YİRMİ YEDİNCİ BÖLÜM

859 94 252
                                    


O zaman Let's go Let's goooo😸


Jennie

Hızla merdivenleri inip dış kapıdan çıktım. Nefes nefese Lisa'nın bulunduğu yere doğru koşmaya devam ettim. Haykırarak "Lisa! O..." Lisa sinirle bana koşarak sözümü bölmüştü. Şaşkın bakışlar arasında Lisa'nın ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordum. Kolumu sıkıca tutarak gözlerimin içine tehditkar bakışlarını attı. O an Lisa'dan ölesiye korkmuştum.

Lisa bir anda bakışlarını benden çekerek eve doğru yönlendirdi. Belli belirsiz başını hafifçe sallayarak tekrar bana döndü.
Gülümsemeye çalışarak "iyi misin Jennie? Oldukça korkmuş görünüyorsun."
Arkasında kalan adam ve kadın hala neler olduğunu anlamaya çalışıyordu.
Adam öne atılarak "neler oluyor Lisa? Bu kız kim ve neden biri ölmüş gibi haykırarak koştu?"

Lisa hala kolumu tutarken başını adama doğru çevirdi. "Jennie çiftlik hayatına çok alışkın değil, eminim bir böcek görüp korkmuştur." Tekrar bana dönerek bir kaşını kaldırdı.
"Öyle değil mi Jennie?" O an ona uyum sağlamalıydım. Titreyerek başımı salladım.
"E-evet, çok korkunç bir böcek vardı."

Lisa derin bir nefes vererek adama döndü.
"Gördünüz mü? Size söylemiştim. Jennie sen eve geç birazdan geliyorum."
Tedirgindim. Bayan Mary'i o halde bırakmıştım. Lisa'nın sözünü dinleyip eve doğru adımlamaya başladım. Kısa bir an arkama baktığımda Lisa'nın adam ve kadını uğurladığını anlamıştım.

Neler dönüyor burda? Lisa neden Bayan Mary'i gizliyor bu insanlardan?

Odaya tekrar çıktığımda Bayan Mary yoktu. Aklımdaki sorularla çaresizce yatağa oturdum.
Lisa'nın hayatına dahil olmak zor olacaktı. Bu sırlarla şimdiden tükendiğimi hissediyordum.
Beni izleyen birinin olduğunu hissettiğimde başımı kapıya doğru çevirdim. Lisa gelmişti.
Konuşmak için dudaklarımı araladığım sırada evin çalışanının gelmesiyle konuşmaktan vazgeçtim. "Bayan Manoban her şey kontrol altında, şimdi uyuyor." Lisa kapının çerçevesine yaslanmış bir halde bitkince "tamam Sonya, birazdan yanına gelirim."

Sonya'yı gönderdikten sonra içeri gitmişti. Beni iyice görebileceği şekilde karşıma geçti.
Kollarını karnında birleştirip "sana ne olursa olsun aşağıya inme demiştim Jennie. Neyi tehlikeye attığını biliyor musun? Yaptığın şeyin nelere sebep olabileceğini biliyor musun?" Sesinde öfkesini dizginlemeye çalışan bir ton vardı. Gözümden yaşlar akmaya başlamıştı bile. "Ö-özür dilerim Lisa. Ben... ben Bayan Mary fenalaşınca ne yapacağımı bilemedim. Bana ne olduğunu anlatsaydın böyle bir şey yaşamazdık."

Lisa sinirle derin bir nefes alarak "böyle olacağını biliyordum." Ağlamam aniden durmuştu. Yataktan kalkarak Lisa'ya doğru bir adım attım. "N-ne demek istiyorsun? Bir şey olduğu yok." Ona doğru ellerimi kaldırdığımda kendini geri çekti. "Bak işte sorgulamaya başladın bile. Sana verebileceğim bir cevap yok. Hala beraber olabileceğimizi düşünüyor musun?"

Evet bu sorular içimi kemirse de başımı hızla iki yana salladım. "H-hayır sorgulamıyorum. Sormayacağım Lisa. Birlikte olabiliriz. Lütfen böyle yapma uzaklaşma benden." Ellerimi ona tekrar uzattığımda bu defa geri çekilmemişti.
Başını öne eğdiğinde yanaklarını iki elimle tuttum. "Seni seviyorum Lisa. Seninle olmak için soru sormamam gerekiyorsa sormam."

Başını yavaşça kaldırıp gözlerime baktı. Gözleri yaşarmıştı. "Jennie bu çok yorucu. Şimdi sormayacaksın ama ilerde bu durum seni mahvedecek. Benim hakkımda hiçbir şey bilmeden beni sevmeye nasıl devam edebilirsin ki?"

Bildiğim tek şey Lisa'yla olmayı deli gibi istediğimdi. İlerisini düşünmek için kafa yormamıştım. Yaşayıp görecektik.
"Bana güvenemez misin Lisa? Bir gün bana hayatındaki her şeyi anlatacak kadar güvenemez misin?" Alınlarımızı birleştirip fısıldayarak sormuştum. Ellerini yanaklarındaki ellerimin üzerine çıkartarak ağlamak üzere olan sesiyle "bunun için çok erken Jennie. Bilmiyorum."

Dudaklarımı boynuna doğru indirip "beklerim, sen anlatmaya hazır olana kadar soru sormadan beklerim Lisa." Cümlem bittiğinde dudaklarımı boynuna bastırdım. Derin bir nefes vermişti. Yutkunarak "Jennie, tehlikeli sularda yüzüyorsun." Dudaklarım hala boynundayken gülümsedim. Aynı yere daha sert bir öpücük bıraktıktan sonra "nasıl bir tehlikeden bahsediyorsun Lisa?" Nefesi hızlanmaya başlamıştı. "J-Jennie, şimdi olmaz. An- yani Bayan Mary'e bakmam lazım."

Birden geriye çekilmişti. Ağzından neredeyse kaçıracağı 'anne' kelimesini tamamlamasa da gerçek apaçık ortadaydı. Bir nedenden ötürü annesi olduğunun bilinmemesi gerekiyordu. Bugün gelen adam ve kadının özellikle bilmemesi gerekiyordu. Anlaşılan Lisa bana anlatmasa da parçaları kendim birleştirerek bir sonuca ulaşabilirdim. Ulaştığım sonuç doğru olur muydu? İşte onu bilmiyorum.

Lisa yanımdan ayrılarak Bayan Mary'nin yanına gitmişti. Biraz sonra Sonya gelmişti.
"Kahvaltı hazır Bayan Jennie, lütfen beni takip edin."
Sonya bir kahya edasıyla önümde yürüyordu. Oldukça ciddi bir ifadeye sahipti. Yüzünden duygularını anlamak imkansızdı. Kahvaltı masasına ulaştığımda oturmadan önce "şey Lisa'yı beklemem gerekmez mi?"
Ciddiyetinden bir şey kaybetmeden bana döndü. "Bayan Manoban, kahvaltısını Bayan Mary ile birlikte yapmak istedi. Lütfen başlayın." Robot gibi konuşan bu kadın beni geriyordu. İnsan azıcık güler yüzlü olur.

Hayal kırıklığıyla "pekala, teşekkür ederim Sonya." Kahvemi servis edip, bir bardak portakal suyunu da önüme koyup, yanımdan ayrıldı. Tek başıma koca evde kahvaltı, mükemmel!

Umarım Lisa çiftliği gezdirme fikrinden vazgeçmemiştir. Onunla baş başa olmak istiyorum. Günlerdir peşinde koştuktan sonra bunu hakettim.












.

BİR BU EKSİKTİ! G!P (JenLisa) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin