Uzun zamandır bölüm yazamadım. İlham gelmeyince gelmiyor işte. Çok mantıklı bir söz oldu ama öyle işte.
Hepinize Keyifli okumalar dilerim✨Arkadaşlarına çok fazla şey anlatmasaydın, düşmanlar pek bir şey bilmezdi demişler. Bundan dolayı kimseye bir şey anlatma kardeş.
Sonra üzülen yine ve yine sen olursun.
Derin nefes çektim içime ve bir anda yan tarafıma oturan bir bedenle sıçradım. Oturan Yezraydı. Bu dalgınlığımdan hemen kurtulmam lazımdı!
"Naber ya, nasılsınız?" Dedi alaylı bir ses tonuyla. "Keyfiniz yerinde mi? Meraklandırmak güzel mi?" Dedi kocaman sırıtırken. Bu sırıtmanın samimi olmadığını fark ediyordum, ama herkeste kendisine bir hak buluyordu.
Kimseyi özel hayatima da sokmamıştım halbuki."İyiyim, Yezra sen nasılsın?" dedim sakin bir tonda ama yüzümde hafif bir gülümseme vardı. Otobüste sinirden bağırır falan rezil olmayalım şimdi. Yumşatayım biraz.
O sıra Asaf öksürmeye başladı. Öksürmek ki ne Öksürmek. Hani doktor der ya öksür diye ama bir türlü öksüremezsin ha öyle bir şey. İkimizde ona döndüğümüzde şunu söyledi; "Hala iyileşemedim ben ya".
Flash Tv oyunculuğu.
Derin bir nefes çektim içime. Yezra'ya döndüm, "Sen nasılsın?" Diye yineledim sorumu.
"İyi miyim sence, o kadar meraklandım ki. Senin için telefonun niye kapalıydı? Tam üç hafta boyunca. Ah şu tesadüfe de bakın siz! Zayd'de bir anda kayboldu ortadan!" Dedi sinirli bir tonda.
İnşAllah Türk yoktur Otobüste, vallahi rezil olurduk.
"Taşınıyorduk. Çok ani oldu, Annemin Telefonu bozulunca benim Telefonumu kullandı. Bende yoğunluktan Telefonu elime almadım. Kusura bakma meraklandırmak istememiştim. Endişelenecek bir şey yok."
Son sözüme kadar katiyen suratına bakmamıştım. Yalandan ne kadar nefret etsem de bende bir aciz kuldum. Günahsız kul yoktu.
"Nereye Taşınıyorsunuz?" Dedi büyük bir merakla.
"Asaf'ın evin yakınlarında." Dedim.
"İyimiş, keşke bir haber verseydin yine de." Dedi sitemle.
Omuzlarımı indirip kaldırdım, ve camdan dışarıyı izledim.
🔥
Zilin sesyile, masamdaki defterlerimi çantama sıkıştırdım ve ayağa kalktığımda arkadaşlarımın da bitmesini bekledim.
Onlarda sıradan ayrılınca okuldan çıktık ve otobüs durağına yürüdük. Yezra bize okulda neler kaçırdığımızı anlatıyordu. Sanki çok umrumdaydı ama ayıp olmasın diye ilgiyle dinliyormuş gibi yapıyordum. Üstüne deli gibi yorulmuştum. Bugün derslerimiz öğlen üçe kadardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alevlere Sığınan Kalpler
Roman d'amour"Aile bu mu? Anne olmak canını kapıya koymak mı? Bu insanlık mı? " Her şeye rağmen savaştı. Belki Bedeni Hayattaydı ama ruhu ve duyguları artık bir Kafesin içine saklıydı. O kafesi ise ormandaki köklü ağacın altındaydı. Yeryüzünde yoktu artık. Duygu...