Lisa kapıyı açıp çıktı j-hope ona meraklı gözlerle bakıyordu
J-hope:lisa cinsiyeti ne??
Lisa hafif gülümseyip "erkek"dedi
J-hope o kadar mutlu olmuştu ki gözleri gülüyordu hemen gidip lisaya sarıldı
Ama orda bir kişi daha vardı çok sevinen jungkook jungkook üzüntüyle gülümsedi j-hope yerine olmak istedi lisaya sarılmak lisayı öpmek ama yapamazdı ona bir adım yaklaşırsa lisayı kaybederdi
Jungkook lisayı çok özlemişti ama yapabilceği bir şey yoktu o anda j-hope jk yi fark etmişti lisaya burda beklemesi gerektiğini söyledi lisa sorgulamadan tamam dedi
J-hope sinirli bir şekilde jungkook un yanına gitti
J-hope acıyla"senin ne işin var burda gitsene o kadının yanına"
Jk:izin ver anlatayım hyung sesi yorgun ve üzgün çıkmıştı
J-hope:anlat dedi gözleri dolmuş ikisininde
Jk:zorla ayrıldım hepsi babası yüzünden
J-hope:zor değil mi jungkook kimselere bir şey demeden tek başına sorunlarla cebelleşmek çok zor değil mi
Jk:adım atsam sanki düşeceğim gibi mecalim kalmadı hiç bir şeye öylece duruyorum sadece öyle durunca da yoruluyorum
Ağlıyordular
J-hope eliyle sandalye de oturmuş lisayı gösterdi
J-hope: kırdığın kalbin sahibine iyi bak yolun bir muhakkak ona çıkacak
Yazar'dan
Bir insana kırılmış olduğunu izah etmek çok yorucu zor değil mi hem seni kıran o hemde ne olduğunu anlaması için çabalayan sensin
Lisa gülmeyi öğrendi ağlıyarak ve hiç ağlamadan
Jungkook ağlatmayı öğrendi hiç ağlamadan
Jk:özledim onu sesini,bakışını, gülüşünü anlıyacağın deli gibi lisayı özledim ben
Jk: babası zorladı ayrılmasam hiç düşünmeden onu öldürecekti durdurmaya gücüm yetmezdi biliyordum yapardı bunu korkuyorum hemde deli gibi lisayı kaybetmekten deli korkuyordum
J-hope jungkook a tokat attı sonra itekledi
J-hope: niye söylemedin lan ha niye biz senin abin değil miyiz ucunda ölüm olsa bile sana yardım edeceğimizi bile bile niye söylemedin!!!
J-hope öyle bir şey söyledi ki jungkook um paramparça kalbi daha da parçalandı
J-hope:unut lisayı
Jungkook yere çöküp ağlamaya başladı
Jk: lisayı ne zaman unutacağımı sorma çünkü ne zaman öleceğimi bilmiyorum
ikisi de hıçkırarak ağlıyordu j-hope elini uzattı jungkook a jungkook ilk önce eline sonra j-hope a elini tutup kalktı j-hope hemen ona sarıldı jungkook hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı
J-hope:jungkook lisayla konuş
Jk:ya aff- sözünü keserek
J-hope:aff edecek jungkook onu tanıyorum seni istediğini biliyorum doktorun yanına gittiğinde görmedin mi hâlini sevincini yaşayacağı bir jungkook istiyordu o odada tek olmak istemedi jungkook gerçekler ortada daha ne duruyorsun neyi bekliyorsun kızın acıdan ölmesini mi yoksa senin acıdan ölmeni mi bekliyorsun yarın eve gel konuşun eminim affedecek çünkü bu süreçte sana çok ihtiyacı var
Jk:ya bir şey olsa lisaya o zaman ne yapacam
J-hope gülümsedi
J-hope:olmuyacak yemin ederim ki olmuyacak sadece siz kavuşun
Jungkook gülümsedi
Lisaysa jungkook la eski anılarını düşünüyordu derince iç çekti artık ağlıyacak göz yaşı kalmamıştı j-hope yanına geldi küçük bir tebessümle
Arabaya binip eve gittiler lisa yorgun olduğunu söyleyip odasına çıkmıştı
Sabah
Lisa sabah kalktığında susadığı için mutfağa gitti birden kapı çaldı Lisa karnını okşaya okşaya "bak olum teyzenler geldi"
Kapıyı açtığında karşısında gözleri kızarmış bir jungkook vardı birbirlerine özlemle bakıyordular
Jk:lisa öyle güzel bakıyordular ki gözlerine
Lisa ne tepki vereceğini bilmiyordu kızacak mıydı yoksa sevinecek miydi
Lisa: j-jungkook
Jungkook yavaş yavaş lisaya yaklaşmaya. Başladı Lisa sadece jungkook u izliyordu Jungkook git gide aralarındaki mesafeyi kapatıyordu
Jungkook lisadan uzun olduğu için lisa hafif başını kaldırdı gözlerine baktı jungkook özlediği kızın yüzünün her bir zerresine bakıyordu en sonunda gözleri dudaklarında kalfı lisanın da gözleri yavaş yavaş dudaklarına kayıyordu jungkook Yavaş dudaklarını birleştirdi onca yılın acısını çıkartarak öpüyordular birbirlerini lisa elini jungkook un boynuna koydu jungkook sa elini lisanın ensesine koydu başını hafif eğdi nefesiz kaldıklarında ayrıldılar
Yaşamadan yaşlanan hayatların kırışıklıkları kalbinde olurmuş
Göz yaş insanın ıslak imzasıymış
Sınır 26 okuma 6 vote
