Birinci Bölüm

95 12 10
                                    

Hoşgeldin!!

Oy atıp yorum yaparsan çoook sevinirimm şimdiden tesekkürler.. <33

Bölüm şarkısı: Numenoreon - Stay (Açıp okumanızı tavsiye ederim.)

*
*
*

Genç adam, kararmaya yüz tutmuş havada motoru hafif bağırtarak sarı, iki katlı müstakil evin önünde durdu. Hızlıca inip motosikletin arka çantasından pizzayı çıkartıp evin demir kapısından içeri girdi ve beklemeden kapıyı tıklattı. Bugün teslim etmesi gereken son pizzaydı ve bundan sonra planladığı gibi eve geçip yorgun bedenini yatağına bırakıp sabaha kadar kalkmayacaktı.

Kapı bir kaç tıklatmadan sonra beyaz, üstünde sarı puantiyeler olan tüylü bir kazak giymiş sarı saçlı bir genç tarafından açıldı.Jungkook çocuğu gördüğü gibi beklemeden pizzayı uzattı "Siparişiniz buyurun."

Çocuk hafif tebessüm ediyordu ama odağında jungkook yoktu, ellerini pizzaya uzattı lakin pizza biraz daha solunda kalıyordu. "Teşekkür ederim" çocuk hala pizzayı tutmazken Jungkook bu tıpkı limona benzeyen çocuğun dalga geçtiğini sanarak sert bir şekilde pizzayı eline tutuşturdu. Çocuk eline tutuşturulan pizzayı alırken kapının ardından hızlıca gelen bir başka genç sarı çocuğu tutup kenara çekti. "Jimin beni bekle demiştim!" Siyah saçlı çocuk sinirli bir şekilde sarı çocuğa sitem edip cebinden cüzdanını alırken jungkooka döndü. "Ne kadardı?" Diye sorarken jungkookun bakışları, gözleri yine anlamsızca yerlerde dolaşan sarı çocuğa kaydı ama oyalanmadan cevap verdi. Siyah saçlı çocuk kartı uzattı, jungkook kartı alıp post makinesine soktu ve şifreyi yazması için çocuğa uzattı. Çocuk şifreyi yazarken jungkook bakışlarını diğerine çevirdi, sarışın ise arkadaşına bakarak sordu.

"Gökyüzü bulutlu mu yoongi?"

Jungkook soru karşısında şaşırdı ve sarışının gözlerine yeniden baktığında dışarıdan normal gözükse de sonunda onun görme engelli olduğunu kavrayabilmişti, bu durumu daha demin fark edemediğine şaşırdı. Böyle kusursuz gözüken bir insanın kusurlu olabileceğini asla düşünmemişti. "Hayır açık." Jungkook fişin çıkmasını beklerken sarışın bir soru daha sordu. "Peki yıldızlar? Yıldızlar var mı?" Adı yoongi olan çocuk gökyüzüne kafasını kaldırıp indirdi " sadece bir kaç tane görüyorum."

" Hmm anladım. " Jungkook işini bitirmiş iyi akşamlar dileyip arkasını dönmüştü, kapıdan çıkarken sarışın konuşmaya devam ediyordu.

"Rüzgar çok güzel esmiyor mu sencede?"

"Evet güzelim çok güzel esiyor hadi içeri girelim, pizzamız soğuyacak" gittikçe azalan ve kaybolan seslerle birlikte jungkook motorunun yanına geldi ve kaskını takıp motoruna binip uzaklaşmaya başladı. Aklı sarışın çocuğa takılmak istese de düşüncelerini elinin tersiyle itti. Birilerini düşünmeyi yıllar önce bırakmıştı.

**

Jimin elinde sıkıca tuttuğu pizzayla beraber hızlıca salona geçti. Pizzanın kokusu buram buram burnuna vuruyordu. En sevdiği şeydi bol sucuklu ve kaşarlı kalın hamurlu pizza. Yoongiyle son oyunlarından sonra deli gibi acıkmıştı ve pizzacının kapanmasına son dakikalar kala sipariş vermişti. Bir an önce koca bir ısırık almak istiyordu.

" Jimin sakin ol." yoongi jimin yüzüneki açlığı ve ellerinin aceliğine sırıtıp, içecek getirmek için mutfağa geçti. Jiminse yemek yiyecek olmasının verdiği heyecanla koltuklara tutunup konumunu televiyonun karşısına doğru konumlandırarak yere oturdu ve pizza kutusunu halının üstüne koyup kapağını açtı. Yüzüne vuran sıcaklıkla kocaman gülümsemişti. Nasıl olduğunu göremese de hatırladığı kadar tahmin edebiliyordu. Üstü tamamen erimiş kaşarla kaplı olması gerek diye düşündü. Belki aralarından hafif hafif sucuklar gözüküyordur, kenarları da fazlasıyla kızarmış olmalı. Dilini dudaklarının üstünde bir tur arttırdı ve elini kutuya uzatarak zorlanmadan bir dilimi kaptı ve ağzını kocaman açarak büyük bir ısırık aldı. Kaşar, sucuk ve yumuşak hamur ağzında dağılırken jimin çoktan cennetteymiş gibi hissediyordu.

Yoongi mutfaktan elinde içeceklerle gelip jiminin yanına oturdu. Kapağını açıp yanına bıraktı ve jimini izlemeye koyuldu. Çocuk öyle bir açlıkla pizzayı yiyordu ki yoongi aç olmasada acıkmış hissetmeye başlamıştı. Kocaman açtığı ağzıyla kocaman bir ısırık daha aldı ve dudaklarını büzerek yemeye devam ettiğinde yoongi sevimliliğine dayanamamış pamuk gibi gözüken saçlarına elini daldırıp karıştırmıştı.

"Yavaş ol. Boğulacaksın."

Jimin ağzı doluyken cevap verdi. "Bir şey olmaz. Sen de yesene." Daha yoongi cevap veremeden elindekini yoonginin yüzünün durduğu yeri tahmin ederek uzattı. Pizza yoonginin burnuna çarparken jimin diğer eliyle ağzını kapatarak kahkaha attı. Neresine geldiğinden pek emin değildi ama yoongiyi kızdırdığının farkındaydı. "Üzgünüm. Nerene geldi? "

"Hedefi tam olarak tutturdun." Yoongi kızmamıştı aksine gülerek pizzayı ısırdı ve burnunda kalan kırıntıları eliyle sildi. "Yalan söylüyorsun burnuna geldiğini biliyorum." Yoongi bekletmeden bir ısırık daha aldı. "O zaman neden soruyorsun" ağzı doluyken cevap verdiğinde jimin gülümsemeye devam etti.

Jimin her zaman gülümserdi. Ağladığı zamanlar genelde çok nadirdi. Hayatı boyunca gülmeyi görev edinmişti kendine. Hayatın her anından zevk alıyordu ve başına gelen her şeye bu huyu sayesinde çok daha kolay katlanıyordu. Jimin hayatı seviyordu, yaşamayı, insanları, sevmeyi, nefes almayı seviyordu. Bazen dayanılmayacak noktalara geldiği de oluyordu tabiki ama o anların üstesinden her zaman çok iyi gelmeyi de bilmişti. Her düştüğünde bir sonraki adımını daha güçlü atardı. Bazen hayatla küçük oyunlar oynuyordu, onu kızdırıyor ve cevap alıyor ama üzülmediğini göstererek hayata karşı açtığı savaşlarda hep kazanıyordu. Jiminin engelli olması onu hiçbir zaman gerçekten bir engelli gibi hissettirmemişti. Hala istediği şeyleri yapabiliyordu. Herkesi isterse görebiliyordu, görmek sadece gözle değildi elbet, dokunarak görüyordu, duyarak görüyordu. Her zaman şükretmesi gerektiğini de annesinden öğrenmişti. Ailesi ve arkadaşları onun hayatının en önemli parçasıydı. Dokunarak hissederek görmenin yanında ailesi ve arkadaşları sayesinde de görüyordu. Jiminin gönüllü gözü kulağıydılar.

"Yoongi"

"Efendim?" Jimin günlerdir içini kemiren kararını sonunda yoongiye açıklayacaktı. Ellerini birbirine sürterek temizleyip dizlerine doğru uzattı. Kambur olan sırtını dikleştirip gözlerini yoonginin olduğu yere doğru çevirdi ve kararlı bir şekilde konuşmaya başladı. " Ben çalışmak istiyorum Yoongi. Düşünüyorum da neden evde sürekli oturup bir şeylerle uğraşırken bana bakmak zorunda kalıyorsunuz? Benim sizden neyim eksik? Tamam göremeyebilirim ama benim de yapabileceğim bir sürü iş var. Artık çok sıkıldım. 24 yaşındayım ve hala bir işim yok. Bu durum beni boğuyor artık." Jimin bitirdiğinde yoongi kesinlikle şaşırmamıştı, bunu söylemesini zaten bekliyordu. Jiminin kendisi işe gittiğinde sürekli moralinin bozulduğunu, bunu bir türlü sindiremediğini biliyordu. Sıkıldığının ve artık çalışmak istediğinin farkındaydı. Sadece önceden bunu dile getirmek yerine kendisinin söylemesini beklemişti ve belliki artık zamanı gelmişti. Yoongi hiçbir zaman karşı çıkmazdı zaten sadece başına bir şey gelir diye tedirgin oluyordu. İçten içe jimin kırılır diye korkuyordu. Onu her şeyden korumak istiyordu, bütün kötü insanlardan, bütün kazalardan. Jimin onun tek varlığıydı ve onu her şeyden korumak ve onu dünyanın en mutlu insanı yapmak onun bu hayattaki tek amacıydı. Ellerini kaldırıp jiminin yanaklarına koyarak sıkıştırdı. Jiminin ciddi suratı artık büzülmüş ve komik bir durumdaydı, Jimin sızlanırken yoongi dayanamayıp güldü. "Seninle gurur duyuyorum Jimin ve asla sana bakmak benim zorunda kaldığım bir şey değil. Seni kendimden çok öenmsediğimi biliyorsun. Ayrıca bizden tabiki bir şeyin eksik değil hatta bizden çok daha fazlasının." Yoongi konuşmasını kesip ellerini de jiminin suratından çekti. Jimin gülerken önce yoonginin omzunu bulup sonra da hafifçe vurdu. "Abartma"

Yoongi de kıkırdadı. "O zaman hemen yarın iş bakmaya çıkmaya ne dersin?"

Jimin ellerini hızla önünde birbirine kavuşturup sevinçle bağırdı. "Olur derim!"

İkiside karınlarını doyurmuş, yoongi kalan çöpleri attıktan sonra jiminle beraber, jiminin en sevdiği diziyi izlemeye koyulmuşlardı. Jiminin yüreği sevinçle atarken yarın için fazlasıyla sabırsızlanıyordu.

Her şey çok güzel olacak..

*
*
*

Okuduğun için teşekkür ederim.. uzun bir bölüm değildi ama diğer bölümleri de çok uzun tutmamayı düşünüyorum. Umarım beğenmişsindir <3


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 17, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Dream is Destiny - JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin