Keyifli okumalar.
Yazım yanlışı varsa uyarabilirsiniz.
Sofia'dan
Rose ve Marcus'u yalnız bıraktıktan sonra verandaya ilerledim. Biraz hava almam gerekiyordu. İçkimden bir yudum alıp bakışlarımı etrafımda gezdirdim. Oradaydı...
Birkaç masa ileride tahminen arkadaşıyla konuşuyordu. Onu günlerdir görmemiştim. Bildiğim kadarıyla izin almıştı ki bu bilindik bir şey değildi.
Saçları azda olsa uzamıştı. Her gün kestiği sakalları uzamaya başlamıştı ki, bu ona gerçekten yakışıyordu. Lacivert takım elbisesi sanki onun için özel olarak dikilmişti. Her haliyle mükemmel görünüyordu. Ama o benim değildi.
Arkamı döndüm. Bugün ağlamak, üzülmek yoktu.
"Sofia."
"Merhaba Antonio." Dedim İtalyanca. Kendi dilimi konuşmak iyi gelmişti.
"Dans edelim mi?" Sorusuna karşı gülümsedim. Başımı onaylar anlamda salladığımda elimi kavradı ve beni kendine çekti.
"Tüm gün bunu bekledim." Diye fısıldadı kulağıma doğru." Ve şimdi iyi ki beklemişim diyorum."
Cevap vermedim. Daha doğrusu verecek bir cevabım yoktu.
Gözleri gözlerime kilitlendiğinde bana biraz daha yaklaştı. Onu durdurmazsam ne olacağını biliyordum. Ama durdurmayacaktım. Her kadın gibi, beni mutlu eden biriyle olmayı hak ediyordum.
Tam dudaklarımız birleşiyordu ki sağ tarafa doğru çekilmemle Antonio ile ellerimiz ayrıldı.
"Konuşmamız gerekiyor Sofia." Dedi Daniel. Sesi her zaman olduğundan daha sert çıkmıştı. Umursamadım. Başka bir şeye kızıp, sinirini benden çıkarmasına izin vermeyecektim."Şu an meşgulüm." dedim durgun bir sesle." Daha sonra konuşabiliriz."
"Şimdi konuşacağız." dedi Daniel. Gözleri saniyelikte olsa Antonio ile yeniden birleşen ellerimize kaydı. Gözlerini sabır diler gibi kapatıp yeniden açtığında siyaha çalan gözlerinde daha önce görmediğim bir duyguyu yakaladım. Kıskançlık...
"Yarım saat sonra içeride buluşalım." dedi Antonio sakinlikle." Boşu boşuna gerilim çıkmasın."
"Tamam." diye mırıldandım. Yanağına küçük bir öpücük kondurduğumda yanından ayrılıp çardağa doğru yürüdüm. Daniel'in birkaç adım geriden geldiğini biliyordum. Cam kapıdan geçip içerideki koltuklardan birine oturdum.
"Ne konuşacağız?" diye sordum Daniel'e bakmadan. Gözleri açılan yırtmacımda dolaştığında hızlıca ayağa kalktım." Bunun için beni çağırmadın herhalde." dedim hayret içinde." İstediğimi giyebilirim. Buna sen karışamazsın."
"Kıyafetinle bir sorunum yok." dedi koltuğa oturup sigarasını yakarak." Hatta sana çok yakıştığını düşünmüştüm." Tane tane konuşması beni daha da şaşırtırken ben de oturdum.
"Ne kadar içtin sen?" Soruma karşı yalancı bir kahkaha attı.
"Bana seni unutturacak kadar içtiğimi düşünmştüm." dedi yavaş yavaş." Ama burada olduğumuza göre bunu başaramamışım."
Cevap vermedim. O da konuşmadı. İkimiz de kendi sessizliğimizde baş başa kaldık." Neden bahsettiğini anlamıyorum." dedim dakikalar sonra." Bana karşı neden bu kadar dengesiz olduğunu anlamıyorum."
"Neden onunla dans ettin?" dedi bana bakmadan." Ben de seninle dans edebilirdim." Fısıltısı bana ulaştığında gözlerim doldu. Sesindeki acı ton içimi yakıp kavururken gözlerimi kapadım." Ama sen o siktiğimin Antonio'sunu tercih ettin!" bir anda bağırmasıyla irkildim." Zaten şu siktiğimin dünyasıda kimsenin ilk seçeneği olamadık." sesi giderek kısılırken ayağa kalktım. Tam yanına gidiyordum ki," Gelme." dedi aynı ses tonuyla. "Benden uzak kalman en doğrusu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sicilya Mafyası
Chick-LitSİCİLYA MAFYASI ismiyle yayımlanmış ilk kitaptır. (Ç)almayınız. Marcus,'' Gideceğinizi kim söyledi?'' diyerek sorusuna soruyla vevap verdi. Rose ayaklanarak ellerini masaya koydu. Şu an büyük bir krizin eşiğindeydi ve ilacı da yanında değildi.'' Be...