Do Kyungsoo'ya Aşık O(ğ)lanlar Kulübü

Boyfriend

Kyungsoo-Boyfriend

"Hani oğlancı değildin pezevenk?"

"Değilim."

"Hani Kyungsoo'dan etkilenmiyordun lan sen?"

"Etkilenmiyorum."

"Orospu evladı hala yalan söylüyor bak döverim bu puştu ben."

Chanyeol ve Sehun Jongin'i kenara sıkıştırmış ve onu sorguya çekmeye başlamışlardı on dakika kadar önce.

Sehun en son esmer olanın sakinliğine dayanamamış olacak ki, üstüne atlamaya yeltenmişti. Chanyeol onu tutmaya çalışırken Jongin kafası karışmışçasına onlara baktı.

"Bu dedikodu yüzünden Chanyeol veya diğer Kyungsoo aşıklarından dayak yemem gerekmiyor muydu ya? Sehun niye kudurdu böyle aşısız köpek gibi?"

Sehun sinirden kızarmış yüzünü buruşturdu ve yumruğunu Jongin'e savurdu. "Sussana puşt, ne konuşuyorsun hala? İtiraf et itiraf."

Jongin göz devirdi ve arkasındaki duvara yaslandı.

"İtiraf etsem ne yapacaksın?"

"Dalga geçeceğim." Sehun sakin bir tonda söyledi ve onu belinden tutmuş olan Chanyeol'ün göğsüne yaslandı.

"Acıkmışım ben."

Chanyeol yoğun bakışlarını Sehun'un üzerinde gezdirirken mırıldandığında gergin hava bir anda dağılmıştı.

Jongin adımlarını boş sınıfın çıkışına yönlendirdi. "Kafeteryaya inelim o zaman. Hem Minsok hyung oradaysa korur beni sizden."

Esmer olan sınıftan çıktığında Sehun ve Chanyeol birbirine baktı. "Saf mı bu?"

*****

Kafeterya iyi bir fikir değildi belki de, Jongin içeri girer girmez üzerinde hissettiği bakışlarla kendini rahatsız hissetmişti çünkü. Köşedeki masada bir kızla açıkça flört eden Minseok'un yanına ilerlediğinde kız Minseok'a göz kırpmış ve oradan ayrılmıştı.

"Hayırlı olsun Minseok hyung, ne iş?"

Minseok ciddi bir ifade takındı suratına. Oturduğu yerden kalktığı gibi Jongin'in arkasına geçmiş ve omuzlarına masaj sayılmayacak bir masaj yapmaya başlamıştı.

"Asıl size hayırlı olsun. Ne zaman söylemeyi düşünüyordunuz? Mutlu musunuz? Sizi rahatsız eden var mı? Ne zamandır birliktesiniz?" Minseok'un soruları devam ettikçe omuzlarındaki tutuşu da sertleşiyordu. Jongin onun bu kadar güçlü olduğunu düşünmemişti hiçbir zaman, acıyla kıvranırken ona sığınmanın da kötü bir fikir olduğunu anlamıştı.

Henüz cevap vermeye yeltenmemişti ki Sehun ve Chanyeol ona yetişti.

"Sığındın mı hyunguna?" Chanyeol sırıtarak sordu. Bir eli Sehun'un bacağını taciz ederken diğer elini masanın üzerine bıraktı ve parmaklarını masaya ritmik bir şekilde vurmaya başladı.

Artık üçü de -telefonuna gelen mesajları saymıyordu- Jongin'le uğraşmaya başladığında Jongin kaşlarını çattı. Onu kurtaran şey ise yanlarına gelir gelmez Chanyeol'ün kafasına vuran Kyungsoo olmuştu.

"Kyungsoo bari sen kurtar beni.." Jongin çaresiz ve yavru bir kedi gibi çıkan sesini umursamadan dudak büzerek konuştu.

Kyungsoo gülümseyerek masanın kenarındaki tek boş sandalyeye, Jongin'in yanına oturdu. Kolunu Jongin'e uzattığında esmer olan kedi gibi sokuldu diğerinin göğsüne.

"Uğraşmasanızla çocukla. Olay ne?" Kyungsoo Jongin'in saçlarını okşarken diğerlerine sordu. İkisinin yakın tavrı diğerlerini, hatta diğer tüm insanların ilgisini çekmiş gibiydi.