Gözlerimi kapatıp yüzümü yakan rüzgarı içime çektim. Saçlarım bağımsızlığını ilan etmek istercesine savruluyordu. Hoyratça esen rüzgar sanki beni düşürmek için daha bi güçlüydü.
Düşmenin zamanı gelmemiş miydi?
Gözlerimi açıp aşağı baktım.
Bi uçurum.
Uçurumun eşiğinde bir kadın.
Ne demiştik başta ölmüş umutları tükenmiş sözleri olan bir kadın.
Ve bir adam.
Kadının tam yanında. Gözleri rüzgardan daha yakıcı. Duruşu dağları kıskandırır.
Kadına bakıyor.
Kadın sonsuzluğa. Elini uzattı adam. Gitmedi dedi can yakan sesiyle. Gitme gül güzelim dedi birkez daha. Kadın adama baktı şevkatle. Son kez bakmanın heyecanı vardı içinde. Unutma beni ama üzülme de bal gözlü adam dedi. Son adımını atıp sonsuzluğa giderken duruşuyla dağları kıskandıran adamı yıktı yere.
-Gitme gül güzeli diye haykırdı defalarca olduğu gibi.-Sedef. Sedef uyan. Boğazımı yakan acıyla gözlerimi açıp doğruldum.
-Sedef güzelim iyi misin?Yanımdaki adama bakıp soluklandım.
-Evet dedim. Sesim beklediğimden soğuk ve sert çıkmıştı.
Erenin şaşkın yüzünü umursamadan ayağa kalkıp banyoya ilerledim. Kapıyı kitleyip gözümden akan yaşları seyrettim.
-Kimsin sen? diye sordum aynadaki yansımama. Kimdim ben ve burda ne yapıyordum? Biliyordum buraya ait değildim.
O adamı bulmalıydim.
Ne pahasına olursa olsun bulacaktım. Sorularımin cevapları ondaydi.
-Çok güzelsin. Neden bu kadar güzelsin Sedef?
Kaşlarımı çatıp gözlerimi açtım ve vücudumda gezinen parmaklarla irkildim.-Günaydın diye fısıldadı etkileyici sandığı ses tonuyla.
-Eren napıyosun?
-Seni istiyorum Sedef. Sen benimsin sadece benim. Elleri bacaklarımin arasına kayinca titrek bir nefes aldım ve hızla elini sertçe ittip
-Yapma dedim. Gözleri bir anda değişip sertleşti ve öfkeyle parladi.
-Yeter lan artık diye haykırdı ayağa kalkarken.
-Eren diye fısıldayabildim sadece.
-Yeter. Karimsin lan sen benim karım. Kaç aydır senin düzelmeni bekliyorum ama yeter artık. Bu ne lan böyle. Senin nazıni da seni de s-
-Kes sesini diye bağırıp ayağa kalktığımda yüzüme inen tokatla yatağa düştüm.
-Bana bak bidaha benimle böyle konuşmaya cüret edersen öldürürüm seni diye haykırdı ve kapıyı çarpıp çıktı.-Yemin ederim öldürücem seni diye fısıldadım.
-Kalk kahvaltı hazır. Gözümü açarken karşımda gördüğüm suratla içime sıkıntı düşmesi bir oldu.
İnsan hayatını birleştirdigi insanı görünce içi sıkıntı mi dolardı?
Nasıl bir yanlışın içindeydim ben böyle?
Kaç hayat çalınmışti elimden de içim bu denli yanıyordu zihnim boş olmasına rağmen böyle.
Kafamı salliyip kalkıp banyoya girdim.
O tokatin hesabini çok ağır kesecektim. Sadece zamani vardı.
Aynadaki ifademe baktim.
Işıltısi gitmiş gözlerime. Aynadan yansiyan gözlerime baktim beynime kazircasina.
-Sana ne yaşattılar böyle? Hatırla yalvarırım hatırla. Kimsin sen?
-Gitme Belda. Gitme gül güzeli.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşam Kırıntısı
Novela JuvenilGözlerinde yaşam belirtisi olmayan bir kadın düşünün. Tükenmiş sözleri, ölmüş umutları olan bir kadın. Ve bir adam düşünün. Öfkesiyle yedi alemi zangır zangır titreten. Gözleri hep öfkeli bakar o adamın. Hayatadır öfkesi. İkisininde tek panzehir...