40|Evlilik
2 sene sonra
İnsanın tabiatında vardı alışmak öyle demişlerdi zamanında. Aslında doğruydu da alışıyorduk kimilerinin varlığına kimilerinin yokluğuna illa ki alışıyorduk. Zamanın bizim üzerimizdeki en büyük etkisi belki de buydu bizi ondan gelen her şeye alıştırıyordu.
Ciğerlerim nefessizlikten yanmaya başladığında derin bir nefes alarak aynadaki aksime baktım. Üstümdeki kar beyazı gelinliğimi uzun uzun izledim.
Zamanında hayalini bile kuramazken şu an gelinliğimle beklediğim adam Ali'ydi. Biri bunu söylese gerçek olması için oturur ağlardım. Ancak bir zamanlae hayalini bile kuramazken gerçek olmuştu.
Kapı sesini duyduğumda aynadaki bakışlarımı kapıya çevirdim. Kapı yavaşça aralandığında gördüğüm kızlarla gülümsedim.
Elif giydiği krem rengi uzun abiyesiyle içeri girdiğinde arkasından siyahlar içinde ışık saçan Hilal'de girdi.
"Ali abiler geldi." Elif heyecanla konuştuğunda gelinliğimin eteklerini tutup pencereye doğru ilerledim. Hafifçe araladığım perdenin arasında bahçedeki kalabalığın içinde Ali'yi arasam da bulamamıştım.
"Abim kaçmıyor Aysima pencereye yapışma da son bir kere daha makyajına bakayım." Hilal'in dediğiyle pencereden uzaklaşarak ona döndüm.
"Makyajım düzgün merak etme heyecanımdan ölsem de senin çirkefliğini çekmemek için parmağımın ucuyla bile dokunmadım." Gülerek dediklerimle Elif gülse de Hilal huysuzca kendi kendine söylendi.
"Bir aksilik olduğunda bana nasıl koştuğunuzu unutmayın. Hele ki sen Elif senin düğününde iki kere o makyajını düzelttiğimi asla unutma." Hilal haklı haklı konuştuğunda hemen gidip karşısında durdum.
"Bana sakın o lanet günü hatırlatmayın! Ah o deli teyze peçeteyle yüzümün yarısını çitiledi." Elif'in sinirden titremeye başlayan sesiyle kıkırdayarak Hilal'in görüş açısına gelebilmek için hafifçe dizlerimi büktüm.
Hilal makyajım da herhangi bir sorun olup olmadığını kontrol ettiğinde onun bu her şeye koşturan halleri içimi sevgiyle dolduruyordu.
"Çok heyecanlanınca kirpiklerini daha sık kırpıştırıyorsun o yüzden sakin olmaya çalış rimelin her yere bulaşmasın." Başımı salladığımda belli belirsiz gülümsedi.
Gözlerim sulanmaya başladığında Hilal'in dolu dolu güldüğü o günleri her zamankinden çok özlediğimi hissettim. Eskiden oturup kahkahalarla güldüğüm dostumun yokluğu bugün daha fazla belli oluyordu. Şu an yüzündeki buruk tebessümü de benim özlemimi harlıyordu.
"O maviş gözlerin neden sulandı?" Hilal'in dediğiyle dikleşerek omuz silktim.
"Hiç bugün ikide bir böyle oluyor."
"Aman Hilal mavişin bugün düğünü var sence de normal değil mi?" Hilal, Elif'e hak verip üstelemediğinde rahatlayarak gülümsedim.
"Yavuz kapıda bekliyor hazırsan içeri çağıracağım maviş." Elif'e başımı salladığımda gidip kapıyı açınca gördüğüm adamla gülümsedim.
Elini kolunu nereye koyacağını bilmez halde odaya birkaç adım atarak girdiğinde kızlar bizi tek bırakmak için odadan çıkıp kapıyı kapattılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR GÖNÜL DAVASI
Подростковая литература|TAMAMLANDI| Yarası kendinden güzel adam ve onun güzel Ay'ı. 02.09.2019