[13] Huzur

4.5K 222 164
                                    


Helloo çikolatalı milkshake'lerim. Nasılsınız? Ben çok heyecanlıyım ve bir yandan da mutsuzum çünkü pazartesi dersler başlıyor😞 Artık fırsat buldukça yazmaya çalışacağım. Iyi okumalar canlarım

Barlas...

Hayatımın en güzel, en huzurlu saatleri bunlar olabilirdi. Saatlerdir yanımda uyuyan bedeni izliyordum. Benim miydi şimdi? Istediğim zaman sarılıp öpebilecek miydim onu? O kadar masumdu ki, saf ve temiz. Ona bir şey olacak düşüncesi beni mahvediyordu. Onu her şeyden, herkesten sakınmak ve saklamak istemem normal miydi? Bunca zamana kadar yaşadığım ilişkilerde hiç böyle mutlu olduğumu hissetmemiştim. Farklıydı. Çok farklıydı bu hisler ama harikaydı. O olduğu için, onunla birlikte olduğu için harikaydı. Duygularımı ilk kez bu şekilde net hissediyordum. Onun gördükleri ve göremediği daha fazlası. Onu o piçin elinden kurtarmıştım sonunda. O piç benimle tehdit etmişti güzel gözlümü. O kadar zorlamıştı ki onu. Her defasında hissetmiştim. Aslında bir şeylerden şüpheleniyordum ama Mahmut'un söylediği bilgilerle emin olmuştum. Ve o zaman bende ipler kopmuştu.

Flashback

"Mahmut!" Boş evde yüksek sesim yankılanırken kapı tıklatıldı.

"Efendim abi."

"Ne dedim lan ben sana? Gözünü Denizden ayırmayacaksın demedim mi? Her hareketinden haberim olacak demedim mi lan?"

"Abi valla takip ediyorum her yerde. Her şey-"

"Kes lan sesini!! Madem takip ediyordun da neden söylemedin Deniz'in o piçle yemeğe gittiğini?" Mahmut şaşırsada bozuntuya vermedi.

"Abi ben aslında biliyordum ama-" kan beynime sıçramıştı adeta.

"Ne demek biliyordum lan? Sen biliyordun da bana söylemedin mi? Napayım lan şimdi seni?" Derin bir nefes aldım. Içimdeki öfkeyi bir yerden çıkarmam gerekiyordu.

"Hemen o şerefsizi buluyorsunuz ve her zaman ki depoya götürüyorsunuz. Bulduktan sonra da bana haber verin." Mahmut kafasını sallayıp odadan çıktı. Bir kadeh viski doldurup dikledim. Boğazımı yakan tad bütün hücrelerimi harekete geçiriyordu. Telefonumu çıkarıp Deniz'imin resmini açtım. Benim güzel gözlümdü o. Kısa süre içerisinde hayatımın merkezi haline gelmeyi başarmıştı. İyi ki o gün oradaydı. İyi ki o gün görmüştük birbirimizi. Yarım saatin sonunda Mahmut 'abi hazır.' Diye mesaj attığında hemen yola koyuldum. Şimdi başlıyorduk.

Boş depoya girdiğimde Ege'nin elleri ve kolları bağlı, ağzı bantlanmış bir şekilde beni beklediğini gördüm. Yüzüme bir gülümseme takınıp tam dibinde durdum.

"Şimdi hangi elinle tuttun Deniz'in elini? Bu mu?" Sağ elini gösterip tersine burktum. Derince inledi. "Yoksa bu mu?" Aynı şeyi sol eline de yapınca gözlerini kapattı. Mahmut'a bir işaret yapınca ağzını açtılar.

"Bu kadar erken öğreneceğini düşünmemiştim."

"Senin aksine ben her zaman adımlarımı planlı atarım."

"Deniz omzumda ağlarken de her şey planlı mıydı?" Sırıtarak gözlerimin içine bakıyordu. Güçlü bir yumrukla yere savurdum. Sandalye ile birlikte yere düşerken bende üzerine çıkıp yumruklarımı geçirmeye devam ettim. Ağzından ve burnundan oluk oluk kan akıyordu ama o hâlâ sırıtıyordu.

"Onu kollarımda teselli ederken görmeliyidin Barlas. Bana sığınırken onu görmeliydin. Onun kokusunu hissedince aldığım zevki bir bilsen." Bunlar bardağı taşıran son damla olmuştu. Belimden silahı çıkartıp bütün şarjörü üzerine boşalttım. Kanlar içinde yerde yatıyordu.

"Abi yaşıyor ne yapalım?" Eskiden olsa gömün boş bir yere derdim ama Deniz bunu öğrenirse -ki muhakkak öğrenecekti- onu tamamiyle kaybedebilirdim.

"Atın hastanenin önüne." Daha fazla mekanda oyalanmadan arabaya binip yola koyuldum.

1 haftadır olduğu gibi yine miniğimin evini gözetlemeye gelmiştim. Çok özlemiştim onu. Balkonun da oturmuş gökyüzüne bakıyordu. Buradan bile belli oluyordu ağladığı. Ben onun tek bir damla göz yaşına kıyamazken onu böyle üzen insanları yok etmek istiyordum. Onun canını sıkan her şeyi ve herkesi ortadan kaldırmak istiyordum. Daha fazla oyalanmadan eve geri döndüm.

Flashback bitti. Şimdi...

Deniz yerinde kıpırdanmaya başladığında gözlerimi sıkıca kapatıp uyuyor gibi gözükmeye çalıştım. Kirpiklerimi hafif aralayarak ne yaptığına baktım. Şaşkın gözlerle etrafa bakıyordu. Bu hali o kadar tatlıydı ki. Gözleri bende takıldığında yutkundu. Elini usulca yanağıma koyup yeni çıkmaya başlayan sakallarımı okşamaya başladı. Öyle narindi ki elleri. Kırılacak bir şeye dokunmaya korkar gibi dokunuyordu.

"Gözlerin o kadar güzel bakıyor ki bazen boğuluyorum sanıyorum o yeşillerinde. Ne yaptın sen bana Barlas?" Hâlâ yanağım da dolaşmaya devam ediyordu elleri. Ellerini tutup dudaklarıma bastırdım.

"Asıl sen bana ne yaptın Deniz? Ben bunca zaman yaşadığımı unutmuştum. Sanki zaman durmuş, seni bekliyormuş her şey. Seninle tamamlandı kalbimin diğer yarısı, seninle bütünleşti. Iyi ki geldin Deniz." Dedim yanağını okşarken. Gözleri bu kez mutluluktan dolmuştu. Bu gözlerde yaş görmek istemiyordum. Yanaklarından tutarak dudağından öptüm. Geri çekileceğim sırada ensemden tutarak tekrar birleştirdi dudaklarımızı.

"Seni seviyorum." Gözlerimin içine bakarak söylediği şeyle bir kez daha dudaklarından öptüm.

"Seni seviyorum güzel gözlüm. Hadi bakalım şimdi kalkıyoruz. Üzerimizi değiştiriyoruz ve gidiyoruz. Sana süprizim var bebeğim."

"Barlas şey..."

"Bir şey mi oldu güzelim?"

"Benim yanımda kıyafetim yok. Bu kıyafetlerimle gidemem ki." Haklıydı. Okul için giydikleri siyah tişört ve pantolonu vardı.

"Gel benimle." Elinden tutup yan odaya getirdim. Sandalyeye oturup ona baktım. "Gardropu aç ." Gardrop'a döndüğünde açtı ve şokla gözlerini bana çevirdi.

"Barlas bunlar ne?"

"Senin için aldım güzelim. Beğenmedin mi?"

"Niye böyle bir şey yaptın ki? Ne gerek vardı."

"Buraya geldiğinde kendini evinde hisset diye yaptım."

"Ama bunlar çok pahalıdır." Utanmıştı yanakları onu ele veriyordu. Parayla ilgilenmiyordu o. Diğerleri gibi değildi. Direk benimle ilgileniyordu. Ve bu ona daha çok bağlanmamı sağlıyordu.

"Sen her şeyin en iyisini hak ediyorsun." Hızla yanıma gelip ayaklarını yanlardan uzatarak kucağıma oturdu. Ellerini boynuma, yüzünü göğsüme saklayarak sıkıca sarıldı.

"Teşekkür ederim Barlas." Bu cümlenin içinde çok şey saklıydı. Hissedebilmiştim. Deniz aslında çok yaralı bir çocuktu ve ben kendime bir söz vermiştim. Onun yaralarını tek tek kendi ellerimle saracaktım...

Love you all


27.02.2021

Yan Benimle [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin