(M)YİRMİ DOKUZUNCU BÖLÜM

2.4K 109 289
                                    




O zaman Let's go Let's gooo😸


Jennie

Lisa aniden kendini atın üzerine arkama atmıştı. Bedenini arkamda hissettiğimde nefesimi tutmuştum. Bir eliyle belimi kavrayıp diğeriyle elimdeki dizginin birini tuttu. Kulağıma doğru yaklaşarak "hazır mısın Jennie?"

Başımı geriye doğru yaslayıp Lisa'nın göğsüne bastırdım. "Seninle her şeye hazırım Lisa."
Çitin indirilmesiyle Lisa topuklarını atın yanlarına vurarak atın hareket etmesini sağlamıştı. Yüzüme çarpan rüzgarla ve Lisa'nın bedenime yayılan sıcaklığıyla kendimden geçmiştim. Ormana, ağaçların arasına ilerleyen yolculuğumuz boyunca Lisa'nın çenesinin altından onu izlemiştim. Ara sıra bana doğru yüzünü eğip gülümsüyordu. Bazen hızlanıyor ve belimi kavrayan eli sıkılaşıyordu. Koşan at değil benmişçesine nefesimin hızlanmasına sebep oluyordu. Bazense yavaşlıyor ve gözlerimin içine derince bakıp belimdeki elini gevşetip okşuyordu.

Yutkunduğu zamanlarda oynayan boyun çıkıntısına dudaklarımı bastırmak istiyordum. Bütün cesaretimi toplayıp dudaklarımı ıslattım. Tam öpecekken at durmuştu. Ağaçlarla kaplı ormanda açık ve çiçeklerle kaplı bir alana geldiğimizi fark etmiştim.
Lisa yüzünü bana çevirerek "biraz dinlenelim."
Çevik bir hareketle attan inmişti. Ellerini belime yerleştirip, benimde inememe yardımcı oldu. Atın üstünden inip ayaklarım yere bastığında tuhaf gelmişti. Sanırım bu hisse alışmam gerekiyordu.

Çiçeklerle kaplı geniş alana mutlulukla bakarken, Lisa atı bir ağaca bağlıyordu.
"Lisa burası çok güzel. Daha önce böyle bir yere gelmediğime inanamıyorum." Lisa'ya döndüğümde düğümü atıp şaşkın halimi gülümseyerek izlediğini görmüştüm. Bana doğru adımlarını atarken " seveceğini biliyordum Jennie." Elini bana uzatıp tutmamı beklemişti. Hızla elini tuttum. Çiçeklerin arasına doğru beni koşturmaya başlamıştı. Rengarenk çiçek tarlasının içinde tıpkı filmlerdeki gibi koşturuyorduk.

Ortalarına kadar gelmiştik. Yorulup nefes nefese kaldığımızda kahkahalarla kendimizi çiçeklerin arasına sırtüstü bıraktık.
İkimizin göğsüde hızla inip kalkarken, bir kolumu kıvırıp başıma destek yaparak yan döndüm. Lisa'nın dağılmış kaküllerini düzelterek elimi karnında gezdirmeye başladım. Konuşmadan hala nefesini düzene sokmaya çalışarak beni izliyordu. Şu an burada çiçeklerin arasında baş başaydık.

Aklıma gelen daha doğrusu aklımdan bir an bile çıkmayan ilk sevişmemiz, Lisa'nın dudaklarına bakarak dudaklarımı yalamama sebep olmuştu. Ne düşündüğümü anlamış gibi alt dudağının kenarını dişlediğinde, utanarak kırmızı yanaklarımı gizlemek için tekrar sırtüstü pozisyonumu aldım.

Lisa küçük bir kahkaha atarak biraz önce benim olduğum pozisyona geçmişti. Ellerimle yüzümü kapatmak istediğimde "Jennie? Utanıyor musun sen? Yüzüme bak."
Ellerimi yavaşça yüzümden indirdim. Gözlerim Lisa'dan başka her yerde gezinirken "bir şey itiraf etmek istiyorum ama..." dudaklarımı ıslatma ihtiyacı hissetmiştim. Vücudum deli gibi Lisa'yı arzularken boğazım kuruyordu.
Karnımın üzerinde duran ellerimi tutarak parmaklarımla oynamaya başlamıştı.
"Ama ne Jennie? Devam et."

Bakışlarımı Lisa'ya çevirip "ama beni reddetmenden korkuyorum." Lisa yumuşak bir gülümsemeyle yüzüme doğru eğilip, dudaklarıma kapanmıştı. Kısa süren öpücükle gözlerimi kapatmıştım. Geri çekildiğinde dudaklarının yokluyla kaşlarım çatılmıştı. Bu halime gülerek "çok ısrarcısın kedicik."

Sen ısrar görmemişsin Manoban!

Hızla Lisa'yı omzundan iterek sırtüstü yatmasını sağladım. Üzerine çıkarak ellerini başının iki yanına sabitledim. Yüzüne iyice yaklaşmıştım. Gözlerinin içine kararlı bir şekilde bakıp yutkunmasını sağlamıştım.
"Israrcı tarafımı henüz görmedin Manoban. Burada yalnızız ve istersem şu an sana sahip olabilirim."

BİR BU EKSİKTİ! G!P (JenLisa) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin