26.Bölüm Bize Geri Dön

13.8K 725 105
                                    

Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket, bizim.

Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benzeyen toprak,
bu cehennem, bu cennet bizim.

Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
yok edin insanın insana kulluğunu,
bu dâvet bizim...

Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim
Nazım Hikmet

Sabır öyle ince bir çizgiydi ki. Nerde başlayıp nerde biteceği bilinmeyen uçu açık en keskin insani bir duyguydu.

Ama Giray bu akşam sabrının sonlarına yaklaştığını hissediyordu. Eğer şuan burda olmak mecburiyetinde olmasaydı şimdi karısının yanına gidip yüzünde gülleri solduran kadını yanında uzaklaştırıldı. Onun elini kolunu bağlayan diğer bir nedende karşısındakinin Albay'ın kızı olmasıydı.

Eğer onun yerinde başka biri olsaydı şimdiye kadar böyle susmazdı. Ve karşısındaki kızda bundan cesaret alıyordu. Önceden bir şekilde kızı önemsemeden laflarını tacizlerini kulak ardı ediyordu. Ama şimdi hayatında artık karısı varken o kızın yaptıklarını daha fazla görmezden gelemeyecekti.

En kısa zamanda konuyu artık Albay'ına açsa hiçte fena olmayacaktı. Çünkü kızını ancak onun durduracağına inanıyordu. Şuan deli gibi merak ediyordu o kızın karısına biraz önce ne dediğini. Çünkü karısının gülen yüzü birden asılmış duvar gibi olmuştu.

Leyal şuan karşısındaki sahnede ödül alan kocasına gurur ile bakıyordu. Biliyordu ki kocası  aldığı rütbeyi pek önemsemiyordu. Onun için rütbeler sadece prosedürdü. Emindiki kocası burda olmaktansa dağda olmaya tercih ederdi.

Aklına nerden geldiyse birden eğer babasıda burda olsaydı biliyordu ki en az onun kadar Giray ile gurur duyardı. Aslında o kocasına her baktığında babasını görüyordu. O da babası gibi cesur güçlü ve tam bir vatan severdi. Ve hayatında en güzel yere sahip iki erkeğinde aynı karektere sahip olması onun için bulunmaz bir nimetti.

Alınan rütbelerden sonra bu seferde sahnede fotoğraflar çekinme senfonisi başlamıştı. Tam o sırada kocası sanki ona baktığını hissetmiş gibi oda ona bakmaya başlamıştı ki yanındaki sandalye birden çekilmiş ve biraz önce ona açık açık göz dağı veren kız hemen dibine oturmuştu. Leyal daha kızın ilk karşılaştıkları andan itibaren kadınsal iç güdüsüyle amacının ne olduğunu anlamıştı.

"Çok yakışıklı değil mi? Ona ilk ne zaman aşık oldum biliyor musun?"Leyal kızın buraya niye geldiğini şimdi anlamıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Çok yakışıklı değil mi? Ona ilk ne zaman aşık oldum biliyor musun?"
Leyal kızın buraya niye geldiğini şimdi anlamıştı. Ve buna bir süre sessiz kalarak niyetini tam olarak anlamayı seçmişti.

RUHUM SENİ SEÇTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin