Herkese biraz gecikmeli olarak merhaba❤️ Keyifli okumalar dilerim.FERİHA:
Alarmın üçüncü çalışıydı ve bu sefer kalkmak zorundaydım. Sonunda beklenen gün gelmişti. Bu sabah Bodrum'a gidilecekti. Alarmı kapattım ve yerimden doğruldum. Akşamdan hazırladığım bavullar kapının önünde duruyordu. Oyalanmadan kalan hazırlıklara başladım. Geç kalmamamız lazımdı. Yoksa uçak kaçabilir ve Hande'nin diline düşerdik.
Hande büyük gün yaklaştıkça daha tez canlı olmaya başlamıştı. Sanki her an bir aksilik olabilirmiş gibi davranıyordu. Ve çok heyecanlıydı. Şu an çoktan kalkmış ve hazırlanmış olduğuna emindim.
İlk iş olarak yatağı topladım. Banyoya giderek almam gerekenleri toparladım ve bavulun ağzını kapattım. Giyeceğim kıyafetleri yatağın üzerine bırakarak odadan çıktım. Salona gittiğimde Emir'in hala uyanmamış olduğunu gördüm.
Perdeleri açarak içeri gün ışığının dolmasını sağlamak istedim ama hava daha aydınlanmamıştı bile.
Sabahın kör karanlığında yola düşecektik.
Emir'in yanına yaklaşarak seslendim. Ama tepki vermedi. Son çare elimle omzunu dürttüm ve sonunda Emir gözlerini açtı.
''Hadi, yola çıkmamız lazım. Geç kalacağız.''
''Saat kaç ?''dedi uykulu bir ses tonuyla.
''7'ye geliyor. Eğer biraz daha oyalanırsak Hande'nin elinden kurtulamayız,'' dedim.
''Tamam, tamam kalktım,'' dedi ve biraz oturarak ayılmaya çalıştı. Bense hızlıca mutfağa geçtim ama bir şeyler yemeye çokta vakit yoktu. O yüzden vaz geçip tekrar yatak odasına döndüm.
Hızlıca üzerimi değiştirdim ve kol çantamı hazırlamaya koyuldum. Biraz sonra Emir odaya geldi ve o da kıyafetlerini aldı.
''Bu kadar erken gitmeye ne gerek vardı ya.''
Bir şey demeden elimdeki eşyaları koyacak yer aramaya devam ettim.
''Acaba Hande bu saatte uyanık olduğu için ne düşünüyordur?'' dedi konuşmaya devam ederek.
''Pişman olduğunu düşünmüyorum. Gün kaybetmeyelim diye sabahın erken saatinde gideceğiz.''
''Ya düğün iki gece sonra değil mi? Bir gün kala falan gitsek olmaz mıydı?''
''Ay bana ne soruyorsun Emir ya. Hande planladı her şeyi. Ona sorsaydın keşke.''
''Tamam ya bir şey söylemedim. Hem ne bu asabiyet sabah sabah?''
''Amma da söyledin yani.''
''Doğru pardon. En son konuşmama bile dayanamayacak kadar nefret ediyordun değil mi benden?''
''Öyle mi dedim ben şimdi. Konu döndü dolaştı bana geldi. Gerçi doğru her şeyin suçlusu bendim. Bu tavırlarım yüzünden doğru. Çekilmez biri olduğumu unutmuşum kusura bakma. Ama üzülme ya çekilir insanlar güzel kılar hayatı. Sende sık dişini Emir. Kurtuluyorsun yakında benden.''
Emir derin bir nefes aldı.
''Neyse uzatmayalım en iyisi,'' dedi.
''İyi olur.'' dedim ve konuyu kapattım. Bir anda neden bu kadar gerginleştiğimizi anlayamamıştım bile. Patlamaya hazır bomba gibiydik. İkimizde. Evet, doğru söyledim, ikimizde.
Emir, Korayların evine gittiğimizden beri değişmişti. Farklı davranıyordu. Sanki o da boşanmayı istiyordu artık ya da ben aksini görmek istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Her Şeye Rağmen
Romance"...Bu zamana kadar bir sürü şey yaşamıştık ve birbirimize dönmeyi başarabilmiştik.Peki bu her zaman böyle mi olacaktı? Her şeye rağmen yine birbirimize dönebilecek miydik?" Hepinize yeni hikayemle merhabalar.Hikayem Emir&Feriha üzerine kurulu.Ama g...