YİRMİ SEKİZİNCİ BÖLÜM

910 96 68
                                    




O zaman Let's go Let's gooo 😸

Jennie

Düşünceli bir şekilde tabağıma aldığım kahvaltılıkları dürterken, Lisa'nın geldiğini fark etmemiştim. "Onları yemeyi düşünmüyor musun Jennie?" İrkilerek çatalımı elimden düşürmüştüm. Üzerine giydiği dar pantolonu ve çizmeleriyle fazla seksi görünüyordu.

Sandalyemi biraz geriye doğru kaydırıp kızarmış yanaklarımla "şey, Bayan Mary'nin iyi olup olmadığını düşünüyordum." Lisa yanıma doğru adımlayarak, sandalyemi tekrar masaya doğru itti. "Bayan Mary'nin durumu iyi. Şimdi seni doyuralım, çünkü bugün oldukça hareketli olacak. Güçsüz düşmeni istemeyiz Jennie."

Lisa sandalyemin arkasından eğilip, çenesini omzumun üzerine doğru  uzattı. Elimden düşürdüğüm çatala uzanarak "kendin yiyebilirsin değil mi Jennie?" Yakınlığı kalbimi ağzımda attırırken hızla başımı aşağı yukarı salladım. Nefesini boynumda hissediyordum. Geri çekilmeden önce gülümsediğini görmüştüm. Bana bir yakın bir uzak davranmasını anlayamıyordum.

Karşıma geçip oturduğunda hala elimdeki çatalla donmuş bir şekilde ona bakıyordum.
Boğazını temizleyerek başıyla önümdeki tabağı işaret etti. "Ye Jennie." Kendime gelerek çatalımı tabağımdaki herhangi bir yiyeceğe batırdım. Ağzıma götürürken Lisa başıyla hareketlerimi takip ediyordu.

Kahvaltımı bitirdiğimde Sonya yanımıza gelerek Lisa'nın önünde durdu. "Bayan Manoban, seyis atınızın hazır olduğunu söylememi istedi." Ata mı binecektik? Ama ben bilmiyorum ki at binmeyi. Tamam Lisa'ya senin için at bile binerim dedim ama...

Lisa sevinçle "tamam Sonya, birazdan geliyoruz." Gözleri beni bulduğunda tedirgin halimi görmüştü. Kaşını kaldırarak "Jennie iyi misin? Korkma seni öylece bir atın sırtına atmayacağım. Bunu ilk binicilik dersin gibi düşün." Rahatlayarak derin bir nefes verdim.
"Korkmadım ki."

Hiç korkmadım hiç (!)

Lisa oturduğu sandalyeden gülümseyerek kalkıp, yanıma geldi. Elini bana uzatarak tutmam için bekledi. Tereddüt etmeden elini tuttum.

Atların bulunduğu yere geldiğimizde, seyis koşarak yanımıza geldi. Ellerini önünde birleştirerek "Bayan Manoban arkadaşınızın olduğunu bilmiyordum. Sadece bir atı binmek için hazırlamıştım." Lisa gülümseyerek elini seyisin omzuna attı. "Sorun değil Jack, Jennie'ye at binmeyi öğreteceğim zaten. Bir at yeterli." İsminin Jack olduğunu öğrendiğim seyis mahçup bir şekilde Lisa'ya gülümseyerek hazırladığı atı getirmek için gitti.

"Lisa, sence kolay öğrenebilir miyim?" Açık havada parlayan teniyle gözlerini bana dikti.
"Neler başarabileceğinden haberin yok senin Jennie. Yardımımla kolayca öğreneceğinden eminim." Kolayca öğrenmek istemiyordum. Lisa'yla daha fazla baş başa vakit geçirmek için bu at binme işini zor yoldan öğrenebilirdim.

Çitin içine geçip, seyisin getirdiği devasa ata nasıl bineceğimi düşünürken, kapının önündeki verandada oturmuş bizi izleyen Bayan Mary'i fark ettim. Gözlerimiz buluştuğunda bana heyecanla el sallamıştı.
Aynı şekilde karşılık verdim. Hemen sonra Sonya'nın Bayan Mary'nin kulağına eğilip bir şeyler söylediğini görmüştüm. Lisa bana seslenerek dikkatimi ona yöneltmemi sağladı.
"Hazır mısın Jennie?"

Evet Manoban hazırım. Beni uzaklara götür.

"Korkuyorum." Dudaklarımı büzerek söylemiştim. Amacım filmlerde gördüğüm kadarıyla Lisa'nın bana yardım etmesini sağlamaktı. O büyük ellerinin vücudumda gezinmesini istiyordum.
"Tamam gel buraya sana yardım edeceğim."
Heyecanımı bastırmaya çalışarak, Lisa'nın yanına adımladım.

Hafifçe eğilerek üzengiye ayağımı geçirdi. "Hadi bakalım tutuyorum seni yavaşça bin." Belimden destek vererek beni atın üzerine bindirdi. Kendisi atı okşayarak sakin durmasını sağlıyordu.  Atın üzerinde olmak gerçekten mükemmel hissettiriyordu. Heyecanım yüzüme yansımış olmalıydı. Lisa bana parlayan gözlerle aşağıdan bakıyordu.
"Nasıl hissediyorsun Jennie?" Ben de atın yelelerini okşamaya başlamıştım.
"Harika. İlk başta korkuyordum ama şu an mükemmel hissediyorum Lisa."

"Pekala o zaman beni dinle.
Biniciliğin en temel kuralı, atınla aranda pozitif bir bağ kurmandır. Zira sevmediğin veya korktuğun bir atla biniciliğe başlaman bir daha binememene neden olabilir. Kıyafetlerinin rahat olması, ata doğru oturmana ve onu doğru ve rahat bir şekilde yönlendirmene yarar. Şimdilik sadece atın üzerinde durmayı öğreteceğim bu yüzden kıyafetlerini daha sonra alırız."

Bir elini havaya kaldırıp eldivenini göstererek devam etti.
"Eldiven takman dizgini rahat tutmanı ve atı yönlendirirken elinin aşınmamasını sağlar. Ayrıca dizgin işaret ve orta parmaklar üstte; baş, yüzük ve serçe parmaklar altta kalacak şekilde tutulur. Botlar, cheps veya çizmeler ayağını geçireceğin üzenginin ayağını zedelememesine ve olası bilek burkulmalarını önlemeye yardımcı olur. Dediğim gibi ekipmanlarının şu an önemi yok. Senin için daha sonra aldıracağım. Anlamadığın bir şey var mı Jennie?"

Bilgilendirmesini bitirince anladığımı belirtmek için başımı aşağı yukarı salladım.
"Hayır öğretmenim. Her şeyi anladım." Öğretmenim dediğimde biraz önceki ciddi ifadesi kaybolmuştu. Yüzüne yayılan gülümsemesiyle "iyi bir öğrenci ol."

Lisa atın dizginlerini kavrayarak yavaşça çekmeye başlamıştı. Hareket ettiği an da korkuyla "Lisaaa düşeceğim. Düşeceğim."
Lisa sakince "hayır Jennie sakin olmalısın. Ne dedim başta?
Biniciliğin en temel kuralı, atınla aranda pozitif bir bağ kurmandır. Zira sevmediğin veya korktuğun bir atla biniciliğe başlaman bir daha binememene neden olabilir. Şimdi sakinleş ve atın seni kabul etmesine izin ver."

Kararlı bir şekilde derin bir nefes aldım. Lisa tekrar atı yürütmeye başlamıştı. Çitin etrafında tam tur dönmüştük. Açıkçası iyice alışmıştım. Ve içimde bir şeyler atı dörtnala sürmek istiyordu. Tabi bu şu anki binicilik bilgimle imkansızdı.  Tur bitince Lisa beni indirmek için ellerini belime yerleştirdi. İtiraz ederek "biraz daha lütfen. Daha fazla binmek istiyorum Lisa."

Çocuk gibi sızlanışım Lisa'nın hoşuna gitmişti.
Parmaklarını dudaklarına yerleştirip bir ıslık çaldı. Seyis anında koşarak yanımıza gelmişti.
"Jack biz ormanda gezintiye çıkacağız. Çiti indir."   Gezinti mi ? Ormanda mı?

Lisa aniden kendini atın üzerine arkama atmıştı. Bedenini arkamda hissettiğimde nefesimi tutmuştum. Bir eliyle belimi kavrayıp diğeriyle elimdeki dizginin birini tuttu. Kulağıma doğru yaklaşarak "hazır mısın Jennie?"

Ne oluyor? 🙄






.

BİR BU EKSİKTİ! G!P (JenLisa) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin