Aras
"Kapıyı aç yoksa bir posta da senin odana kusacağım!"
Küçük kardeşimin bağırışları ve kapıyı yumruklayışı beni dehşete düşürürken ne yapacağımı bilemiyordum. Normalde bu kadar hassas bir adam olmasam da, bu kadar fazla kusmuğa şahit olmak midemi mahvetmişti.
Ne yapıp edip küçük kardeşimi temizlemem gerekiyordu. Onu ben büyütmüştüm. Hazer'in yardımıyla. Birçok şeye alışıktım ancak bu benim için bile fazlaydı.
Melis'i çamaşır suyuna batırsam en fazla ne olurdu ki?
"Saçmalama Aras." diye söylendim kendi kendime. Melis'in sesi kesilmişti. Kapının kilidini sessizce açarken başıma gelebileceklere hazırladım kendimi.
Kapıyı yavaşça araladım ve eşiğe boylu boyunca uzanmış kardeşime baktım. Ayağımın ucuyla dürtüp rol yapıp yapmadığını anlamaya çalışıyordum. Bu manyağın sağı solu belli olmuyordu.
Dürtülmenin etkisiyle gözlerini araladı ve feri çekilmiş bakışlarını üzerime dikti. Sert bir nefes verdim.
"Kalk." dedim onu tekrardan ayağımla dürterken. Yüzümü buruşturdum. "Duş alacaksın ve kusmuklu kıyafetlerini yakacağım."
Doğrulmaya çalıştı. Neredeyse başarıyordu ki tekrar kalçasının üzerine düştü.
Onu orada bırakıp mutfaktan bir çöp poşedi almak üzere ilerledim. Şu an sinirim Melis'e değildi, kendimeydi. Ne boka içmesine izin vermiştim ki?
Doğru ya, küçük canavar parçası kanıma girmişti. Bir kere denemek istediğini söylemiş, buna izin verirsem bir daha asla alkole el uzatmayacağına söz vermişti.
Dolaptan çıkardığım rulodan bir çöp poşedi kopartıp tekrardan yukarı çıktım. İlk durağım Hazer'in kapısı açık odası olmuştu. Banyosundan bağırış sesleri geliyordu. Eflal'i soğuk suyun gazabına uğratıyor olmalıydı.
Eflal. Küçük, savunmasız bir kız çocuğu.
Evet, onu böyle görüyordum.Ona kötü davranmak ve arama mesafe koymak zorundaydım. Yoksa Hazer'i durdurmam daha da zorlaşacaktı. Hazer'i ondan uzak tutmam gerekiyordu, kızı yok edecekti.
Hazer'i bu konuda sertçe uyarmış, Eflal'e mesafe almasını sağlamıştım ancak bunun kalıcı bir çözüm olmadığının ben de farkındaydım. Cenk Varol'un adamını kimin öldürdüğünü bulmamız gerekiyordu. Bu işi çözersek Eflal'e tekrardan normal bir hayat verebilirdik.
O kız bu hayata uygun değildi. Normal bir hayatı hak ediyordu.
Hazer'in ona olan takıntılı davranışları beni korkutuyordu. Kardeşim olan bu adamı bir kadına karşı hiç bu kadar ilgili görmemiştim. Dikkati dağılıyordu.
İç geçirerek odasında ilerledim. Bunu yaparken kusmuklardan uzak durmuş, Hazer'in köşede duran tişörtünü ucundan tutarak almıştım. Çöp poşetine tıktıktan sonra odama gittim ve Melis'i sonunda doğrulmuş halde buldum.
Arkasından itekleyerek banyoya sokarken bir yandan da söyleniyordum.
"Kıyafetlerini çıkartıp poşede at. Duşunu al, sonra görüşeceğiz seninle." dedim banyodan çıkarken. Ne olur ne olmaz banyonun kapısını açık bıraktım. Bir şey olursa diye onu duyabilmem gerekiyordu.
Odanın kapısından çıkarken eşikte durakladım. Hazer'e bulunduğum ruh halini fark ettirmemeliydim. Kardeşimle ilgili en ufak şeyin bile beni yaraladığını birisinin bilmesine izin veremezdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dizleri Kanayan Kız
Fiksi Remaja"Şimdiden pes ediyorsun. Yalvarmanı sağlayabilirim." "Lütfen git." dedim cılız sesimle. Cevabı kendisini bana bastırmak olmuştu. "Bedenin böyle söylemiyor." "Hazer yalvarırım." dedim. "Sarhoşsun. Yalvarırım bırak beni." Hazer başını iki yana...