Göz perdesi

In Pursuit of Reality>gerçekliğin Peşinde

Fakat annesi ve babası gerçek annesi ve babası değilse.

Gerçek annesi ve babası neredeydi?
Annesinin ismini biliyordu"belle",

Değişik bir orman vardı küçük bir köy vardı ortasında. Minicik ama güzel evlerin olduğu.

Tam olarak nerde olduğunu bilmiyordu bu ormanın ama resimli haritadan bulabilirdi, hemen çantasındaki haritayı aldı ormanın yerini tam olarak buldu.
sandiago'daydı

Katy. Kaaaaty!

"ne var, bu saatte neden bağırıyorsun."

Gel buraya sana her şeyi anlatacağım...

Yani sen şimdi birlikte sandiago yanı gitmemiz gerektiğini mi söylüyorsun?

Evet

Biz kaçağız, unuttun mu?

Biliyorum Katy ama acil bir durum bu.

Pekala yarın sabah işten izin lıp gideriz ama sadece 1 haftalık hem yarın mağaşımızıda alacağız öyle değilmi?

Evet, hadi iyi akşamlar o zaman sabah görüşürüz.

Katy gittiğinde mel daha fazla tutamadığı gözyaşlarını sonunda salıverdi, her bir damla bir anı içeriyordu. Gördükleri şok üstüne şoka uğramıştı mel'i,

Neden beni bıraktın anne? Neden hafızamı sildin söyle. (çatallaşmış sesiyle bağırarak ağlıyordu. Fakat sesi çıkmıyordu.)

Sana geri döneceğim ve senide alıp Tokyo'ya geri döneceğim belle.

O akşam çok huzursuzdu mel, uykuya zar zor dalabilmişti.

"uyan mel eşyalarını topla,üstünü giyin ve gel hemen!"

Geldim

Mel eşyalarını topladı ve aşağıya indi. Kahvaltı yaptılar kalan işlerinde halledip arabayla iş yerine gittiler, patrondan izin aldıktan sonra çıkarken suzy ve Fin yanlarına geldi. Olayları kısaca özet geçtikten sonra Fin ve suzy de onları yanlız bırkmayarak yanında gittiler.

(Finn) Yorucu bir yolculuk ha mel?

Evet.

(Finn) herkez uyudu arkaya geç sende uyu, ben sürerim.

Hayır gerek yok.

(Finn) geç işte uzatma.

Peki...

Sabaha doğru sonunda sandiago'ya gelmişlerdi. Haritayı takip ederek ormanın yolunu buldular.

(Suzi) Hey bakın bir yol var

(Finn) girmeyin o yola.

(mel) neden?

(Finn) tehlikeli olabilir!

(mel) birşey olmaz, hadi beni takip edin.

(Finn) dursana sana girme demiştim.

(mel) seni dinleyeceğimi söylememiştim!

(finn)peki öyle olsun hadi gidelim.

Biraz aradıktn sonra sonunda tarağı gömülmüş olduğu yeri buldular üstündeki mor çiçek solmuştu.

Finn çiçeğe dokundu ve eli kıpkırmızı oldu, Katy ede aynı şey oldu.

Hey durun birde ben deneyim. Dedi mel