Nur, elinde Sinem Komiser'in otopsi raporu, küçük beyaz tahta önünde dikilmiş konuşmaya hazırlanıyordu. Tam karşısında Emir Bașkomiser; sağına Rıza, soluna da Yunus oturmuştu. Büro'nun yeni ve neşeli polisini bu denli sert bakışlarıyla adeta tanıyamamışlardı. Kısa bir sessizlik sonrası, Emir Bașkomiser sakin tavırları ile: "Evet, seni dinliyoruz kızım!"
Heyecandan olsa gerek, sürekli kuruyan dudaklarını yalayarak: "Amir'im, bunu nasıl anlatırım bilemiyorum? Sinem Komiser'i namı diğer Karadul'u, Ferhat Abdi şehit etmedi! Ölüm sebebi bambaşka çıktı!"
Yunus, Emir Bașkomiser'e bakarak Nur'a sert bir dille: "Nur, bak hepimiz oturmuş seni dinliyoruz. Lafı daha fazla dolandırma!"
Yunus Komiser'in bu cümlesine karşılık cesaret alan Nur: "Ölüm sebebi ricinus communis! Kene otu tohumu olarak da bilinir. Otopsi de zor tespit edilen güçlü bir zehirdir. Kolaylıkla yapılabilen bir zehir özelliğine sahiptir. Ancak hangi yoldan vücuda girdiğini bilemiyoruz. Hangi yoldan olursa olsun, 3 mg risin, fazla fazla kişinin hayati fonksiyonlarını kaybetmesi için yeterli! Ama beni şok eden bu değil! Risin ile ilgili bulduğum parmak izi, Ebru Komiser'ime ait! "
"SAÇMALIK BU, SAÇMALIK! SENDEN HEP ŞÜPHELENMİȘTİM! ŞİMDİ DE HAKLI OLDUĞUM İÇİN LANET EDİYORUM!"
Fevri çıkışın kim olduğunu herkes çok iyi biliyordu.O isim, Odadan ayrılırken, Emir Bașkomiser seslendi: "Rıza! Gel Buraya! RIZA! RIZA! RIZA! cevap gelmeyince de, Yunus'a işaret ederek, bak la şuna!"
Yunus da bürodan ayrılırken, ters bakışlarla adeta Nur'u parçalıyordu. Emir Başkomiser de çatık kaşlarla: "Emin misin kızım? Bu.. Bu çok büyük bir itham! Sonrasında değil senin, Bürodaki herkesin başı belaya girer!"
Nur ise, yaşaran gözlerle Emir Bașkomiser'e bakarak: "Amir'im! Beni, Sinem Komiser ile tanıştıran, Ebru Komiser'im olmuștu. Neden ona, ithamda bulunayım ki? Benim ne kârım olabilir ki, bu işte?"
Emir Başkomiser, Komiser yardımcısı Nur'un doğrudan gözlerine baktı. Kızarmış gözlerinde, ne göz kaçırma, ne burnunu kaşıma, ne de tavırlarında bir anormallik vardı.. Nur, gerçekten de ağlıyordu. Hem de sarsıla sarsıla..
Emir Başkomiser, derin bir nefes aldıktan sonra, hayatının en zor kararlarından birini verecekti. Ya silah ve kimliğini aldıktan sonra, soruşturma dahilinde bulunan Ebru Komiser, aklanıncaya kadar göz hapsine alınacak ya da, yine Ebru'nun silah ve kimliğini aldıktan sonra açığa alarak, cinayetten yargılanacaktı, Ebru Komiser!..
Yanlarına gelen Yunus ve Rıza'nın, Nur'a olan bakışları kesinlikle değişmemişti. Emir Başkomiser, kısık sesle: "Tamam, Ebru'yu getirin. Parmak izi alınsın. Sonrasına bakarız!"
Rıza, yine aynı tepkiyle: "Yapmayın Amir'im! Nasıl inanırsınız böyle bir saçmalığa!"
Emir Başkomiser'in tepkisi bu kez sert olmuştu: "NE YAPALIM PEKİ RIZA BEY? ÖYLECE KIZI, Ebru'yu, ZAN ALTINDA MI BIRAKALIM? Nur'u göstererek, O, İŞİNİ YAPTI! SEN DE İŞİNİ YAP! EBRU SENDEN ÖNCE BÜROYA BAŞLADI. BENİM BİR TEK İSTEĞİMLE BU BAŞ BELASI BÜROYA GELDİ, O KIZ! KARİYERİNİ YAKACAĞINI BİLDİĞİ HALDE GELDİ! BEN BİLMİYOR MUYUM ONUN SUÇSUZ OLDUĞUNU? BİLİYORUM! AMA O DELİLİ ÇÜRÜTMENİN YOLU.. O gerçekle yüzleşmekten geçer! ŞİMDİ HERKES, BU KIZIN İŞİNİ YAPTIĞI GİBİ, İŞİNİ YAPSIN! Ebru'yu bu işten kurtarana kadar, değil gündüz, gece bile yok bize! O kıza da bir daha düşmanca baktığınızı görmeyeyim! Benim büromda ne eski değerini kaybeder, ne de yeni gelen değersiz olur! Bu bir emirdir, anlaşıldı mı Komiser'im!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜLER İÇİN (Tamamlandı)
Action"Ölüm, sadece bir başlangıçtır" Eğer buna inanıyorsan, 'Bir şeyi saklamanın en iyi yolu, onu, herkesin göreceği yere koymak' olduğunu kabul edeceksin... Sir A.C. Doyle *Mesleği ile ailesi arasında yaşayan ama aldığı cezalar nedeniyle yükselemeyen;...