60.Bölüm: Evli, Çalışan, Çocuklu

3.7K 271 32
                                    

Fazla bekletmemek için elimden geldiğince hızlı yazdım ve geldim!

Uzun bir bölüm olsun istedim ama elden bu kadarı geldi. 

Umarım beğenirsiniz.


60.Bölüm: Evli, Çalışan, Çocuklu

Gözlerimizin önünde yaşanan kardeş kavgasından sonra, fark ettirmeden yavaşça sıyrılmıştık yanlarından.

Biraz baş başa kalamaya ve sakin sakin konuşmaya ihtiyaçları vardı çünkü.

"İnşallah yeniden alevlenip birbirlerini öldürmeye kalkmazlar." demişti Melek. Yol boyunca o kadar ağladıktan sonra şimdi gülüyordu.

"Merak etme, işimi sağlama aldım ben." diyerek omzumdaki silahı ve mermileri göstermiştim ona. Kaşla göz arası yerden alıp, kaçırmıştım bunları.

"Hem bu saatten sonra dökülecek taş kalmadı. Birbirlerini anladılar, bundan sonra yapacakları tek şey özlemlerini gidermek olur." diye sözlerime devam etmiştim.

Bu arada sonunda eve gelmeyi başarmıştık. Yanıma aldıklarımı kimseye görmeden evin girişindeki ayakkabı dolabına saklamıştım. Sonra beraber bahçeye doğru yönelmiştik.

Biz gittikten sonra herkes eve gelmişti anlaşılan. Sefer mangalı yakmış, Adile enişte ile balıkları pişirirken, bir köşede Muhsin baba ve Çilek küçük bir kahverengi köpekle oynuyorlardı. Kumru ve Füsun abla ise sofrayı kuruyorlardı.

"Oh, sonunda yani! Neredesiniz? Giden geri gelmedi bugün." diye bizi ilk fark eden Sefer olmuştu. Elindekileri bırakıp hemen yanımıza gelmişti.

"Geldik işte! Biraz dolaştık. Zaman nasıl geçti anlamadık o kadar." diye açıklamaya çalışmıştı Melek. Uraz abi ve Uğur arasında yaşananları anlatmamaya karar vermiştik. Kendileri isterlerse söylemeleri en uygunu olur diye düşünmüştük.

"Bana bak bakim. Sen ağladın mı?" derken Melek'in çenesini tutup gözlerine bakmıştı Sefer. Nasıl da hemen anlamıştı. Gözünden de hiçbir şey kaçmıyordu maşallah.

"Yok canım, ne ilgisi var! Toz kaçtı, biraz kaşıdım, hepsi o kadar." diye geçiştirmişti onu. Sefer'in buna pek de inanmadığı belliydi.

"Her şeyi halletmişsiniz. Çok açıktım ben. Neler yaptınız?" diye sahte bir ilgi ile masaya yönelmişti. Bense hala olduğum yerde kalmıştım. Çünkü aklım başka bir yerdeydi.

"Siz gittikten bir süre sonra Uğur da peşinizden gelmişti. Karşılaşmadınız mı?" diye bana sormuştu bu defa da. Ama ben bir iki saniye yüzüne boş boş bakmıştım. Ancak sonra ne dediğini anlayabilmiştim.

"Ha! Bilmiyorum. Görmedim. Peşimizden mi geldi?" demiştim. Öyle gözlerimle ormana doğru bakıyordum. Acaba nereden ve nasıl geleceklerdi merak ediyordum.

"Evet. Ece sen iyi misin? Rengin atmış sanki. Tansiyonun falan mı düştü?" ilgiyle beni anlamaya çalışıyordu ama şu an hiç kendimi düşünecek halde değildim.

"Yok, gayet iyiyim sağ ol. Yoruldum sanırım. Biraz oturtayım geçer." diyerek bende masaya yönelmiştim. Köşede bir yere sandalyenin ucuna tedirgin bir şekilde oturmuştum.

Tabi ki Melek'e söylediklerimin arkasındaydım. Uğur'un tekrar abisi ile kavga edeceğini sanmıyordum. O son andaki sarılış her şeyin bittiğinin göstergesiydi bunun farkındaydım. Benim derdim bambaşkaydı.

Küsleri barıştırmıştım ama kendimi tamamen unutmuştum. O ne olacaktı? Uğur'la kavga edip, bir hışımla ormana koşmuştum. Abisiyle barışmış olması ona söylediklerimi geri almazdı ki.

Güzel Taktik [Tamamlandı✔]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin