"Veya ... Yalnızca seni umursamıyorlar " dedi Hermione . Draco tok bir kahkaha attı. "Ben ilk ihtimale inanmak istiyorum Granger" Hermione defterlerini toplayıp çantasına attı. " Ve bende 2. ihtimale inanıyor ve uyguluyorum. İyi günler Malfoy" Draco, Hermione sınıftan çıkarken kapıya yaslandı ve kızın arkasından baktı. "Kaç bakalım Carina ... Nereye kadar kaçacaksın "
...
Nerede...nerede...nerede! Tam iki saatten beri şu kütüphanedeydim ve kitabı hala bulamamıştım. En sonunda kitabın siyah deri yüzeyini görünce gülümseyip kitabı almak için uzandım. Sürpriz son ... Onu almak için kısaydım. Sıkıntı ile homurdanırken asam ile kitabı almıştım ki Ah... Hayır. Arkamı dönmem ile Malfoy'a çarpmıştım ... Ve olay şuydu ki Malfoy yolumu kapatıyordu.
"Merhaba Granger" elma kokusu burnuma dolarken duyduğum sözcüklere karşı gözlerimi devirdim.Konuşmak için yüzümü çevirdiğimde oldukça yakın olduğumuzu fark ettim. İstemsizce alt dudağımı yaladığımda gözleri dudaklarımı buldu. Odağı başka yere çekmek için gözlerimi ona dikerek kafasına kitap ile vurdum. Yüzünü buruşturup inledi. "Sence sorunumuz bu mu? Çekil!" Malfoy genişçe gülümsedi ama tek bir adım geri çekilmemişti bile . "Malfoy !" büyük bir kahkaha attı. "Efendim Granger ? " sinirle ona baktım "Çekil şuradan!" Malfoy bana bakıp gözerini devirdi ve önümden çekildi. "Çok sıkıcısın Granger... sanki kaçırıldın!" Ağzımı açıp bir şeyler söyleyecektim. Ama onun yerine gözlerimi devirdim ve bir şeyler daha homurdanıp kitap ile beraber kütüphaneden ayrılacak iken konuştum. "Bak ne diyeceğim Malfoy,senden daha önemli işlerim var ... Bu kitap gibi!"
...
Kitap okuyordum... Yani dışarıdan böyle gözüküyordu ama aslında düşünüyordum... Düşündüğüm kişide,konuda saçmaydı. Bu çok olanaksızdı... Gurursuzcaydı. Bana o kelimeyi kullanan biri aniden nazik hatta fazlasıyla iyi davranmaya başlamıştı. Bir tarafım bunu saçma bir oyun olduğunu söylerken öbür tarafım inanmak istiyordu. En sonunda boş verip kitabımı okumaya başladım.
...
Saçlarımı asam ile toplayıp tüy kalemi mürekkebe batırdım ve yazmaya devam ettim. Bir insan neden ertesi güne üç parşömenlik ödev verirdi ki? Dersler bittiğinden beri bununla uğraşıyordum. Son cümlelerimde bitince tam beş parşömen uzunluğunda olan ödevimi rulo yapıp kırmızı bir ip ile bağlayıp adımı yazdım. Yaklaşıp üç kere yazım kuralları dahil olmak üzere kontrol edilmiş ödevim hazırdı. Bu onda onluk ödevin en az "Beklenenin Üstünde" alması gerekiyordu. Gözlerimi kırpıştırıp eşyalarımı topladım ve yatakhaneye doğru yol aldım.
...
Kehanet küreleri yer ile çarpışıp kırılıyordu. Çığlıklarım her yerde yankılanıyor , koştuğum için hava yüzüme çarpıyordu. "Harry!" diye bağırıp onu bir lanetin önünden çekerken nefes nefese bana bakıp başını salladı. "Sağ ol Hermione " ağzımı açıp cevap vermeme kalmamıştı ki tekrardan koşmak zorunda kalmıştık. Üzerimde hissettiğim gözlerle kafamı o tarafa çevirdim. Bellatrix Lestrange bana bakıyordu... Bana. Bunu garipserken koşmaya devam ettim. Ama burada olduğum süre boyunca üzerimden o bir çift göz hiç ayrılmamıştı.
Nefes nefese uyanırken baş ucumda duran suyu alıp yudumladım. Bir kaç saniye nefes alıp verdikten sonra başımı ellerimin arasına alıp gördüklerimi düşündüm. Lestrange bana neden bakıyordu ki? Gerçi bir ölüm yiyen bir muggle doğumluyu neden izler? Öldürmek için. Belki de o gün ucuz kurtulmuştum.Ama neden bu rüyalarıma giriyordu ? Aklımdaki düşünceleri kovup yüzümü yıkamak için lavaboya ilerledim .
...
"Burası boş sanırım Granger" duyduğum ses ile kafamı kaldırıp yanımda dikilen Malfoy'a baktım. Saçımı yana atıp omuz silktim ''Boş ''
Ders boyunca üzerimde gezinen mavi gözler sonunda üzerimden ayrılınca derin bir nefes verip kitaplarımı çantama koydum. Ders programına göre bir sonraki ders Karanlık Sanatlara Karşı Savunma ... Snape ile ... "Mükemmel" diye homurdanırken çantama uzandım ama orda olmadığını görünce kaşlarımı çatıp başımı kaldırdım. Sınıfın kapısına yaslanmış olan Malfoy bir omuzuna çantamı asmış diğer omuzuna ise kendi çantasını asmıştı , sol eli ile kendi çantasını tutuyordu. Çatılan kaşlarımda minicik bir değişiklik bile olmazken ona doğru yürüdüm. "Ma-" dememe kalmadan konuştu"Dersimiz aynı Granger,beraber yürüyelim ve rica ederim çantanı taşımak tabii ki de zahmet değil " ona bıkkınca bakmaya başladığımda sırıttı ve eli ile yolu gösterdi. Gözlerimi devirip sınıfa kadar onu takip ettim.
...
2 HAFTA SONRA
Nerdeyse her dakika peşimizde olan hatta arkadaşlarınız ile iyi geçinmeye başlıyan bir Draco Malfoy düşünün ... İki haftadır benim yaşadığım şey bu. Aslında ... şikayetçi değildim. Malfoy oldukça samimi gelmeye başlamıştı. Derslerde,ders aralarında , yemeklerde, ... Yani neredeyse her zaman yanımdaydı. Belki de ikinci şansı vermek iyi bir karardı.
...
Draco Malfoy yine her zamanki gibi şişman hanımın önünde Hermione'yi bekliyordu. Tablo açılınca gözlerini oraya çevirdi. Ama maalesef yanlış alarmdı. Gelen Hermione değil , Potter'dı ."Günaydın Potter" Hermione özellikle bu çocuk ile yakın olduğundan Harry ile arasını iyi tutmaya çalışıyordu. Son bir haftada ona tamamen güvenmese bile artık katı bir ön yargısı olmayan Harry bir baş salamı vererek cevap verdi. "Günaydın Malfoy" Harry , Ron önceden gittiği için ona yetişmek amacıyla kahvaltıya inerken Draco sırıttı. Konuşacağı şey için Hermione ile yalnız olmaları kesinlikle daha iyiydi.
...
Aşağıya indiğimde ortak salonda Ron ve Harry'i bulamadım. Büyük ihtimalle kahvaltıya gitmişlerdi . Saçımı ellerim ile bir kez daha düzelttikten sonra çantamı omzuma alıp dışarıya çıktım . Tablonun önünde beni bekleyen Malfoy'a doğru yürüdüm beni görünce gülümsedi. "Günaydın Malfoy" Draco ellerini cebine koyup bir sırıtış ile Hermione'ye baktı. "Malfoy mu? Bence onu aştık Mione. Bu arada sanada günaydın" yutkunup gülümsedikten sonra başımı salladım " İstediğin gibi olsun Draco" eli ile yolu gösterdikten sonra minik bir reverans yaptı. "Hanımlar önden..." onun bu hareketine gülerken merdivenlere doğru yürümeye başladım.
...
"Mione sana bir şey sormak istiyorum" derslerden sonra Karagölün önünde Draco ile oturuyorduk. "Seni dinliyorum Draco" Draco dudaklarını ıslattı ve ellerimi avcunun içine aldı. Sanki... Biraz endişeli ve stresliydi.
"Benimle hogsmeade gezisine gelir misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝘿𝙖𝙧𝙠 𝙎𝙚𝙘𝙧𝙚𝙩𝙨
FanfictionCeplerine taş konulup okyanusa atılan ve sonrasında bir umutla yüzeye çıkmak için çabalayan ama asla çıkamayıp okyanusun derinliklerinde kaybolan birisi gibiydi hayatım ... 𝐁𝐚𝐧𝐚 𝐤ö𝐭ü𝐥üğü 𝐯𝐞𝐫𝐝𝐢𝐥𝐞𝐫 𝐯𝐞 𝐤𝐚𝐫𝐚𝐧𝐥ığ𝐚 𝐢𝐭𝐭𝐢𝐥𝐞𝐫...