8.Bölüm:İnsan Güzel Hayatını Ancak Değerini Bilmezse Kaybeder

13 1 0
                                    

Her insanın kendince sürdürdüğü küçük ve mutlu bir hayatı olduğunda o yaşamın bozulmaması için elinden geleni yapar.Insanlar kendi küçük ve mutlu yaşamlarının bozulmaması için ellerinden geleni hatta fazlasını çılgınca bir şekilde ani bir bela olamayacağı düşüncesiyle sürdürmek isterler.O mutluluk zaten bozulmaya yakın bir temele kurulu ise insan sadece kendini kandırıyordur.

Yaren o korkunç akşamı aniden sancısı tutunca hastaneye kaldırılmıştı.Bir hafta kadar zorlu bir süreç geçti.Doktorlarin tüm çabalarına rağmen şok yüzünden bebek düşük çıkmıştı.Süleyman gerçekten çok üzülmüştü ve günlerce büyük bir depresyon yaşadı ama eşine belli etmemeye çalışıp sorun yokmuş gibi içine attı. Süleyman'ın kız çocukları da öksüz kalmasın diye eşine kızamıyordu.Ki o da artık içlerinde bulundukları durumun farkında olduğundan bir süreliğine eşini ve kızlarını memlekete gönderecekti.

Yaren hastanede yaklaşık 2 hafta kaldıktan sonra eve dönmüştü.Ablası Figen onunla ve yeğenleriyle ilgileniyordu. Küçükleri bir ara parka gönderip kız kardeşiyle konuşmaya başladı.Çunku nedendir bilinmez ama Yaren bebeğinin düşük olmasına hiç üzülmemişti.Ne ağlamıştı ne de tek kelime etmişti.Herkes onun şoka girdiğini sansa da gerçek çok farklıydı.

Figen:Yaren,güzel kardeşim.Sen neden bütün bu olanlara tepkisiz kalıyorsun?Bebeğin öldü ama tek kelime bile etmesin?Gözünden bir yaş bile gelmedi?

Yaren:Olacağı varmış abla,ne yapalım?

Figen:Iyi de insan üzülmez mı ağlamaz mı Yaren?Sen sanki bunu normal bir şey olarak karşiliyorsun?

Yaren(Sıkıntılı olarak) : IYI,madem bilmek istiyorsun iyi ki bu bebek düştü abla çünkü bu seferki de kızdı ve ben herkese erkek dedim.Eğer bebek düşmeseydi Süleyman beni yaşatmazdı.Zaten bu saçma olaylar olmasa kendim düşürecektim bir yolunu bulup abla!

Figen bir an duyduklarına inanamadı.Bebek kız olduğu için öz kardeşi düştüğüne şükrediyordu ve bu olay olmasaydı kendisi bebeğinin canına kıyacaktı.Ablasi ona çok kızdı.Uzunca bir süre tartışıp durdular.Yaren ablasının hemen gitmesini ve bu konuşulanlardan bahsetmemesi için yeminini aldı.Figen o kadar sinirliydı ki onu o boş kafasıyla yalnız bıraktı.

Yaren birkaç ay önce bebeğinin doktor kontrolünde kız olduğunu öğrenince Süleyman ile arası açılmasın diye erkek bebek ultrasyon resimlerini çalıp tüm herkese yalan söylüyordu.Bu olaylar olmasaydı da bebeğin düşmesi için bir yol.arayacaktı.Eğer kaza olarak bilinirse kimse birşey diyemez sanıyordu ama bu olanları o da beklemese de işine gelmişti.

Çocukları dışarıdan gelmeden önce bir ağrı kesici almak için eczaneye gitti.Eczaneden ağrı kesicisini alırken yol kenarında bir kavşakta dilenci teyze gördü.Oldukça yaşlı,başında yazmalı,ayakları çıplak ve yamalı bir palto ile eski püskü bir şalvar giymişti.Bir parça ekmek için bile razıydı.Yaren onu görünce yüzüne tiksinmiş gibi baktı.Yol kenarında böyle insanları gördükçe midesi bulanıyordu.

Kadını hiç umursamadan geçerken komşusu Neriman'ı gördü ve bir bank üzerine oturup iki saat kadar sohbet ettiler.Daha sonra evine gidip televizyonun karşısına geçti.Ağrı kesicisini içtikten sonra dinlenirken televizyon izlemek istedi.

Lâkin birden kalbine bıçak saplanmış gibi bir ağrı saplandı.Başi döndü, oturduğu koltuktan kalkarken birden kan kustu ve yere bayıldı. Olduğu yerde bir süre nefesi kesilmiş bir şekilde çırpındı ve en sonunda ağzından köpükler fışkırarak öldü.Hem de öyle acı çekerek öldü ki bunu ancak yaşayarak anlayabilirsiniz.

Süleyman o gün bakkalda sayım yaparken telefonu çalar ve içeri girer.Telefonda erkek sesine benzer bir ses eşinin intihar ettiğini söyledi ve anında telefonu kapadı.Süleyman o an paniklenir ve eşinin bebeğini düşürdüğü için vmcanina kıydığını düşünür.Dükkandan alelacele çıkıp eve gidecekken dışarıdaki içecek dolabı Süleyman 'ın üstüne düşer ve Süleyman yaklaşık bir tona yakın dolabın altında ezilerek öldüğü sırada gözleri kararır.

O gün bakkala gelen ekmekçi içecek dolabının altında kalan bakkalcıyı görünce korkmuş bir şekilde polise ve ambulansa haber verir.Orada toplanan kalabalıkta bazı komşular eşinin olduğunu söylemek için Yaren'in evine gitselerde kapı kapalıydı ve zar zor açtıklarında salonun ortasında ölü olan kadını görünce dehşete düştüler.O an ilk korkularını atlatınca hemen ambulansı buraya da gelmesi için ararlar.

Olay yeri inceleme ekipleri Yaren'in içtiği ağrı kesicinin etkisini yavaşça gösteren bir zehir olduğu ortaya çıkmıştı.Süleyman'in dükkanındaki içecek dolabı da gevşeğimmiş ve vidaları çıkarılmıştı.Bu olanların kasti bir cinayet olduğu oldukça açıktı ama büyük bir esrar perdesi vardı.

O günden sonra yetim ve öksüz kalan üç kız çocuğu da çocuk esirgeme kuruluna gönderilir.O kadar üzülüp ağladılar ki günlerce yemek yemediler.Artık yetimhanede kalacak olan kızlar hayatlarının en büyük acısını yaşıyorlardı.

Kız kardeşi ve onun çocukları için çok üzülen Figen de günlerce yemeden içmeden kesilmişti ama artık herşey için çok geçti.Kız kardeşinin ölümü onu bir yandan üzerken bir yandan da keşke kardeşinin bu bebek düşürme olayı ve yalanlarını daha önceden öğrenip engel olsaydı belki hiç değilse öldüğünde ateşler içinde günahkar bir anne olarak hayata gözlerini yummazdı.

İşte insanların küçük hayatlarındaki mutluluklar sağlam bir temele vurulmadigi zaman bu kadar kolay yıkılmaya mahkum oluyordu.Ki bu cinayetlerin hepsinin ortak bir yönü de aslında bu değil mi?




SON DERSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin