8

1.6K 266 57
                                    

Kısa ve olayların çözüldüğü bir bölüm sunuyorum size! İyi okumalar ! ^^

Minho kaşlarını çatarak Jisung'a baktı.  " Peki bunu benimle paylaşmaya ne dersin Jisung ? "

Jisung gerginlik ile yutkundu ve konuşmak için ağzını açtı ama konuşmadan geri kapattı. Minho ise onu sıkıştırmak yerine sabırla onun konuşacağı anı bekliyordu. 

" Aslında bugün sen gittikten sonra elimde kutu ile Bay Kim beni ağlarken görünce çoğu şeyi kısaca bana açıkladı. " 

Jisung tekrar derin bir nefes aldı ve konuşmasına devam etti. " Şöyle ki sana az önce bu kutunun ne anlama geldiğini sormamın bir sebebi vardı. Çünkü Bay Kim bana hastalığını basit bir şekilde anlattı ve bunu sadece ben değil aynı zamanda ailem de biliyormuş. Bunu  nasıl söyleyebilirim bilmiyorum ama seninle zaman geçirip sen gittikten sonra benim üzülmemi istemedikleri için böyle saçma sapan bir durumun içerisindeyiz. "

Jisung konuşurken sesi sonlara doğru iyice kısılmıştı. Minho ise duyduklarının şaşkınlığı ile ne söylemesi gerektiğini bilmiyordu. 

" Yani sen benim hastalığımı daha önce de biliyordun. "

" Hayır hayır ! Bende bugün öğrendim yemin ederim. "

Minho kafasını olumlu anlamda salladı ve tekrar sessizliğe büründü. 

" Bu durumda Bay Kim'e kızmak haksızlık olur. Bunları yapmasını ailem istemiş çünkü. "

Minho kararsızlık ile bakışlarını tekrar Jisung ile buluşturdu ve sessizce konuşmaya başladı. 

" Peki sen ? Sen benimle zaman geçirmek istemiyor musun ? "

Jisung duyduğu soru ile ellerini kaldırdı ve yavaşça Minho'nun yüzünü avuçları arasına aldı. 

" Hayır Minho bunu nasıl düşünürsün ? " 

Minho dolan gözlerini umursamayarak konuşmaya çalıştı. 

" Bu durumda seni benimle zaman geçirmeye zorlayamam biliyorum bu yüzden bunu soruyorum. Çünkü ileride şu anda olduğundan daha kötü olacak ve.. bilmiyorum işte sonuçta bu senin kararın buna karşı çıkamam.  " 

Jisung tuttuğu yüzü kendine doğru çekti ve küçük dudaklarını Minho'nun dudaklarına bastırdı. 

" İleride her ne olursa olsun ben şu anda senin yanında olmaya devam edeceğim. Asıl sen benimle zaman geçirmek istemezsin diye düşünüyordum çünkü seni yorabilirim ama şimdi kimin ne söyledi şu an umurumda değil üzgünüm. Senin bile. "

Minho, Jisung'un son söylediğine küçük bir kahkaha atmış ve kafasını Jisung'un boyun girintisine gömerek derin bir nefes çekmişti. 

" Teşekkür ederim. " diye kısık sesi ile mırıldandı. 

 "Hey bunun için teşekkür etmene gerek yok Minho sadece senin baş belan olacağım işte. "

Jisung, kıkırdayarak Minho'nun saçlarını okşarken samimice konuşmuştu. Minho da onun gülmesine karşılık verirken kendini geri çekti ve Jisung'un anlına uzun bir öpücük kondurdu. 

" Seni gördüğüm ilk anda böyle bir baş belası olacağını tahmin etmiştim zaten bu yüzden sorun değil. " 

" Hey sadece ben kendime baş belası diyebilirim. "

" Ah özür dilerim Jisung-shi bu umurumda değil. " dedi ve dudaklarını Jisung'un dudaklarına bastırdı. Küçük bir öpücükten sonra anlını Jisung'un anlına yaslayarak konuşmaya devam etti. "Şimdi gitmem gerekiyor üzgünüm. "

Jisung sızlanarak konuştu.  " Bu akşam burada kalamaz mısın ? " 

" İnan bana çok isterim ama sabah bu evden çıkamayabilirim. Bende seninle bir evde hapis kalmak isterdim ama bu ailen ile olan ev olmamalı. " dedi ve gülmeye başladı.

Jisung yaşadığı farkındalık ile birlikte üzgünce gülümsedi. Minho son kez kokusunu içine çekti ve içeri girdiği cama ilerledi. 

" Peter Pan'nın gidiyor bebeğim başka çocukları da mutlu etmeliyim şimdi. "

" Yah Minho ! Senin tek mutlu ettiğin çocuk ben olabilirim bunu sakın aklından çıkarma !" 

Yanımda bütün aile varken yazdığım zor bil bölüm oldu evde survivor yaşıyorum :( Umarım güzel bir bölüm olmuştur :( Sizleri seviyorum !!!! ^^

I See | MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin