Ölüm Sessizliği

209 20 0
                                    

Korku insana hata yaptırır.
******
Kırmızı.
Bir insan kırmızıdan korkar mı, genç kadın korkuyordu eline bulaşan kana korku dolu gözlerle baktı  şehrin bir ucundan, diğer ucuna hiç durmadan koşmuş gibi nefes nefeseydi. Gözlerini sımsıkı kapattı geçmiş gölgelerin arasından çıkmıştı karabasan gibi üzerine çökmüştü, ellerini kulaklarına kapattı. Geçmişin içinde sıkışmış kalmıştı.

"Hayat kendine gel." Kendisine seslenen adamın sesini duymuyordu soğuk zeminde çökmüştü bütün kötülüklerden korunabilecekmiş gibi başını dizlerine yaslamıştı.

"Gelme," diye çığlık atıyordu.

"Hayat güvendesin burada kimse sana zarar vermez."

"Oğlumdan haber alamamak yüreğimi kor ateşlere atıyor." Hatice Hanım çaresizce kocasının gözlerinin içine bakıyordu. Oğlunun başının derde olduğunu hissetmişti anne yüreği. Öte yandan Nur Hanım'da, Hatice Hanım'dan farksız değildi o da hissetmişti yıllar sonra kavuştuğu oğlunun içinde bulunduğu durumu.

"Ağabeyim iyidir değil mi Ceylin?" Fulya yaşlı gözlerle arkadaşının gözlerinin içine baktı. Ceylin, Fulya'yı nasıl teselli edeceğini bilmiyordu ilk kez kendini bu kadar çaresiz hissediyordu.

"Komutanım iyi misiniz?" Savaş Üsteğmen, Gökhan Yüzbaşının yanına geldi, Gökhan Yüzbaşı zaman geçtikçe kan kaybediyordu.

"Komutanım destek ekip ne zaman gelir Gökhan Yüzbaşının durumu gittikçe kötüleşiyor, öte yandan mühimmatımız bitmek üzere." Ayla Yüzbaşı karşısında duran Furkan Astsubayın gözlerinin içine baktı.

"Korku insana hata yaptırır. Bekle ve gör o da hata yapacak." Ayla Yüzbaşının sesi  demir kadar sert çıkmıştı. Emindi Boran kod adlı terörist bir hata yapacaktı. Boran'ın  hatası, onların kurtuluşu olacaktı.

"Onun yapacağı hatayı beklemek bize zarar vermez mi Komutanım?" Furkan Astsubay kendi için korkmuyordu, Gökhan Yüzbaşı için korkuyordu. Bu meslekte beşinci yılıydı ve bu beş yılda çok kayıp vermişti, bir kez daha kayıp vermek istemiyordu evet onlar bu yola vatan uğruna can feda diye yola çıkmışlardı ama yürek dayanmıyordu işte sırt sırta verdiği Komutanının göz göre göre gitmesini.

"Ağır ol." Asrın, Sara ve adamın önüne geçti öfkeyle adamın gözlerinin içine baktı. Adam pişkin pişkin konuşmaya devam edince kaçınılmaz oldu. Asrın ve adam hastanenin koridorunda yumruk yumruğa kavga ettiler. Güvenlik görevlileri zor ayırdı.
Devreye hastane polisi girdi.

"Bırakın bende polisim." Asrın kimliğini gösterdi, hastane polisi kimliği görünce Asrın'ın kolunu bıraktı.

"Başkomiserim neden kavga çıkardınız?" Polislerden genç olanı aklına takılan soruyu sesli dile getirdi. Asrın'ın öfkeyle harmanlanmış ela gözlerinin içine baktı haddini aştığını düşünüp özür diledi. Asrın, olay çıkaran adamın gözlerinin içine baktı.

"Kendine erkek diyen hiç kimse ister karısı olsun, ister sevgilisi olsun el kaldıramaz." Polisin siyah gözlerinin içine baktı.

"Şiddetin her türlüsüne karşı sessiz kalınmamalı zulme karşı sessiz kalan da zalimdir bunu unutma." İlerleyen saatlerde Asrın ve adam ifade vermek için Emniyete  gittiler. Sara ve şiddet gören kadında ifade vermek için Emniyete gittiler.

"Olayı anlatır mısınız?" Sara, Elif teyzesinin okyanus misali mavi gözlerinin içine baktı. Teyzesi adaletli biriydi sırf yeğeni diye kendisine tolerans göstermiyordu.

"Kardeşim silahlı saldırıya uğramıştı bu yüzden kaldığı odanın önünde bekliyorduk sonra bir ses duydum. O adam, kadının kolundan tutmuş peşinde sürüklüyordu sonra kadına tokat attı ikinci tokadı atacağı an araya girdim. Adamla aramızda itiş kalkış oldu bana tokat atacağı an eşim araya girdi. Eşim güzel sözle halletmek istedi ama adam çok ağır şeyler söyleyince olanlar oldu." Elif'de bunlara şahit olmuştu ama işte işi gereği sormak zorundaydı.

"Yani diyorsunuz ki kavgayı karşı taraf çıkardı." Sara, Elif teyzesinin okyanus misali mavi gözlerinin içine baktı. Gözlerini kapattı açtı.

"Evet ve eşimde dediği gibi şiddete karşı sessiz kalınmamalı zulme karşı sessiz kalan da zalimdir. Ne ben, ne de Asrın şiddete karşı sessiz kalmadık bu zamana kadar. Bugün de sessiz kalmalıyız." Sara derin bir nefes aldı.

"Ben Umman Dalkıran'ın kızıyım annem hiçbir zaman sessiz kalmadı, savaştı ucunda ölüm olduğunu bilse de hadsizlere haddini bildirdi. Ben annemin kızıyım şiddete karşı sessiz kalmak bana yakışmaz." Derin bir nefes aldı annesinin adını anmak yüreğine kor ateşleri düşürmüştü.

"Ayrıca bu benim ve bütün kadınların sorumluluğu. Şiddet gören kadınların yanında durmak benim ve hem cinslerimin boynunun borcu." Elif Komiser yeğeninin gözlerinin içine gururla baktı. Karşısında bir an kardeşi Umman'ı görür gibi oldu. Umman şehadet şerbetini içeli on dokuz yıl olmuştu, Sara ve Sena annelerinin ölümünden sonra perişan olmuşlardı, Kemal ise babası gibi acısını içine gömmüştü aylarca ortadan kaybolmuştu, kızlar bir taraftan annelerinin eksikliğini yaşarken, diğer taraftan da kardeşlerinin ortadan kaybolmasından dolayı endişe içinde aylarca Kemal'den iyi bir haber beklemişlerdi, Elif o günleri daha dün gibi hatırlıyordu.

Umman Yüzbaşı nefes aldığı sürece çok acı çekmişti, önce Cemil denen düşmanı Umman'dan ilk eşini ve kızını koparmıştı, Umman uzun bir süre kendini toparlamamıştı daha sonra Kemal ile yeni bir hayat kurmuştu evlilikleri mutlu mesut giderken, Umman hamile olduğunu Elif'e büyük bir mutlulukla söylemişti. Elif o günü hatırlayınca gözleri doldu. Umman, Cemil'in ortaya çıkıp çocuklarına zarar vermesinden doğuma kadar korkmuştu. Umman hamileliğin altıncı ayında Kemal'i kaybetmişti, Alparslan'dan sonra Kemal'i de kaybetmek Umman'a kapanmayan bir yara açmıştı yine de tek başına çocuklarını büyütmüştü. Çocuklarına sevgiyi aşılamıştı şiddetten uzak durmalarını söylemişti.

"Annen görseydi gurur duyardı sizinle." Sara, Elif teyzesinin gözlerinin içine baktı dakikalardır tuttuğu gözyaşlarını bıraktı. Gözyaşları yuvalarından bir bir dökülürken elinin boynundaki ay yıldız kolyesine götürdü. Kolyeyi avucunun içine aldı, bu kolye annesinden kendisine kalan tek hatıraydı.

"Bittiyse çıkabilir miyim?" Elif başını salladı, Sara sorgu odasından çıktı duvarlar üzerine geliyordu sanki.

"Komutanım kapatmayın gözlerinizi." Savaş Üsteğmen ilk müdahaleyi yapmıştı ama Gökhan Yüzbaşının bir an önce hastaneye ulaşması gerekiyordu kurşun içerde kalmıştı zamanında kurşunu içerden çıkaramazlarsa enfeksiyon kapma riski vardı. Gökhan Yüzbaşı gözlerini açık tutmakta zorluk çekiyordu.

"Allah'ım ne oluyor bana?" Ezra elini sıkışan kalbinin üzerine koydu akrep ve yelkovan birbirinin etrafında dönerken gittikçe nefes almakta zorluk çekiyordu.

"Ezra abla iyi misin?" Ceylin, Ezra'nın kolundan tuttu korkuyla Ezra'nın gözlerinin içine baktı.

"İyiyim sorun yok." Ceylin, Ezra'nın gözlerinin içine baktı. Ezra'nın yüzü kireç gibi bembeyaz olmuştu, ayakta zor duruyor gibiydi eli kalbinin üzerinde nefes alış verişleri düzensizdi hal buyken nasıl olur da Ceylin korkmazdı?

"Bunlar nereden çıktı?" Boran'ın sesi korkuyla çıkmıştı tam zafer benim dediği an Türk askeri yetişmişti.

"Geldiler Komutanım." Furkan Astsubayın sesi heyecanla çıkmıştı. Gökhan Yüzbaşı için endişeliydi, destek ekibin yetişemeyeceğini düşündüğü an tam  zamanında gelmişlerdi.

"Teslim olun!" Hazar Yüzbaşının sesi demir kadar sertti teslim olmayacaklarını çok iyi bilse de Hazar Yüzbaşı teslim ol çağrısını yapmak zorundaydı. Nitekim Hazar Yüzbaşı yanılmadı, teröristler teslim olmak yerine her zaman yaptıkları gibi işi yokuşa sürmeyi tercih ettiler.

"Ateş," diye bağıran Hazar Yüzbaşı ile silah sesleri yükselmeye başladı. Ölüm sessizliğini andıran gece yerini şafağa bırakmıştı.

"Nabız alamıyorum." Savaş Üsteğmenin sesi korkuyla çıkmıştı.

Bölüm Sonu yanlışlarım varsa affola.

Vatan SağolsunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin