36|RezilliklerKimilerine göre insanı öldüren umudun takendisidir. Hep bir şeyleri umutla beklerse bir süre sonra umut yerini bekleyişe bekleyiş yerini ümitsizliğe bırakır. Umut etmek güzel şeydir hele ki benim için umut her şeydir. Ancak şöyle bir gerçek vardı ki her umut sonsuz güzelliğe açılmıyordu. Bunu uzun zaman önce anlamıştım. Her şeyin güzel bir sonu olacağını umutla beklersen ya çok sevinir ya da çok üzülürsün. Baştan aşağı umut oltan ibaret olmuş olan benim, bu düşüncelerimi kızlar duysa Elif düşer bayılır Hilal ise sana söylemiştim Aysima derdi muhtemelen. Düşüncem ne olursa olsun ben hep umut edecektim hem ne demişler biz beklemeyi seviyoruz benimki de o hesaptı. Ben şu ömrümde hep beklemiştim önce Ali'yi sonra beni sevmesini şimdi de Ali ile güzel bir geleceğin olacağı o zamanları bekliyordum.
Beklemek güzel şeydi hele Ali gibi bir adamda bekleyişinizdeyse beklemek daha bir güzeldi.
Beklemek güzel olsa da ben bazı beklemeleri sevmezdim her beklemek güzel dedik ancak bekletilmek güzel değildi. Beklediğim insanın Hilal olması bu durumu daha da çekilmez yapıyordu.
Yaklaşık olarak yarım saat kadar önce Hilal beni aramış ve onlara gelmemi istemişti. Aslına bakılacak olursa konu daha ileriye dayanıyordu. Gönül teyzenin ani daveti ki ben ve Elif'e göre asla ani değildi aksine planlanmış bir organizasyondu. Bizleri akşam oturmasına davet etmesi üzerine günler sonra o akşam olmuş ve biz güzelce yemeklerimizi yemiş davete icabet edecekken Hilal'in bize gel beraber gidelim demesiyle ailemle yollarım ayrılmıştı.
''Bu kız nerede kaldı?'' Ayşe teyze belki de geldiğimden beri yirminci kez yenilediği soruyla oynadığım koltuk kırlentinden başımı kaldırdım. Çaprazımdaki adama bakmamaya çalışarak Ayşe teyzeye döndüm. Veli amca salonda diye utancımdan başımı şu çiçekli kırlentten kaldıramıyordum şansıma Ali çok yakışıklı olmuştu. Garibanın yüzü güler mi? Gülmüyormuş!
''Maviş annem bir baksana şu kıza.'' Ayşe teyzeye başımı sallayıp üstümdeki çiçekli elbisenin eteklerini düzelterek kalktım. Ayşe teyze Veli amca ve Ali'ye geç kalkdık diye veryans ederken salondan çıkıp ilerideki kapının önüne gelerek kapıyı çaldım.
''Gel!'' Hilal'in sesini duyduğumda kapıyı açıp başımı içeri doğru uzattığımda Hilal'in hala ev haliyle durduğunu görerek kaşlarımı çatarak odaya girdim.
''Yarım saattir bekliyoruz hazırlanmamışsın bile!'' Söylenerek karşısına geçtiğimde omuz silkti.
''Hastayım ben, gelmeyeceğim.'' İnanamayarak yüzüne baktım.
''Turp gibisin ne hastası.''
''Ateşim var.'' Hilal'e yaklaşıp avucumu anlına bastırdığımda dediğinin aksine vücut sıcaklığı gayet normaldi. Onun yüzüne bakarken aklıma gelenle hayretle eğilip yüzlerimizi eşitledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR GÖNÜL DAVASI
Novela Juvenil|TAMAMLANDI| Yarası kendinden güzel adam ve onun güzel Ay'ı. 02.09.2019