6.BÖLÜM

1.7K 174 34
                                    

Korkudan aklım çıkacaktı. Kurtulmaya çalışıp çırpındıkça beni tutmaya çalışıyordu. Bir anda aklıma Ahmetin öğrettiği dövüş teknikleri geldi ve ağzımda olan eli ısırıp hemen ters çevirdim. Arkasına gectigim gibi diz kapağına arkadan tekme attım. Böylece dizlerinin üstünde kıpırdamadan durmaya başladı. Zaten kıpırdadığı anda kolunu kırardım. Bir anda kahkaha atmasiyla yüzüne baktım. Ahmet abim oldugunu gördüğümde hemen bırakıp bu sefer mutlulukta çığlık attım. Yerden kalkıp sarıldığında  hemen karşılık verdim. Bir anda ayaklarım yerden kesildi. Beni döndürmeye başladı. Kahkahalarımızın bütün konağı kapladığını bütün herkesin dışarı çıkmasıyla fark ettik. Ahmet abim durduğunda başım ne kadar dönüyor olsada karşımda ağalar oldugu için hemen kendimi topladım. Mehmet ağa ve Aras şaşkınlıkla bakarken yengem berfin ve Arasın annesi onaylamayan bakışlarla bakıyorlardı. En son amcama döndüğümde gözlerinde ki parıltılardan ne kadar mutlu oldugunu gördüm. Ahmet abim her zaman ki vurdum duymazlığızla bana döndü.

-Kız o kadar yoldan geldim açım bana bir içli köfte yapmayacan mı?

- Yaparım tabi dee senin yaş baya ilerledi dokunmasın. 😂😂

-Ben yaşlandıysam sende yaşlanmış oluyorsun benden 5yaş küçüksün.

-Sen amcasın bu kadar genç amca olunmaz o yüzden yaşlısın.

-Dilan sen diyorsun ki gel beni döv yanlış mı anlıyorum yeğenim.

Tam cevap verecektim ki amcam dikkat üstüne çekmek için öksürdü. Onların burda oldugunu unutup nasılda konuşmuştum Ben utanmış kızaran yanaklarımı saklamak için kafamı eğdim de Ahmet  abim çok rahattı.

-Ooo ağam nasılsınız?

-Allaha şükür sen nasılsın Ahmet bey.

-Allaha şükür bende iyiyim. Buraya ufaklığı almaya hemde Berfini ve  Aras ağayı tebrik edeyim dedim.

-İyi etmişsin kardeşim buyur içeri geçelim kapıda kaldın.

-Geçelim bakalım.

Herkes içeri geçerken ben hemen mutfağa koştum. Berivan abla daha mutfağı topluyordu. Oldukça da yorgun görünüyordu. Koskoca konağın mutfağını tek başına idare ediyordu geceleri. Diğer çalışan kızlar sabah gelir sonra akşam ezanında evlerine dönerlerdi. Sadece önemli zamanlarda kalırlardı konakta. Bu gün aile arasında nişan olduğu için yengem kalmalarına gerek olmadığını söylemişti ama berivan abla için çok zor oldugu belliydi. Yavaşça arkasına gidip sarıldığımda korktu.

-Kız sen benim kalbime mi indirecen ne sessiz sessiz yaklaşıyon.

- Seni korkutmayı seviyorum ben.

-Sen anca böyle şeyleri sev zaten bir kerede düzgün birşey sev be kızım.

-Tamam berivan sultan kızma ya hem ben neden geldim biliyor musun?

- Bilmem yine kötü mü oldun. Geldiler gözünün önünde nişan yaptılar tabi kötü olursun bendeki de soru geç otur ben de sana iyi gelecek bir şeyler yapayım. Gönül yangınını geçirecek birseyde yok ama ne yapsam.

-Berivan sultan bir sakin ol. Ben iyiyim hemde hic olmadığın kadar lütfen sende unut artık benim sevdam kalbime hiç girmemiş gibi çekip gitti.

-Tamam kuzum benim özür dilerim. Ee o zaman sen niye geldin ki.

-Ahmet geldiiii Ahmetttt

-Gerçek mi dersin kız bak şakaysa çok üzülürüm haa

-Yok şaka değil berivan sultan geldi. Hemde bende içli köfte istedi. Bende onu yapmaya geldim.

-Ne kadar sevindim. Yıllardır gelmez oldu çok özledim ben Ahmet oğlumu. Tamam o zaman şöyle yapalım ben hemen burayı topluyayım sonra sen içli köfte çıkart kızart bende sarmaları koyayım birde cacık yaparız çok sever hepsini.

- Tamam o zaman berivan sultan emrinizdeyim.

-Asker koş dolaba buzluktaki içli köfteleri çıkar çözüle dursun. Cacığı yap bende sarmaları ısıtayım.

-Emredersiniz komutanım.

Hızlıca Ahmet abim için sofra kurmaya başladık. Bakmayın öyle Ahmet abi dediğime normalde amcam olur kendisi ama biz beraber büyüdüğümüz için cok ciddi ortamlarda amca derim. Eskiden yani annemle babam ölmeden önce Ahmet bizimle istanbulda yaşıyordu. Ahmet abim dedemin babannem öldükten sonra evlendiği Zühal abladan olan oğluydu. Zühal abla Ahmetin doğumunda ölünce annem de çocuğu olmadığı için ona bakmakması için verilmiş. Sonra da ben doğunca abi kardeş gibi büyüdük. Annemle babam ölünce mardine dönmek istemedi ve izmire gitti orda okudu şirketlerin başına geçti. Biz ayrılmayı ne kadar istemesekte yollarımız ayrılmıştı uzun zamandır görüşmemişte olsak ona olan sevgim hiç azalmadı.
Aramızda hiç bir zaman amca yeğen gibi bir bağ oluşmamıştı. Biz daha çok abi kardeş gibiydik. Annem ve babamla onu da kaybettigimi düşünmüştüm ama biraz önce öyle olmadığını anlamıştım. Yine en ihtiyacım olduğu zamanda yanımdaydı. Sofrayı kurduğumuzda hemen salona geçtim. Saat epey gec olmasına rağmen Mehmet ağaların gitmeye niyeti yoktu. Ben içeri girdiğimde hiç kimse fark etmemişti. Bakışlarımı herkeste dolaşıtırırken Arasla göz göze geldik. Gözlerini üzerimden hiç ayırmadan yavaş yavaş beni baştan aşağıya süzdü. Bu beni çok rahatsiz ettiği için hemen gözlerimi çektim. Ahmete baktığımda kaşlarını çatmış Arasa bakıyordu. Dikkatini çekmek için öksürüdüm.

-Ağam sofra hazır. Buyrun isterseniz.

-Dilan yaptın mı içli köfteleri?

-Hazır Ahmet amca

Yüzünü buruşturup ayağa kalktı. Haydi ağalar yemek yiyelim. Mehmet ağa ;

-Yok Ahmet ağa sen ye biz yedik.

-Siz bilirsiniz ağam

Ahmet abim yanına gelip beni kolunun altına aldı. Saçlarımı karıştırıp fısıltıyla

-Bir daha amca dersen saçlarını keserim haberin olsun

-Sen gel hele buraya bırak Dilanımı ben sana gösterecem hanyayı konyayı. Yıllardır hiç mi özlemedin berivan ablanı eşek sıpası.

-Olur mu öyle şey sultanım. Çok özledim ama işlerim vardı.

Berivan abla ve Ahmet abimi bırakıp mutfakta kalan kadayıf dolmalarını almaya gittim. Tezgahın üstünden alıp sofraya dönerken bir anda karşımda Aras Hancıoğlu belirdi...

SEÇİLMİŞ KİŞİ (MARDİN SOKAKLARI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin