KAHVALTIDA KÖTÜ HABER

6.6K 79 41
                                    

O pazar sabahı Nilgün hanım kahvaltıyı balkona hazırlamıştı. İlay'ın sevdiği fıstıklı salamdan bile vardı masada. Pazar sabahları annesinin kahvaltı masasına özel yiyecekler koymayı sevdiğini biliyordu İlay, bunun için şaşırmadı; ama mutfaktan tereyağlı omletin kokusu da gelince durumda bir olağanüstülük olduğunu sezmeye başladı. Yine kötü bir şey olmuştu anlaşılan, çünkü masada annesinin nefret ettiği ketçap ve mayonez şişeleri de boy gösteriyordu.

Annesi ve babası boşanacaklarını İlay'a söyledikleri gün de masaya kızlarının en beğendiği yiyecekleri koymuşlardı. Patates kızartması, kuru köfte, bol mayonezli rus salatası ve 2,5 litrelik kola şişesi. İlay patateslerin üzerine ketçabı boca ederken ikisi de her zamankinin tersine seslerini çıkarmamışlardı.

"Acaba annemin tayini mi çıktı?" diye düşündü oturmak için sandalyeyi çekerken. Buna üzülürdü doğrusu. Annesi hastanede doktordu; son aylarda, tayinim çıkabilir deyip duruyordu. Eğer başka bir yere taşınacak olurlarsa oturdukları semtteki arkadaşlarından, en çok da Tayfun'dan ayrılacağı için çok üzülürdü.

Altı aydır kalbinden ve hayalinden çıkaramadığı Tayfun'la yeni yeni yakınlaşmaya başlamışlardı. Ah! Okulun en yakışıklı çocuğuydu Tayfun. Onun gibisini bir daha bulamam diye düşünüyordu İlay. Çocuk bir hafta önce arkadaşlık önerisinde bulunmuş, İlay da fazla düşünmeden hemen kabul etmişti. İlay'ın parkta dolaşıp kafede diz dize oturduğu, gözlerinde bambaşka ışıklar ve gölgeler gördüğü ilk erkek arkadaşıydı bu çocuk. Diğer arkadaşları Tayfun'u fazla onaylamamışlarsa da İlay'ın kalbi sanki yalnızca onun için çarpıyor gibiydi. İlk aşkın, ilk sevgilinin yarattığı coşkuyla kendisini dünyanın en mutlu insanı olarak görüyordu şimdi. Eğer annesi başka bir kente gitmeleri gerektiğini söylerse buna kesinlikle ayak direyecekti. "Babamla kalırım o zaman," diyebilirdi. Babasının buna itirazı olacağını sanmıyordu. Annesi üzülürdü, ama ne yapsın, Tayfun'dan ayrılmamak için her şeyi yapabilirdi.

Mutfaktan gelen tereyağlı omlet kokusu eşliğinde hayallere daldı. Balkonlarına yakın duran heybetli çınar ağacına tünemiş, gagaları tuhaf bir biçimde kısa, üç kargayı da görmüyordu. Kargalarsa bütün dikkatlerini İlayların balkonuna, balkon masasındaki yiyeceklere vermişlerdi. İki hafta önce bu çınar ağacının dalında duruyor olsalardı, bu üç tuhaf karga İlay'ın dikkatinden kaçmazdı. Özellikle de normal kargalara göre daha kısa kalmış gagaları ve tavuk bacağı kalınlığına ulaşmış bacaklarıyla... Ama İlay iki haftadır rüyalarının prensini bulmuş ve bütün dünyayı unutmuş bir durumdaydı. Bu kuşları görseydi bile dünyanın en güzel bülbülleri, kanaryaları gül dalına konmuş da ona şarkılar söylüyormuş gibi gelecekti. Eh, ne de olsa İlay genç kızlığa ilk adımlarını atmış, aşık bir kızdı.

Okul bitmiş, test kitapları bir daha ortaya çıkarılmamak üzere yatağın altına itilmiş, dershane yolları unutulmuş, sınav stersi geçmiş, karneler alınmış, İngilizce kursları sona ermişti. Bundan sonra sinemalar, parklar, internet kafeler, hamburgerciler vardı. Sınav sonucu açıklanıncaya kadar rahattı. Sınavı da iyi geçmişti. Fen lisesini kazanamazdı belki, ama iyi bir anadolu lisesine kapağı atabilirim diye düşünüyordu. Gideceği lisede küçücük ana sınıfı çocuklarıyla aynı koridorda koşmayacaktı, okulda nöbetçi olduğu günler düşen ufaklıkları kaldırmak, aptalca kavgalarına son vermek gibi bir kaygısı da olmayacaktı. Her şey daha ciddi, yaşına uygun ve eğlenceli geçecekti. Öğretmenlerine "hocam" diyebilecekti. İlköğretimde en çok buna heves etmişti; ama öğretmenleri bu sözcüğe çok kızıp kendilerine "öğretmenim" demelerini istiyorlardı hep. Oysa "hocam" demek "Ben artık büyüdüm, beni küçük bir çocuk gibi değerlendirmeyin." demekti İlay'ın gözünde.

Artık onu beğenen bir erkek arkadaşı da vardı. Gerçi daha el ele bile tutuşmamışlardı; ama gözler çok şey anlatabiliyordu, bir de uzun telefonlar... İlay artık kendini çirkin de bulmuyordu aynaya bakarken. Gözüm biraz daha büyük olsa, kulağım daha küçük olsa, burnum kalkık olsa demiyordu. Onu beğenen biri çıkmıştı karşısına, demek ki güzeldi. Üstelik Tayfun okulun gözde yakışıklılarındandı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 02, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sisin SakladıklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin