3-Siyah Kelebek

16 6 47
                                    


Karanlık, siyaha ulaştıran; güneşten koruyan saklanbaç ocağıdır...

"Hadi Yalın hadi." Bileğinden tuttuğum Yalın'ı çekiştirirken çok ses yaptığımızdan olsa gerek bazı gözler bize dönmüştü. "Yalın beni rezil ediyorsun yürü artık." Uzunca offladı ve bu sefer direnmeden koluma girerek yürümeye başladı. Bir alışveriş merkezine gelmiştik ve ikimizde bu konulara yabancı olduğumuz için neyi nereden alacağız çözmekle uğraşıyorduk.

  "Buldum vallaha buldum." Beni kolumdan tutup bir mağazaya doğru çekiştirirken şık konseptli, oldukça elit görünen bir kıyafet mağazasına doğru çekiştiriyordu. "Gel buraya anlından öpeceğim." Mağaza kapısının önünde durduğumuzda başını kısa boyumdan dolayı aşağı çekerek suluca anlını öptüm. "Yavaş kanka yaladın." Alnını silerken gülüyordu ve sol yanağındaki gamzesi yüzünden bir grup kız buraya bakıyordu. "Kanka bazıları seni yemeden önce bana şuradan kıyafet seçmemiz lazım." Diyerek mağazaya girdiğimde bir kadın personel yanıma ulaşıp güler yüzle sormuştu "Nasıl bir şey bakmıştınız?" Gülümsemesine karşılık verirken Yalın etrafı inceliyordu.

  "Aslında pek bilgi sahibi değiliz bu konularda. Akşama biriyle buluşacağım ona göre bir şeyler önerirseniz memnun olurum." Benim yaşımdaki kız personelin açık kahverengi gözleri parladığında "Benim de sizin gibi bir arkadaşım vardı, ona da ben yardım ederdim o yüzden rahat olabilirsiniz." Demişti. Sanırım bahsettiği arkadaşıyla aralarında olumsuz bir durum gerçekleştiği ses tonundan ve dolan gözlerinden biraz belli olmuştu ve ben bu konuyu deşip onu rahatsız etmek istememiştim.

"Çok iyi olur." Diyerek samimi bir gülümseme sunduğumda kısa sarı saçlarını kulağının arkasına sıkıştırıp "Başlayalım o halde." Demiş, ve ortalıktan kaybolmuştu. Ne olduğuna şaşırırken Yalın gelip elime bir kombin tutuşturduğunda şokla ona baktım. "Kanka bakma öyle, bir kadın aynı kombini yapmıştı ondan gördüm." Rahatlamanın etkisiyle derin nefes verirken elimdekilere baktım.

   Krem rengi boyunlu olan ama göğüs kısmında yarım ay şeklinde bir dekoltesi bulunan ince kazak ve altına da beyaz, etrafında hafif yırtıklar bulunan kalın bir kot pantalon vardı. Kabine girip denediğimde dışarı çıkıp Yalın'a göstermiştim fakat Yalın'a kalmadan "Bu ne böyle?! Çıkar çabuk şunları giyin." Personel kız gelip bunları dediğinde Yalın mosmor olmuştu bende gülmemek için kendimi sıkmak zorunda kalmıştım. Elime tutuşturduğu kıyafetleri incelemeden önce yaka kartındaki isme bakmıştım. Adının Özlem olduğunu öğrendiğim kız beni kabine sokup kapıyı kapatmıştı. Zaman kaybetmeden kıyafetleri giyindiğimde aynadan kendime bakıyordum.

  Siyah, boğazlı bir kazak vardı ve kolları bileklerine doğru bollaşıyordu. Altına da griye kaçan mom jean giyinip yine Özlem'in getirdiği hafif topuklu olan botları ayağıma geçirmiştim ve hoş duruyordu. Özlem zevkli biriydi. Kabinden çıktığım sırada Yalın ıslık çalıp "Eski aşkım alevlendi yemin ediyorum." Demiş ve benden yumruk yemişti. "Zevkli insanım evelallah lakin bunlar da olmamış." Derin nefes verirken Özlem yine bir kombin yapmak için yanımızdan ayrılmıştı.

  "Yalın gitar yanında değil mi?" Diye sorduğumda deneme kabininin önündeki minik koltuğu işaret etmişti. Gitarım çantasının içinde koltuğun üzerinde duruyordu. "Deniz'i ara dükkanda bir sıkıntı var mıymış bir sor." Beni onayladığı zaman Özlem elinde kıyafetlerle yanıma gelmişti. "Özlem hanım saat kaç?" Soruma karşılık bileğindeki saate bakmış ve cevap vermişti. "On biri çeyrek geçiyor." Telaşla elindeki kıyafetleri aldığımda beni durdurup "Telefonunu ver." Demişti. Soran gözlerle baktığımda "Numaramı yazacağım seni o kadar hazırladım sonucunu öğrenmem gerek." Merakımı böyle gidermişti. "Tamam al." Telefonumu ona verip Yalın'a göz attım ve kabine girdim.

Ruhu GüzelimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin