16.02.21 aklıma düşen ilk gece.
17 haziran, yayınlanma tarihi.
umut ol bana.1. MAVİ ÇAKMAK
"Yalanlar vardır, beyaz, siyah toz pembe. Söyle bana şeytan, sen benden hangisini saklamamı istiyorsun, beni mahvedeni mi, seni güçlendireni mi?"
Ocak 24, 2023
Zirveden aşağı düşmek ölüm ile sonlanmazdı. Zirveden düşmek, gözlerden düşmek, hayallerinden vazgeçmek sevdiklerin ile vaz geçmek. Nefes almaktan vaz geçmek, yaşamaktan vaz geçmektir. Zirveden düşünce ilk beş saniyede adrenalin yüzünden nefes darlığı çekmek. Yer çekimine aykırı geldiğimiz için beynimiz bunu haykırır ve basınç yüzünden gözlerimiz kararır. Ve son beş saniyede istediğimiz tek şey, zirveye geri dönmektir. Çünkü ölüm ve yaşamak arasındaki arafta kalırsın. Ama bu araf ölüm ile sonuçlanır.
Ben elimde duran kana baktım, ben elime yapışan kana baktım, hangisi yalan. İlk aşk mı, ilk günah mı?
Ölüm. İki ünlü harf, iki sessiz harf. Ben bu iki sessiz harfin içinde miydim, yoksa ölümün içinde mi? Sevdiğim çocuk yerdeydi, beyaz mermerin üzerindeydi, hem de kanlar içinde. Söyle şeytan, beyaz yalandan mı başlayayım, kalbimi attıran ilk aşktan mı?
Oyuna gelmiştik, hayatımızın üzerine doğru bir kumar oynanmıştı ve ikimizde kaybetmiştik. Anlamamıştım, sadece görmüştüm olan biteni, bakmamıştım. Keşke baksaydım, görseydim, gözlemleseydim. Ben hayatımın bir kumar olduğunu bilseydim...
Ruhsuzdu bakışları, göğsü çok az inip kalkıyordu, bir şeyler demeye başlıyordu ama demek isterken ağrısı çok geliyordu, kelimeleri yutuyordu. Elime yapışan kanlara baktım, kırmızı yalanlar. Bunlar lütfen sadece, kırmızı yalanlar olsun, gökyüzü gözlü aşkımın, mavi gözlü çocuğun lütfen kanları olmasın. Lütfen. Birkaç adım geriye gitmeye çalıştım, sendeledim, yere düştüm. Kalbimi attıran yalana baka kaldım, ileriye baktım, bulanıktı, gözlerim mi bozuktu? Hayır, daha yeni lens almıştım, ağlıyor muydum, belki. Ben şu an hiçbir şey bilmek istemiyordum, yerde kanlar içinde yatan mavi gözlü aşkıma bakmak istemiyordum, beynim algılamıyordu, ne olduğunu anlayamıyordum, sanki, sanki içimdeki yangın bir anda büyüdü ve beni içine aldı, beni yangınına hapsetti ve ben o yangının içinde harabe bir eve dönüştüm, hiçbir şeyim, hiçbir şeyim kalmamış gibi ortada kalmıştım sanki.
Gözlerimi karşıya diktim, yavaşça inip kalkan göğsü, boş bakışları tavandaydı, elleri beyaz mermerdeydi ve göğsü kanlar içindeydi. Midem burkuldu, elim karnıma gitti, elime sıcak bir kan geldi. Karnıma baktım, karnım kanıyordu, karnım yarılmıştı, deriler sanki karnımın içine gömülmüştü ve ben hiçbir şey hissetmiyordum. Gözlerim daha da bulanıklaştı, anlamıyordum, neler olmuştu?
Derin bir nefes almaya çalışırken nefesim kursağımda kaldı ve karnımdaki acı bir anda çoğaldı.
Adrenalin dedim içimden, adrenalin beynimdeki yaşanan fırtınayı silmişti, adrenalin gittiği an neler olduğunu sadece içimdeki renkli şeytanlar fısıldamıştı bana.
Yalanlar söylendi sana Gece, en renklisinden. Hem de senin haberin olmadan.
Yalanlar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DARAĞACI DANSI
Teen FictionDarağacında asılı kalmış bir yalan, ölüm ile bitebilirdi. Nefesi ensesinde olan yalanlar, her hayatı yakabilirdi. Sandalye yere düştü, ip boynumda kaldı. Ben idam edilmiştim, darağacının eşiğinde, yalanların içinde. Yakmıştı darağacı beni, dans etmi...