KAYBEDEN TARAF

59 6 1
                                    


..........

Öylece durmuş birbirimizin yüzüne bakıyorduk.

Oda da adeta kıyametler kopuyordu ama okadar sessizdi ki

Ölüm bile yanında çığırtkan bi velet gibi kalıyordu.

+Müge lütfen böyle yapma konuşmama izin ver

Çocukluk inadım çıkmıştı omuzuma bikere hayatta dönüşü yok tu bu işin.

"Odamdan çık "

Yüzüme bakıyor du. Adeta afalladı.

+Bu odaya hep girerim ama ben

Haklıydı. Bu oda bizim odamızdı.

"Bu oda bana ve ponteye ait. "

Sesim buz gibi çıkmıştı.

Sinirden gözü dönüyordu bunu görebiliyordum.

+O piç kurusu seni hak etmiyor. Seni tanıyorum müge sen öyle kötü insanlara günahını vermezsin.

Haklıydı.

"Ama sana sevgimi verdim. Demekki kötülere sadece günah verilmiyor muş.

Vurduuuuuuuuuuu gol oldu. Şah mat.

Öylece bana bakıyordu.

+ Ben kötü biri değilim müge

"Haklısın ben çok safım.

+Masum değilim kabul ama nedenlerim vardı.

"Benim de seni hayatıma sokmamak için sebeplerim var.

+Hadi ama iki liseli gibi Burda laf dalaşı mı yapıcaz?

"Bana uyar ama önce yatak odamızdan çık burası bana ve eşime ait.

Elimdeki yüzüğü gözüne sokucak kadar uzatmışım.

Saf salak bir ifadeyle delirmesini bekledim.

İlk defa beni şaşırtarak konuşma yolunu seçmişti.

Adı pislik ikili oynuyordu.

Ciğerini bilirim lan ben

+Onunla evlenmiyceğini ikimizde biliyoruz

"Hiçte bile

+Müge seni senden daha iyi tanıyorum ve benim tanıdığım müge asla bi kaba adamla birlikte olmaz konuşmaz selam dahi vermez. Neyin inadı bu. Bak ben pişmanım Nolur oturup adam gibi konuşalım. Ben sadece.. Müge? Müge iyimisin?

Konuşmasını daha fazla dinleyemeden mide bulantısı başladı. Aşırı derecedeki bulantı öğürmeme ve midemin zorla dışarı çıkmasına sebep oluyordu.

Elimle sıkıca ağzımı kapatıp koridorun sonundaki lavaboya koştum.

Midem yanıyordu. Yediğim içtiğim ne varsa hepsi çıkıp gitti.

Ümit saçlarımı toplamış elinde tutuyor bir yandan da sırtımı sıvazlıyordu.

Kendime geldiğimde kolumdan tutup yüzümü yıkadı.

*Hastaneye gitmek istermisin rengin baya soldu iyi değilsin

Sesi endişeli geliyordu.

Sahiden de benim için mi endişeleniyordu.

Hayatta inanmam.

Beni zerre umursamıyordu. Umursasa bütün bunları yaşamazdık.

."Hayır iyiyim"

Aslında hiç iyi değilim mideme bıçaklar saplanıyordu sanki

*Emin misin?

Evet anlamında başımı salladım. İçeriye gidip oturduğumda ümit karşıma geçti ve oturdu.

Konuşmak istiyordu bu her halinden belli oluyordu.

"Neden geldin? "

*Senin için.

"Neden gittim peki? "

*Senin için.

Benim için benim için. Aptal kelimeler canımı sıkıyordu.

"Wayyy be benim için ne çok fedakârlık yapmışsın ümit. Kabul et HAKKINI ödeyemem! ""

Ellerini önünde kavuşturup başını öne eğdi.

Parmaklarını oynatıyor bir yanda da neler konuşucağımızı kurguluyor du bu çok belliydi.

*Ben kötü değilim müge. Yanlış seçimler de yapmadım.

Ben böyle olmasını istemezdim. Bütün bunlar hiç yaşanmamış olsun isterdim.

Ufacık... Ufacık bi umudum olsun isterdim. Ozaman bunlar olmaz dı.

Öylece kaldı. Sustu. Belkide konuşmaya devam edememesinin sebebi cümlelerinin boğazına takılı kalmasıdır.

"Sahiden mi? Umut istedin öylemi??

Başını evet dercesine salladı.

"Umut.. Birazcık umudumuz olsa herşey bambaşka olucaktı öyle mi?

*Evet. Evet herşey belkide daha iyi olurdu.

"Ozaman neden benim umutlarımı çaldın? "

Sessizlik darmaduman etmişti evi. Başımıza yıkılıyordu cümleler.

Ümit perişan dı bunu görüyordum ama acımak gelmiyordu içimden.

O güçlüydü. Ailesi arkadaşları.. O kalabalıktı.

Oysa ben tek başımaydım.

Güvendiğim tutunduğum tek daldı.

Ben dalına güvenirken ümit bey ağacı söküp attı.

*Yapma lütfen. Söyleme böyle. Görüyormusun ne haldeyim.

"Görmüyorum. Ben sana kör oldum ümit. Çık bu evden. Hayatımdan umutlarımdan uzak dur. Lütfen git burdan. Hemen..

*Allah kahretsin müge bukadar çabuk mu vazgeçtin benden.

Haklıydı. Ben bukadar çabuk ondan vezgeçmiştim ama ondan geçememiştim.

"Ben senden hiçbirzaman gitmedim ümit sen geldin alıştırdın sonra çekip gittin.

Şimdi karşıma geçmiş sanki hiçbirşey olmamış gibi durmuş konuşuyorsun.

Lütfen git burdan .Savaş gelirse hiç iyi olmaz.

Ümit omuzlarını düşürerek pişman ve savaşı kaybeden haliyle yavaş ve ağır adımlarla çıktı.

Arkasından koşup kapattığım kapının dibine çökmüş asıl kaybedenin ben olduğumu bile bile ağladım.

Ah be ümit. Ne olurdu sanki hiç gitmeseydin..

REHAVEYHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin