GÜNEŞ PATLAMASI

29 0 0
                                    

Güzel bir haftasonu sabahıydı. Hava her zamankinden daha sıcaktı. Jose ile arkadaşları gezmeye karar verdiler. Saat 1 de parkın yanındaki arazide buluşacaklardı. Jose'nin bir erkek kardeşi vardı ve annesiyle babası yurtdışındaydılar. Jose hazırlanıp evden çıktı ve yeni olmayan biraz eski model arabasına bindi. Araziye doğru yol almaya başladı. Biraz trafik vardı ve yavaş akıyordu.  Belki yetişemeyebilirdi. İçinde bir endişe vardı.  Ara sokaklardan geçerek gitmek istediği yere vardı ve arkadaşlarının hepsi ondan önce gelmişlerdi. Toplam 5 kişiydiler, hepsi birlikte Jose'nin arabasına bindiler ve Büyük Sehir Parkı'nın yolunu tuttular. Biraz zaman sonra istedikleri yere vardılar. Gezerken bir gariplik farkettiler, bu gariplik havanın git gide ısınmasıydı. Ellerindeki dondurmaların eridiğini farketti Jose. Bu işte bi gariplik vardı. Hava nerdeyse 50° olmustu. Jose ve arkadasları arabaya bindiler. Ama hava sıcak olduğu icin arabanın içi sıcacıktı. Jose havalandırmayı açtı fakat yine sıcak hava geliyordu. Hemen arabayı eve doğru sürmeye başladı. Yolun yarısına geldiklerinde tekerlekler erimeye başlamıştı. Hava o kadar sıcaktı ki yol bulanık gözüküyordu. Hemen telefondan ailesini aradı. Jose'ın arkadaşları arabadan inip yürümek istediler, Jose onlara engel olmaya çalıştı fakat boşunaydı. Onlar gittikten biraz sonra havada bir ışık belirdi. Bu ışık gittikçe büyüyordu ve hava gittikçe kırmızılaşıyordu. Bu bir meteordu ve şehirin içine doğru düşüyordu. Ailesi ile bütün şehir yanacaktı. Jose ağladı ağladı... Biraz sonra neler olduğunu merak ettiği için Hava Durumu kanalına doğru sürdü. İceri girdiginde sunucular yerde ölü olarak yatıyordu ve yanmışlardı. Sag tarafnda duran İcecek makinesini gordu ve hemen makineden su alıp içti. Makinede kalan diger icecekleri kenardan bulduğu bir cantaya doldurdu. Dev ekrandaki bilgilerden baktı ve güneşin büyük değişikliklere uğradığını gördü ve hava sıcaklığı git gide artıyordu hemen çantayı alıp çıktı ve arabaya bindi. Soğuk bir yerlere gitmeyi düşündü. Aklına mağaralar geldi ve dağın yamaçlarında mağaralar vardı. Hemen oraya dogru yola çıktı. Belki orada kalabilirdi. Yoldaki marketlerden biseyler alıp cantasına doldurdu. Butun insanlar kacışıyordu, herkes sehir dışına çıkmaya çalışıyordu ve soğuk yerler arıyorlardı. Jose tekrar yola koyuldu. Arabasıyla otobandan hızla geçiyordu. En sonunda dik bir yokusa geldi ve arabasının cıkamayacağını biliyordu. Arabasından inerek arkadan cantasını aldı yokuşu tırmanmaya başladı. En sonunda bir mağara buldu ve içeri girdi. İçeri serindi ve su birikintisi vardı. Sanırım orda bir süre kalabilirdi. Cantasından çıkardığı yiyecekleri bir köşeye koydu ve uzanıp yattı. Ertesi gün hava dahada sıcaktı. Calvin duş alması gerektiğini düşündü. Mağaradaki suya girip kısa zamanda bir duş aldı ve bu sefer yeni kıyafetler gerekliydi. Yokuştan aşağı inerek arabasına doğru yürüdü ve arabasına bindi. Yollar bomboştu ve her taraf sakindi. Hava gitgide ısınıyordu ve bulduğu ilk dükkana girdi. Yeni kıyafetler giydi ve yanına yedek kıyafetler aldı. Biraz dolaştıktan sonra kaldığı mağaraya doğru gitmeye karar verdi. Yollar sıcaktı. Mağaraya girdi, yemek yedi ve uyudu. Ertesi gün kalktığında bütün giysileri ve yiyecekleri çalınmıştı. Yattığı yerden kalktı ve çıkışa doğru yürüdü ama adım atamadı. Çünkü her yer lav olmustu ve meteor yağıyordu. Şaşkınlığını üzerinden atamadan kendini lavların içinde buldu ve yanarak öldü.

Güneş PatlamasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin