Önceki Bölümden Kesit:
"Ne!? Milyarlar mı!? Bu gerçek dünyada ne kadar eder ki?" "İnan bana yılda bir kere yapsan dahi çok iyi para eder." "Yılda bir kere mi? Sadece o kadar mı yapıyor? Neden ki?" "Bilmem. Belki de çok tembeldir. Bana kalsa her gün yapardım." "Aynen." "Sanırım vardiyamız bitmiş. Hadi bahçeye çıkalım." "Tamamdır. Arkandayım."
--------------------
Mersat şaşırmış bir halde, içgüdülerine güvenmenin karşılığını almasının verdiği tatminiyetle gülümseyen Magister'i izliyordu. "Hey, dostum.. İyi misin?" diye sormayı geçirdi içinden. Ancak Magister'in ellerinin bile titremesine yol açacak kadar güçlü heyecanının farkındaydı ki bu heyecan dünyayla bağlantısını kesmiş gibiydi. Birkaç saniye süren sessizliğin ardından Magister, cebinden çıkardığı içi para dolu keseyi Mersat'a uzattı. "Kadına ver, Samir'i içeri yolla." Mersat, boş gözlerle keseye bakıyordu. Aklındaki onlarca soruya karşın tek bir cevap bile bulamayışı hayatının bir amacı yokmuş gibi hissetmesine neden olmuştu. Gözlerini keseden Magister'e çevirince içindeki heyecanın hala kırıntılarının kaldığını sezdi. Yavaşça keseye uzandı. "İşler sakinleşince neler olduğunu anlatsan iyi olur. Yoksa bizzat Samir'den öğrenirim." Mersat'ın sesinin tonu tehdit etmekten çok merakını giderme isteğiyle yanıp tutuşuyor gibiydi. Magister, keseyi kavrayan elleri yavaşça gevşerken sırıttı. "Zamanı gelince öğrenirsin."
Yaşlı teyze ilk defa bir konuşmanın uzadığına tanıklık etse de, parasını aldığı sürece hava hoştu. "Reth, adamım gelmen gerek." Bunu duyan Sinka göz ucuyla Mersat'ı süzdü. Samir şaşkınlığını gizlemeye çalışarak "Ne?" dedi. "Adamım, konu biraz karışık. Aslında ben de tam olarak ne olduğunu bilmiyorum. Ama söz kötü bir şey olmayacak." Samir ne yapması gerektiğinden pek emin değildi. Sinka "Ben de geleceğim!" demek istemesine karşın Samir'in ona "Gitmeli miyim?" manasındaki bakışı "Ne istersen yap! Ben senin annen değilim!" demesine neden oldu. Sinka'nın bir miktar kıskandığını fark eden Mersat, hiç huyu olmamasına rağmen, üzerinde durmadı. Mersat'a güvenmemesine rağmen "Bir kez ihanet etti ama... Şu anda beni ışınlanma yerine götürüyor. Görevi tamamlamak için tek şansım bu." düşünceleri aklını ele geçirmiş ve arabadan yavaşça inmesine neden olmuştu.
Kapıya geldiklerinde Mersat "Adamım, içeri yalnız girmen gerekecek." dedi. Samir, bundan bahsetmeyen Mersat'a sinirlenmesinden dolayı "Ona güvenmemeliydim." diye içinden geçirdi. Yine de başka seçeneği olmadığını düşünerek kapıyı açtı. Odanın içi bomboştu. "Sen girdikten sonra gelecek." diye fısıldadı Mersat. Samir içeri girdi. Mersat arkasından kapıyı kapadı. Samir ne yapması gerektiğinden tam emin olmamasına karşın bir tehlike olmadığına kanaat getirmişti. Kapının kapanmasından hemen sonra oluşan bulantı hissi artmıştı. Gözlerinin önü kararır gibi oldu. Ayaklarında derman kalmayınca yere oturmak zorunda kaldı. Tüm bunlar birkaç saniye içinde başlayıp bitmişti. Bulantısı geçmiş, gözünün önü açılmıştı. Karşısındaki sandalyede artık biri oturuyordu. Magister...
Gülümseyerek sandalyesinden kalktı ve Samir'in yanına geldi. Magister'in elini uzatmasıyla yerde olduğunu hatırlayan Samir, yine Magister'in yardımıyla ayağa kalkarken şaşkınlığını yenmeye çalışıyordu. Samir'in "Nasıl? Sen burada ne arıyorsun?" demesiyle Magister'in sırıtışının güçlenmesi bir oldu. "Ne olacak? Tabii ki seni arıyorum. Başka işim mi var sanki?" "P-peki neden?" Şaşkınlığı meraka dönüşmüş, gözlerinde kendini belli etmeye başlamıştı. Magister'se gayet mutlu bir şekilde "Görevimi tamamlamak için..." Bu sefer Magister Samir'in "Ne görevi?" diye sormasını beklemeden devam etti. "Seni bulma görevi..."
Samir sorularından biri cevaplanır cevaplanmaz yeni bir soru oluşturduğu için beynine gıcık olmuşçasına "Neden beni bulmak istiyordunuz ki?" sorusunu sormadı. Magister'de açıklama gereksinimi duymadı. "Öldüğünü söylüyorlardı. Anlaşılan hala hayattasın." Sonunda Samir bazı parçaları birleştirmeye başlıyordu. "Evet, kurtulmayı başardım." "Peki nasıl kurtuldun? Ya da dur, önce nasıl yakalandığını anlat. Hatta sen en iyisi en başından anlatmaya başla. Onlardan birini neden öldürdün?" Magister cümlesini bitirdikten sonra sesli olarak söyleyemediği bir soruyu kendine sordu: ve nasıl öldürdün?
-Bölüm biraz kısa gelmiş olabilir ama elimde bir bölüm daha var. Birkaç güne yine bölüm atarım. Okuyan herkese çok teşekkürler :)-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Diğer Dünya
Acción"Hata yapmaktan korkma." derdi büyüklerimiz. Ama tuhaftır ki her şey bir hatayla başladı. Küçük bir hatayla... Oyunun yapay zekası hatalı yapıldığı için artık doğru düzgün çalışmıyor. Hatta oyunun içinde ölen bir insanı gerçek hayatta da öldürebiliy...