungkook'u. Jungkook onunla hayatını geçirmeyi hayal ederken Taehyung ise onunla sadece bir...