463.Ders Zümer Sûresi 48-56

6 3 5
                                    

463. Ders :

24. Cüz, 39. Sûre, 463. Sayfa
Zümer Sûresi
48-56. Âyet-i Kerîm'eler.

 بِسْــــــــــــــــمِ اللهِ الرَّحْمـٰـنِ الرَّحِيــــــمِ

48

وَبَدَا لَهُمْ سَيِّئَاتُ مَا كَسَبُوا
"(Dünyada) kazandıkları şeylerin kötülükleri karşılarına çıktı."

Amel defterleri verildiğinde yaptıkları amellerinin kötülüğü kendilerine görülecektir.

وَحَاقَ بِهِم مَّا كَانُوا بِهِ يَسْتَهْزِئُون
"Ve alay etmekte oldukları şeyler onları kuşattı."


49

فَإِذَا مَسَّ الْإِنسَانَ ضُرٌّ دَعَانَا
"İnsana bir zarar dokunduğunda bize yalvardı."

Burada "insan"dan murat, insan cinsi olup, genelde insanların durumunu haber verir. Üstte kırkbeşinci ayete atfedilmiştir. Bu atfın فَ "fe" harfiyle yapılması, onların kendileriyle tenakuz hâlinde olduklarını, inançlarıyla çeliştiklerini beyan etmek içindir. Yani, tek Allah anılınca bundan sıkılmakta, ilahları anılınca ise sürur duymaktadırlar. Ama kendilerine bir musibet geldiğinde o batıl mabutlarına değil, Allaha yalvarmaktadırlar.

Kırkbeşinci ayetle bu ayet arasında yer alanlar, onların hâlini inkârı te'kid eden ara cümlelerdir.

ثُمَّ إِذَا خَوَّلْنَاهُ نِعْمَةً مِّنَّا قَالَ إِنَّمَا أُوتِيتُهُ عَلَى عِلْمٍ
"Sonra ona tarafımızdan bir nimet verdiğimizde, "Bu, bana ancak ilim üzere verildi" dedi."

Sonra bir lütuf olarak kendisine bir nimet verdiğimizde kendi çalışmasıyla böyle bir nimete ulaştığını söyler.

"Bu bana ancak ilim üzere verildi."

-Yani, o nimete hangi yollarla ulaşılacağını ben iyi bilirim.

-Veya, bunun bana verilmesi, benim buna layık olmamdandır.

-Veya, Allah benim buna liyakatimi bilmiş, ona göre vermiştir.

Nimet kelimesi müennes olmakla beraber, zamirin müzekker gelmesi, o kimseye verilen nimetin, nimetin tamamı değil, o nimetten bir kısmı olmasındandır.

بَلْ هِيَ فِتْنَةٌ
"Hayır, doğrusu o bir imtihandır."

Doğrusu o nimet, o kimse hakkında bir imtihandır. Allah bununla o kimsenin şükür mü edeceğine, yoksa nankörlük mü yapacağına bakmaktadır.

Ayetin bu kısmı, o nankör insanın sözüne bir reddir. Zamirin müennes gelmesi, ya haberi itibarıyladır veya "nimet" lafzından dolayıdır.

وَلَكِنَّ أَكْثَرَهُمْ لَا يَعْلَمُونَ
"Fakat onların çoğu bilmezler."

Ayette "onların çoğu" ifadesinin gelmesi, "insan" kelimesiyle "cins" kastedildiğine bir delildir.[1>




50

قَدْ قَالَهَا الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ
"Bunu kendilerinden öncekiler de söylemişti."

Daha önce Karun böyle demişti ve kavmi de buna rıza göstererek iştirak etmişti.

فَمَا أَغْنَى عَنْهُم مَّا كَانُوا يَكْسِبُونَ
"Ama kazandıkları şeyler onlara hiçbir yarar sağlamadı."

✔️3- Kur'ân-ı Kerîm / Meâl / Tefsîr Okuyoruz 📚Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin