(Esila'nın ağzından)
Sabah Rüya'nın iğrenç sesiyle şarkı söylemesine karşın bağırmaya ve saydırmaya başladım. Yaprak ise kalkıp Rüya'ya yastık atmaya başladı böylece nasıl olduğunu anlayamadığımız bir yastık savaşı başladı. Biz böyle devam ederken Yaprak son kez Rüya'nın kafasına vurup "Bu gün cumartesi değil mi gerizekalı?" diye kızgınca sordu. Rüya ise kafasını korumaya çalışarak "Benim bu gün turnuvam vağğr" dedi pardon cırladı. Kafasına yastık ile bu sefer ben vurup "Gerizekalı arkadaşım turnuvan saat 4'te değil miydi?" diye sordum. Ben konuşurken Rüya'nın gözü saate kaymıştı. Saat sabahın 9'uydu. Rüya dudaklarını sarkıtıp geri geri odadan çıkarken arkasındaki merdiveni görmedi. Böylece merdivenlerden aşşağıya takla atarak indi. Tam kahkaha atıcakken Yaprak cebinden telefonunu çıkardı. Rüya'nın bu halini videoya almaya başladığında dudaklarımı dişleyip gülmemeye çalışıyordum.
Rüya sırt üstü düştüğünde Yaprakta videoyu sonlandırdı. Kahkaha atarak aşşağıya inmeye başladık. Rüyaysa yerde kalçasını ovuşturuyordu. Kaldırmak için elimi uzattığımda hınzırca elimi kendisine doğru çekip yanına düşmemi sağladı. Yaprak ise bu halimize karşın gözlerini devirerek mutfağa girdi. Rüya ayağa kalkıp Yaprak gibi mutfağa gittiğinde yere sırt üstü uzanıp biraz tavanı seyrettim. Sıkılmaya başladığımda ise bende ayağa kalkıp mutfağa girdim. Rüya krep yaparken Yaprakta kahvaltılıkları masaya koyup tabakları yerleştiriyordu. Boş boş durmiyim diye bende çay demledim.
Sofraya oturduğumuzda Rüya 9 yaşındaki çocuklar gibi seke seke masaya geldi. Elindeki tabağı masaya koyduğunda kreplerle bakıştık. O krep dil mi çıkarıyor? Yaprak'a baktığımda onun benden daha şaşkın olduğunu gördüm. Derin bir nefes alıp sabır istercesine yukarı baktı. Yapra'ta benim gibi düşünüyordu. Eğer bu gün Rüya'nın maçı olmasaydı sanırım cenazesi olurdu. Rüyayı memnuk etmek için sessizce yemeğimizi yedik...
***
Yaprak "Hadi arabaya binin" dediğinde Rüya hemen arkaya oturdu. Ben ise ön koltuk ile bakışıyordum. Aklımda ise "Acaba bu gün ölür müyüm?" sorusu var. Neden mi? Çünkü Yaprak araba kullanmakta berbattır. Motor kullanmakta harikadır hatta yarışlara bile girer ama araba...Bir kez kaza bile yapmıştı. Gergin bir şekilde ön koltuğa oturduğumda derin nefesler alıyordum. Yaprak arabayı çalıştırdığında hızla kemerimi taktım. Yaprak bu hareketime gözlerini devirip "Fazla paranoyaksın Esila" dedi. Başımı olumsuz anlamda sallayıp "Kaza yapan ben miydim?" diye sordum. Arabayı yavaş bir şekilde sürerken "O gün alkollüydüm" dedi. Kollarımı göğsümde kavuşturup "O gon olkolloydom" diye ökündüm. Bir elini direksiyondan çekip kafama vurdu. Bende vurucaktım ama mazallah araba sürüyor şimdi.
Standlarda oturmuş hazırlıkların bitmesini bekliyorduk. Yaprağın telefonu çaldığında merakımdan bende ekranına baktım. Patronu arıyordu. Oflayıp telefonu açtı. Bir kaç dakika geçtiğinde eliyle bana bir dakika işareti yapıp dışarı çıktı. Yaprak akşamları bir barda garsonluk yapıyordu. Ben kafede çalışıyordum Rüya da kütüphanede çalışıyordu. Ailemiz bize para yollasada yetmiyordu. Bu yüzden hepimiz Part time iş bulmuştuk. Aramızda en şikayetçi olan kişi Rüyaydı. Kütüphaneye yiyişmek için gelen çiftler onu rahatsız ediyormuş. Yaprak hepimizden çok zorlansada belli etmemeye çalışır. Aynı yaşta olmamıza rağmen bize abla gibi olmuştu. Üçümüz 9 yıldır arkadaştık. 19 yaşındayız ve 10yaşından beri onları tanıyorum. Rüya nında yeri farklı. Aramızdaki en saf kişi o. Ben ise normalim işte. Ben böyle düşünürken Yaprak heyecanlı bir şekilde yanıma geldi. Maç başlamak üzereydi.
"Emir(patronu) eğer belirli akşamlar şarkı söyeyip insanları eğlendirirsen maşımı arttırırmış" dediğinde bende mutlu oldum. Sesim cidden güzeldi. Şarkıcı olabilirdim ama parada gözüm yok geçinsek yeter.Kafamı heyecanla sallayıp "Tamam harika olur...bir dakika seninle aynı anda gelip gidicez değil mi?" diye sordum. Başını salalyıp "Biliyorsun ben işe on birde gidiyorum bu yüzden kafede çalışmaya devam edebilirsin" dedi. Tam ağzımı açmıştımki hakem düdük çaldı. Maç başlamıştı. Heyecanla ayağa kalktığımızda herkes bize bakıyordu. Tezahurat yapıyorduk. Rüya'da bundan memnundu. Kıkırdayıp oynuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜniversiteYılları
HumorÜç Kızın üniversite maceralarını ve zorlukları anlatıyor. Bu hikayede bazen ağlayacak bazende güleceksiniz. Ama çoğunlukla güleceksiniz. Umarım beğenirsiniz