" Yok kızım , saçmalama . " Ellerimi ensemde birleştirip gülümsedim .
" Saçmalamıyorum Jenny . " Jenny ellerini birbirlerine sürterek somurttu . Hala mı üşüyordu yani ?
" Burası çok iğrenç . " Eski kafeyi göstererek yüzünü buruşturdu . Aslında, bu doğruydu . Etrafımda hergün gördüğüm siyah ve gri tonları burada ayrı bir derecede mide bulandırıyordu .
" Neden buradayız ki sanki ? " Siyah çantamı diğer yanıma koyup söylediği cümleler üzerine gözlerimi devirdim .
" On dakika önce , eskisi gibi hareketli ve heycanlı olmadığımı ve bu yüzden eve kadar kar altında yürümemizi söyledin . Sözde bana iyi gelecekti . " Dirseklerimi eskimiş pembe tonlarında ki masaya koyup Jenny'nin yüzünü inceledim .
" Karın yağmura dönüşeceğini tahmin edemedim Karen . " Arkasına yaslanıp ellerini göğüsünde birleştirdi . Omuz silktim . Herneyse ...
" Peki , Jenny . " Telefonunu yeni siyah çantasından çıkartıp sırtını eskimiş püsküllerle çevrili mavi döşemeye yasladı .
" Oh Tanrım , haberi duydun mu ? Lucy Paramate olayı . Kadın ölü bulundu . Vahşet ! " Kafasını belirli aralıklarla hem sağa hem de sola sallarken garsonun getirdiği sıcak çikolatayı ellerimi arasına aldım . Neredeyse morarmışlardı .
" Olabilir . " Günde yaklaşık 10 cinayet vakasıyla uğraşıyordum . Adli tabib mi yoksa bir avukat mı olduğum belli değildi . Bu durumda gayet normal karşılanabilecek bir davranış sergiliyordum . Sıcak çikolatadan bir yudum alıp saatin neredeyse 4.30 olduğunu görene kadar aynı şeyi tekrarlıyacaktım . İçerisi olmasına rağmen buharlaşan nefesim ile ürpererek Jenny'nin telefonda hızla gezinen gözlerini kendime çekmek için iğneliyici bakışlar attım .
" Tanrım , kadın tam bir korku romanı konusu . Yazık ama ! " Ellerimi kumral saçlarımdan geçirip gözlerimi devirdim .
" Pekala , ben yüzbinlerce cinayet dolu evraklardan bu eski ve iğrenç kafeye sırf biraz kafa dağıtayım diye geliyorum . Sen ne yapıyorsun Jenjen ? " Jenny gülümseyerek telefonu mavi ve büyük çantasına koyarak yineledi .
" Yapma ama , yalnızca mesajlarımı dıştan okuyorum . " Gözlerimi bir yıldız kayarmış gibi abartıyla devirdiğimde Jenjen masaya eğilerek kızarmış yanağımdan makas aldı .
" Ah , unuttum ! " Neredeyse beşe gelen akrebi durdurmak amacıyla saatime vurduğumda kafamın yerinde olmadığının farkındaydım .
" Neler oluyor . Adam mı ha ? " Kaşlarını yukarı aşağı oynatırken çantamı omuzuma takıp masanın üzerinde ki kırmızı işlemeli tabaktan bir kurabiye alıp ağzıma attım .
" Hayır birtanem . Melissa'yı alacağım . Ve hesabı ödüyorsun . Seni seviyoruuuum . " Kapıdan koşarken arkamdan küfür ettiğni bilsem bile siyah cipime atlayıp arabada ki tek renkli cisim olan anahtarı kontağa taktım . Arabanın hareket etmek üzere atağa geçtiği sırada yaklaşık otuz beş yaşlarında gözüken bir adam siyah cama vurmaya başladı . Yavaş ve sakin bir şekilde camı açarken mavi gözleri soğuktan kızaran adamın nane kokan nefesi arabaya doldu .
" Bayan Cooper ? " Tanıyor edasıyla sorduğu ismime karşılık kaşlarımı çatıp sonradan zoraki bir gülümseme yaptım .
" Pardon beyfendi ama - " Lafımı özür dileyen gözlerel böldüğünde gözlerim saat ve sinir bozucu adamın arasında gidip geliyordu .
" Fazla vaktinizi almaya niyetim yok Bayan Cooper . Ben Mike Stan . " Arabamın arkasından dolanıp yanımda ki koltuğa kurulduğunda heran bir polisi arayabileceğimi beden dilimle anlatabildiğimi umuyordum .
" Pardon , izin istemem gerekiyordu . Tekrardan özür dilerim . " Ellerini alnına vurduğunda , arabayı çalıştırıp hergünki rutin heycanımla iletişime geçmeye çalıştım .
" Bakın Bay - " Gözlerinin sürekli gözlerimi takip etmesinden dolayı yola odaklanamam sinirimi bozuyordu . Birde üzerine davetsiz misafirimiz durmadan lafımı bölüyordu .
" Mike Stan . " Kafamı ısırdığım dilimin acısını dindirmek amacıyla salladığımda dar ve biçimsiz yoldan geçiyorduk .
" Bay Stan . Bu sevimli davetinizi neye borçluyum ? " Bay Stan gülümsediğinde derin gamzelerinden gözlerimi ayırıp yeniden yola bakmaya başladım .
" Bakın , karım eski ve kapanmış bir lunaparkta eziyet edilmiş bir şekilde bulundu . Ceset denilebilecek kadar da düzgün değildi hemde . " Soğukkanlılıkla anlatmaya devam ettiğinde mavi gözleri yoldan ayrılıp beni süzdü .
" Pekala , aşık olduğumu söyleyemezdim . Fakat oğlum annesine çok düşkündü ve bende rol yapmayı öğrenmeye başlamıştım . Bakın Bayan Cooper . Oğlum 17 yaşında bir delikanlı ve aklı bir karış havada . Çok uslu da olduğunu söyleyemem . Annesinin katillerini bulacağıma söz verdim . Ve sizde burada ünlü bir avukatsınız ha ? " Yeniden ortaya çıkan gamzelerinden zorlukla gözlerimi çekip dar yolun çevre yoluna açılan ağzında ki kırmızı ışığa yakalandığımızı görüp sinirle soludum .
" Pekala ne diyorsunuz Bayan Cooper ? " Çevre yolunda hızla giderken Melissa'nın müdürenin odasında olduğunu biliyordum .
" Bu işler böyle olmuyor Bay Stan ." Ellerini ensesinde birleştirip kaşlarını kaldırdı . Yol ayrımının sağ yamacından ilerlediğimde yutkundum .
" Bu şekilde değil . Yani, müvekilim ile aramda hiçbir samimiyet olmaz . Eğer şahsına özel tutulan bir avukat değilsem . Ki olmadığıma adım gibi eminim . Bunu Hukuk birosunda konuşmamız daha uygun olurdu . " Bir kitapçının önünde arabayı durdurdum .
" İyi akşamlar Bay Stan ." Kafasını salladığında kapıyı açıp yavaşça dışarı çıktı . Fötr şapkasını Siyah saçlarının üzerine yerleştirirken az önce oturduğu koltuğa bir kartvizit bıraktı .
" Size de iyi akşamlar Bayan Cooper . "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aynalar odası
Mystery / ThrillerBu cinayet sadece yanlış anlaşılma veya basit bir kurgu değildi . Altında yatan sırlar ile garipleşen bu katliam bir canın uçup gitmesinden ibaret değildi . Polislerin çözebileceği kadar su yüzünde de değildi . Bana , suçluya avukatlık etmemi istedi...