Geçmişte bizdik, şimdi sadece ben... Geçmişte kalbimde sen vardın, şimdi intikam ateşi... Geçmişte etrafına neşe saçan kız şimdilerde kaç kişiyi öldürdüğünü bile bilmiyor...
Anlamlı sözümüze geçmeden bu bölüme özel bir bölüm pankartımız var...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Geleceğe yer açmak için,
geçmişin gitmesine izin vermek gerekir.
-La Edri
🪷🪷🪷
Gözlerimi zorla açtım. Bir süre sonra aklıma dün yaşadıklarım gelmişti. Dün başlı başına zor bir gündü. Ağrıyan başımı tutarak sesli bir şekilde iç çektim. Emir o an irkilerek uyandı. Onun irkilmesine bende irkilmiştim. Benim için gerçekten endişeleniyordu.
Elimi yanağına koyarak;
-Günaydın.
- Günaydın şimdi nasılsın, iyi misin?
- Senin sayende iyiyim baş ağrım dışında bir şeyim yok. Birde şu ağırlığı üstümden atmak için bonyonu kullanabilir miyim?
-Tabi gir kendine gelirsin.
Gülerek yanağına uzanıp bir öpücük verdim. O zorla gülümser gibi bir yüz takındı. Yataktan duşa gitmek için kalktığımda arkamdan Emir'in elleri belime dolandığını hissettim, beni kendine bastırarak yüzünü omzuma yasladı ve;
- Dün dediklerinin doğru olmadığını senin kirlenmiş, beni hak etmediğin gibi saçmalıkların doğru olmadığını bildiğin halde neden saçma sapan şeyler söylüyorsun.
Belimde olan ellerini ellerimle açarak Emire yüzümü dönerek onun yüzünü ellerimin arasına aldım ve;
- Hiç birinin gerçek olmadığını biliyorum senin sayende çünkü bana öyle olmadığımı hissettiriyorsun. Hala geçmişi atlatabilmiş değilim. Sen benim şansımsın, seni, desteğini, her koşulda yanımda olmanı seviyorum gerçekten yanımda olduğun için çok şanslıyım.
Emir alnını alnıma dayayarak;
-Asıl sen benim şansımsın. Sen o kadar güçlü bir kızsın ki her şeye rağmen yine her sabah yüzünde güller açıyor. Sana sahip olduğum için çok şanslıyım.
- *Güler* Demek ki bende birilerinin şansı olabiliyor muşum.
Dedim ve dudaklarına kısa bir öpücük atarak banyonun kapısına doğru yürüdüm. Sıcak su iyi hissettiryordu. Yüküm suyla beraber akıp gidiyordu dünü düşünmemeye çalışıyordum. Duştan çıktım kapının arkasinda asılan Emir'in bornozunu giydim ve kafama bir havlu doladım.
Rahat bir şeyler giymek için Emir'in kıyafet dolabını karıştırdım ve üstüme olabilecek bol bacaklarıma uzanan bir tişört giydim.
Odadan çıktım merdivenlerden daha inerken burnuma mis gibi yemek kokuları geliyordu. Açlığımı şuan bu nefis kokuyu fark edince hissetmiştim. Merdivenlerden daha hızlı inerek salonla bir olan mutfağa gittim.
