Bitmesin İstiyordum

122 11 3
                                    

Karanlıkta yüzünü seçmeye çalıştığım da zor da olsa onu görünce lanet ettim kendime.

Abim bize doğru yaklaştığında o an nefret ettim herşeyden. Bizim yanımıza ulaştıktan sonra tekme tokat Aslan'ı dövmeye başladı.

Aslan kılını bile kıpırdatmıyordu. Bunu haketmiş olduğunu düşündüğü çok belliydi. Boğazım düğümleniyordu, yalvarıyordum abime ama hiç bir faydası olmuyordu.

Yerdeydi Aslan, çaresizdi. Hiç ağlamayan ben günlerdir resmen derbeder olmuştum hele ki bu son darbeyle, daha da kötüleşmiştim.

Aslan'a halâ vururken

"Sen benim arkadaşımdın, kız kardeşime göz diktiğin için mi gelip duruyordun benim evime?!" diyordu sinirle.

Araya geçip

"Artık dur! Yetmedi mi daha?" derken bağırarak, son gücüyle tokat atmıştı abim bana, hem de ilk defa.

Gözlerimden akan yaşlar daha da hızlanmıştı. Aslan birden yerden kalkıp abime yumruk atmaya başladı, durduramıyordum.

En son çekip gideceğimi söylediğimde durmuştu. Abimin kolunu tutarak eve doğru yürümeye başladım, arkamdan ne kadar seslensede umurumda değildi.

Abime vurmuştu, ne olursa olsun o benim canımdı ve kimse bunu yapamazdı, hele ki benim gözümün önünde.

Çok üzgündüm, aptal bir oyunun bu raddeye geleceğini düşünmüyordum. Abim eve gelene kadar sessizliğini başarılı bir şekilde korudu.

Eve geldikten sonra anneme herşeyi anlattığında annemdende bir ton azar işitmiştim.

Böyle olmamalıydı.

Telefonum odamdaki sessizliği bozduğunda, bir nebzede olsa mutlu olmuştum. Ona şu an ihtiyacım olduğu kesindi.

Açtığımda

"Efendim Kerem?" dedim acınası bir şekilde

"Seni ona emanet ederken böyle bir oruspuluk yapacağını tahmin edemezdim doğrusu, ama yakıştınız emin ol. O pezevenk, sen ise onun orospususun artık!" diyerek kapattı telefonu.

Allahım dayanamıyorum, bugün ikinci darbem, benim en büyük derdim babamın yanımda olmamayışı olması lazımdı.

Yoruldum Allahım, bu sadece aptal bir oyundu, Lara'nın başlattığı, benim ise başrolü olduğum bir oyun..

Abim anneme bağırıyordu, 'bu kız bir daha evden çıkmayacak' diye.

Olamaz özgürlüğüme düşkün bir insandım ben. Defalarca aradığı için bu sefer açtım telefonu.

Ahizenin karşısındeki ses o kadar çaresizdiki tarifi imkansız.

"Derin, özür dilerim. O sana vurunca dayanamadım yapamadım duramadım bana vurması umrumda değildi ama sana yapamaz, yapmamalı" dedi yaptığı suçu açıklamak ister gibi.

"Aslan o benim abim, beni orda gebertsede bu hakka sahip değilsin sen, haddini bil demiştim sana önceden ama belli ki sözlerimin üstünde bir faydası yokmuş. Ayrıca bitti Aslan, artık seninle görüşmek is-

sözümü keserek

"Sakın Derin, bana bize bunu yapma, yalvarıyorum sana. Ben ilk defa birisine yani sana açıldım. Seni seviyorum demekten daha çok, sana aşığım demeyi seviyorum beni bundan mahrum etme, dayanamam" dedi acınası ses tonuyla.

"Aslan bunlar birer oyundu, Lara'nın benden istediği aptal bir oyun! Ben seni sevmiyorum. Bitti sözümü kesme. Seninle kesinlikle görüşmek istemiyorum. Uzak dur" dedim üzülerek

"Derin ne saçmalıyorsun sen? Bu kadar karektersiz miydin sen? Hayır benim aşık olduğum bu konuştuğum kız değil. Yüzüne ne yaptın göremiyorum ama sesine maske takmayı kes!" derken daha konuşacağını bildiğim için kapattım telefonu yüzüne, telefonumu sessize alırken.

Aslan Hayatımdan çıkacaktı tamamen, böyle olması gerekirdi. Ona karşı birşey hissetmiyordum.

Ama kahretsin çok üzülüyordum, nedenini bilmeden. Boğazımda olan düğüm nefes aldıkça daha da düğümleniyordu.

Abimin bizi yakaladığı için değil, Kerem'in ağıza alınmayacak küfürler ettiği için fılan değildi bu göz yaşlarım, Aslan'a yalan söylediğim içindi, onu kandırıp duygularıyla oynadığım içindi, onun artık hayatımda olmaması gerektiği içindi.

Onu kaybettiğim içindi..

Yastık başıma taştı resmen. Buna rağmen göz kapaklarıma yenik düşmüştü başıma taş olan yastığım.

Sana İnat, Yine SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin