Genç polis yerdeki güle yaklaştı ve onu kırmızı birikintiden aldı. Sarı gözleri çiçekten yerdeki cansız bedene kaydı. Suç mahalini biraz daha inceledikten sonra arabasına doğru ilerliyordu, ama varamadan meslektaşının ona seslenmesiyle duraksadı.
"Nereye gidiyorsun?"
"Eve, biraz dinlenmek istiyorum."
Mor saçlı kız eliyle erkeğin saçlarını dağıttı.
"Sonunda dediğime geldin.""Sadece biraz sağlam kafayla bu dosyanın üstünde durmak istiyorum. Elimizde hiçbirşey yok ne bir şüpheli ne bir delil ne de işimize yarayacak başka bir halt. SADECE SİKTİĞİMİN GÜLLERİ VAR!"
"Hey! Sakinleş."
Erkek tekrar arabaya doğru yol aldı.
"Herneyse. Ben gelene kadar gelişme katetmeye çalışın."Cevabı beklemeden arabayı çalıştırdı ve gaza bastı. Bir eli direksiyondayken boştaki eliyle yan koltuktaki çantayı kurcalıyordu. Uzun uğraşlar sonunda aradığı şeyi buldu. Silindir şeklindeki o lanet şey ona zarar veriyordu farkındaydı ama şu an sakinleşmeye ihtiyacı vardı. Bu boku elbet bir zaman bırakabilirdi.
Elindeki şeyi ağzına koyduktan sonra yeniden yan koltuğa uzandı. Elini geri çekti ve kırmızı alevin ağzındaki sigaraya temas etmesine izin verdi.Aklı çok doluydu ve bir dosyada takılı kalmıştı, bu olmamalıydı o Iwasaki Hikaru idi. Sınıf atlamış zeki ve işinde çok başarılı bir polisti. Ama şimdi bir katil yüzünden itibarı mahvolacaktı ve o bu rezilliği kabul etmiyordu lakin gecesini gündüzüne katıp çalışsada karşılığında eline ufak bir bilgi tanesi bile geçmiyordu ve o bundan çok sıkılmıştı.
Bu davaya "Kırmızı Güller" veya "Kanlı Gül Cinayetleri" deniyordu. Bunun nedeni ise katilin kurbanının kanıyla rasgele sayıda beyaz gülleri boyayıp cesedin etrafına koymasıydı.
Bu manyak ya çiçek düşmanı ya da tutmamış ressam olmalıydı, Hikaru başka bir ihtimal bulamıyordu.Polis düşüncelerine boğulmuşken yağmur damlaları cama deymeye ve dakikalar sonra sanki cam annelerine küfretmiş gibi çarpmaya başladı. Görüş zorlaşmış sürüş ise neredeyse imkansız bir hal almıştı. Genç bu şekilde yola devam etmenin güvenli olmadığı kanısına vardı ve sahile doğru ilerledi. Sahil kenarına vardığında arabasını park etti ve arka koltuktaki alkole uzandı.
Arabada bardak olmadığı için çözümü şişeyi kafaya dikmekte buldu. Bir yudum, başka bir yudum ve birkaç yudum daha. İki sişe bitirmişti stres ve sinirden gelen hırsla, ama bunun kötü bir seçim olduğunu ancak sabah anlayacaktı. Üçüncü şişeyide açtı ve tepesine dikti. Sarhoş olmasına ramak kalmıştı.
Bir süre duraksadı birden ne yaptıgının farkına vardı. Niye bu kadar icmişti? Oh doğru o manyak katil yüzünden ve bozulmak üzere olan itibarı. Ya bu davayı çözemediğini ailesi duysaydı. Hikaru buna ihtimal bile vermek istemedi.
Aklına bu düşünceler geldikce farkına bile varmadan 2 sişe daha bitirmiş ve kafayı bulmuştu. Kendi kendine kıkırdadı. Ve katile sesli bir ton küfürden sonra birkaç sigara daha içme kararı aldı. Ardındansa cama çarpan su sesinin ve alkolün etkisiyle sonu baş ağrısıyla bitecek derin bir uykuya daldı.
•
•
•
●
■
●
•
•
•Bölüm bitti ve hiç değiştirmedim. Karakterlerin kişiliklerinde ve olay örgüsünde değişiklik yapacağım diğer bölümlerde
YOU ARE READING
°》•Red Roses•《°
Random"Kırmızı gülleri hep sevmişmdir." "Ama bahçende beyaz güller var" =》Küfür, madde kullanımı, zararlı alışkanlıklar ve rahatsız edici öğeler içerir