BAĞIMLILIK

75 10 0
                                    


Yıl 2015, akşamları güzel desenli bir yuvarlak yemek masası etrafında 3 sandalye ve her akşam anne , baba ve oğul kalite ve huzurlu bir sohbet içindeler

Ve evdeki tek sorun annenin sigara kullanması, 20 yıldır kullanıyor ve bırakamıyor artık bağımlı olmuş. Baba ne kadar denese de eşini o yoldan döndürememiş. Ta ki kanser anneyi ikna edesiye kadar bir gün aniden rahatsızlanıp hastaneye kaldırılan anne akciğer kanserine yakalanmış ve bir müddet sonra hayatını kaybetmiş

Baba pek bir şey bilmezmiş . Evin sadece maddi desteği babanın elindeymiş önceden, artık çocuğa bakmak, temizlik ve yemeklerde babaya kalmış. Ne kadar zorda olsa öğrenmeye çalışmış ama bu müddette kendisini baya salmış , belki her gün olmasa bile eşinin mezarına gidip dertleniyor ağlıyormuş, bir gün ne olduysa olmuş ayakları tekel bayii ya adım atmaya başlamış ve hiç bilmediği bir reyonun karşısında bulmuş kendisini rastgele birini seçip içeride ödemiş ve siyah poşete koyulmuştu bir kere açtı, ilk yudumunu aldı biraz iğrendi ama devam etti kendisine acı çektirmeye başlamış ve hiçbir şeyi düşünmediği sarhoş olduğunda yürüyüşünden belliymiş

Eve geç saatte gelince oğlundaki panikliği ve korkmuşluğu görmesine rağmen gülmeye başlamış çocuk daha çok korkmuş ama yapacak bir şey yok, baba yaklaşmış o pis kokusu ile

-oğlumm, nasılsınnnn diye ağzını gevşete gevşet e konuşuyormuş

Çocuk babasının kollarından kurtulup odasına kapanmış, ağlamaya başlamış çünkü babası o kadar temiz bir insanmış ki inanamamış, günler geçiyor alkol artıyor evde sesler yine çoğalıyor ama asla iyi niyetli bir şekilde değil. Baba alkole kendisini bırakırken evini de o şekil geride bırakıyor , geceleri geç saatte eve gelip etrafa çarpa çarpa dağıtıyor ve küfürler sayıyor bağırıyor çağırıyordu, yerlere kusuyor.

Artık tamamen oda bağımlı olmuştu, çocukta kendisini kurtarmak için o kötü seslerden kurtulmak için telefonuna bağladığı bir kulaklıkla "Cem karaca- Bu Son Olsun" şarkısını tekrar tekrar dinliyor, ve artık o kulaklık kulağından çıkmıyor ,derslerinde oldukça başarılı olan çocuk derslerini salmaya başlıyor geç saatlere kadar uyumuyor ve devamsızlık yapıyor, kendisini teknolojiye ,oyunlara atmaya başlıyor ki

"bunlar onu kurtaracağını sanıyor ama aslında sadece uzak bir yere götürüp orda daha çok bağımlı ediyor, ama hiçbiri fark etmiyor ne baba alkol alırken bunu fark ediyor , ne de oğul kendisini daha çok oyunlara vurduğunda fark ediyor. Kolay zannediyorlar ikisi de kolay zannediyor kendilerini bir şeye bağımlı edince oradaki çukurdan çıkartacağını zannediyorlar ama aslında asla öyle bir şey yapmıyor evet başlangıçta çıkartıyor ama sonra 2 adım sonraki daha derin bir çukura sokuyor seni."

Yıllar geçiyor bir baba ile bir oğul arasında sadece bir kan bağı kalıyor duygusal bir bağ kalmamaya başlıyor çünkü alkol oğula düşman ediyor . Ve oğul da oyunlar zehirliyor sanal arkadaşlarının " ya kanka baban zaten alkolik gel biraz takılalım" kelimeleri düşman ediyor ama ikisi de uyanmıyor o uykudan

O yemek masası artık üzerinde boş alkol şişeleri ile dolmaya başlamış çünkü bağımlılıklar bir aileyi daha dağıtmayı başarmıştı.

Ve bir gün geliyor ki Baba her zaman ki tekeline gittiğinde oranın kapalı olduğunu görüyor, ve yol üstünde başka bir tekel olmadığı için ilk defa eve ayık olarak geliyor.

Anahtarını çıkartıp kapıyı çevirdiğinde , ayakkabılığın üstünde ayakkabı görmek yerine boş alkol şişeleri görüyor. Ve kapı kolundan tutunup ufak bir hayale dalıyor eşini evdeyken o kapının anahtarını çevirdiğinde

"hoş geldin aşkım ayakkabılar ayakkabılığa ve eller yıkanıyor, yemek birazdan hazır masada toplanıyor hemen" kelimeleri aklına geliyor eliyle o boş şişeleri itiyor, ayakkabılarını koyuyor.

Ve salona girdiğinde veya evin her tarafına girdiğinde aynı şeyler tekrarlanıyor evde oğlu yok artık anne yok artık yapayalnız kalmış. Ve ağlamaya başlıyor o an

" benim suçum ne , nedir çektiğim" derken gözünün önündeki şişeler asla gözünden kaçmıyor . Ve hatasını anlasa bile iş işten geçmişti bile geçmiş kalmıştı, çünkü artık sadece kendisi kalmıştı ne bir evi ne bir düzenli işi ne güzel bir yemek masasında özenle düzenlenmiş bir yemek...

"Ne Yalnızlık ne de yalan üzmesin seni , doğarken ağladı insan ,bu son olsun bu son"

-Cem Karaca 


Ben Kerim Serdar Tunçay Bölümün Bütün sorumluluğu bana aittir. Sözlerimin her zaman arkasındayımdır.

YOLDAŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin