◾ 16◾

35 4 247
                                    

Saat neredeyse gece yarısıydı ve Burak hala annesinden gelmemişti. Camda onun gelmesini bekliyordum. Uykuya yenik düşerek gözlerimi kapatmıştım. On dakika kadar içim geçmişti gözlerimi aralayıp dışarı baktığımda kapının önünde arabasını görmüştüm. Hızla kalkıp odasına doğru koştum. Kapı kulpunu tuttuğumda burun çekme sesi duymuştum. Ağlıyor olamazdı değil mi?

Kapıyı yavaşça açtığımda yatakta yatıyordu kapıyı açtığımı fark ettiğinde hızla gözlerini kapattı fakat ben çoktan görmüştüm bu hareketini. Kapıyı arkamdan kapatıp usulca yanına yaklaştım. Uyuyor numarası yapıyordu resmen. Yanına ona dönük şekilde uzandığımda fark etmiştim yanaklarındaki kurumayan göz yaşı ıslaklığını. Elimi uzatıp yanağındaki ıslaklığı sildim. Ağladığını bilmek canımı çok yakmıştı.

"Uyumadığını biliyorum Tanoğlu" dedim fısıltıyla.

Kafasını yastığa daha da gömerek yüzünü görmemi engellemişti. Kafası göğsüme gelecek şekilde bedenimi yukarı kaydırarak kollarımı ona sardım.

Yaptığım harekete şaşırmış olacak ki kalbi deli gibi atmaya ve bedeni kasılmaya başlamıştı.

"Sadece yaralarına sarılmama izin ver" diye fısıldadım kulağına doğru.

Bedeni rahatlasa da kalbi hala hızlı atıyordu. Bir kaç dakika öylece durduk. Nefesinin düzensiz oluşu uyanık olduğunu belli ediyordu.

Geçen dinlediğimde aklıma Burak'ın geldiği şarkıyı fısıldayarak söylemeye başladım.

"Bu işte bir iş var sen doğal değilsin

Biri girmiş aklına değişmişsin

Sanki biraz evvel ağlamış gibisin

Sen konuşmasan da

Ben anlarım çünkü en iyi ben tanırım seni

Ben anlarım sakladın silinmedi

Duvarların sağlam yıkılmaz sanıyorsun

Sen öyle zannet ben anlarım

la la la la la

Anlarım ki son baharsın

lalallala

Şimdi boş sokakların

lalalalala

Titriyor duvarlarım

Dokunma dersen ben anlarım"

Şarkı bittikten sonra kafasını göğsümden kaldırarak kızarmış gözleriyle bana bakmaya başladı.

"Anlat bana neyin var?" diyerek elimi saçlarına götürüp okşadım.

"Belki beraber çözebiliriz" dedim yumuşak çıkmasına dikkat ettiğim

sesimle.

Kurumuş dudaklarını ağır ağır yaladı.

"Çözemeyiz" dediği an burnuma alkol kokusu gelmişti. Sarhoş Burak Tanoğlu böyle mi oluyordu yoksa.

"Hadi ama yapma böyle" dedim üzüntüyle.

"Sadece yanımda kal bu gece"

Kafamı salladım. O bana bakmaya devam ederken ben saçlarıyla oynuyordum. Bir süre sonra sessizliği bozdu.

"Çok sevdin mi onu?"

"Kimi?" dedim anlamayarak.

"Orospu çocuğunu işte!"

"Hangisi?" diyerek kıkırdadım.

"Pars'ı"

"Sarhoş musun sen?"

Bayan Burnunun DikiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin