Komşularımızı gıcık ettik.
Gözyaşlarının hissedildiği yerde
Korkularını kaybettiğin yerde
Evet, umursamaz tavır
O yer çok saf, çok müstehcen ve hassas
Tüm gün yatakta, tüm gün yatakta, tüm gün yatakta
Sevişiyoruz ve kavga ediyoruz
- Pillowtalk by Zayn
İyi okumalar 🌙
(yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen)
...Ellerimde kanlı peçeteler, kıyafetlerimde toz ve toprak parçaları vardı. Yanaklarım ıslak, ellerim titriyordu. Önümde uzanan bedeni acı içerisinde kıvranıp bir diğer yandan bana fark ettirmemeye çalışırken canımdan can gidiyordu. "Bir şeyim yok, hafif bir yarık sadece. Korkmana gerek yok bebeğim." ellerimi kanlı avuçları içerisine aldığında nefesimi tutmuş, başımı eğmiştim yavaşça. "Abini çağır ve eve geri dön Jeongguk." dedi hafifçe doğrulup oturmaya çalışırken.
Kim Taehyung, abimin en yakın arkadaşlarından birisi, benim aşık olduğum adamdı. Tabi ki o bunu bilmiyor, kardeşiymişim gibi davranıyordu bana. Bundan hoşlanmıyordum, küçük değildim. Bir ay sonra yirmi üç yaşıma girecektim, benden yalnızca üç yaş büyük olmasına rağmen sanki ondan küçük olduğumu belirtmek için sürekli olarak 'bebeğim' diyordu. Küçük bir çocukmuşum gibi saçlarımı okşuyor, bize gelirken çikolata alıyordu. Benimle ilgilenmesini sevsem de artık bir şeyleri fark etsin istiyordum.
Sevgilisi yoktu, uzun ilişkileri bildiğim kadarıyla sevmiyordu. Benimle olsun istiyordum, benimle ilişkisi olsun, benimle mutlu olsun, benimle yaşasın. Lakin her istediğimiz olmuyordu işte, Taehyung ıslanan yanaklarımı kurumuş kan lekeleri olan elleriyle silip beni göğsüne çekerken yalnızca kardeşiymişim gibi sarılıyordu. Kalp atışları bana göre yavaştı, bedeni benimki gibi kasılmıyordu, o nefesini tutmuyordu.
Bense birazdan bayılacakmışım gibi hissediyordum. Kollarını belime sarması, bir eliyle sırtımı okşaması ve kulağıma son zamanlarda sürekli olarak ağzına takılan bir şarkıyı mırıldanması...
Bitiriyordu beni, hem can veriyor hem de can alıyordu sanki. Ölüp ölüp bitiyordum lakin fark etmiyordu işte. Uzun süre nefesimi tuttuğum için yanan ciğerlerimle derin bir soluk çektiğimde onun aşık olduğum kokusu dolmuştu içime. "Jeongguk" dedi kısık sesiyle. Cevap vermek yerine başımı hafifçe kaldırıp yüzüne baktım, alnından süzülen kan çenesinin altına kadar sızmıştı. "Kasıyorsun kendini bebeğim, kasma. Korkacak bir şey yok, bak canım da acımıyor." yavaşça burnumu çektiğimde kocaman gülümsemiş, burnumun ucunu ısırmıştı. Başımı geriye doğru çekmeye çalışırken bir yandan da omzuna vuruyordum.
Cildim olması gerekenden daha hassastı ve bu yüzden ufacık bir iz bile uzun süre kalıyordu. Taehyung bunu benden iyi biliyor, beni eski halime getirmek için sevmediğim şeyler yapıyordu. Başımı sonunda çekebildiğimde dudaklarını büzmüş, doğruca burnuma bakmıştı. "Ne güzel yiyordum küçük burnunu, çok kötüsün Jeongguk." Derin bir nefes alıp burnumu ovuşturdum yavaşça, bu sırada sızlanıyordum. "Hyung, ben artık küçük bir çocuk değilim. Sandığından çok büyüdüm."
Kırmızı dudaklarını her daim tatmak istediğim diliyle ıslatıp omuz silktikten hemen sonra beni dizlerine çekmiş, sırtını ağaca yaslamıştı. "Benim hala küçük bebeğimsin." dediğinde kaşlarımı çatmış, dikleşmiştim hemen. "Bebek değilim ben, bak pişman olursun bu söylediklerine." başını iki yana sallayıp dizlerini büktüğünde kucağında kaymış, doğruca kasıklarına yerleşmiştim. Lakin beni heyecanlandıran şey onda etki etmiyordu, o sahiden de beni etkileneceği biri olarak görmüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Desiderio | Taekook
FanfictionOne shot! Yetişkin içerik! So we'll piss off the neighbours In the place that feels the tears The place to lose your fears Yeah, reckless behavior A place that is so pure, so dirty and raw In the bed all day, bed all day, bed all day Fucking and fig...