Tenimde hissettiğim hafif dokunuşlar ile gözlerimi aralardım. Chanyeol üstü giyinik bir şekilde yatakta oturmuş yanağımı okşuyordu. Ölü gibi uyumak bu olsa gerek, ne ara uyanıp hazırlanmıştı duymamıştım.
''Günaydın'' yeni uyandığımdan dolayı hafif kısık çıkan sesime lanet etmiştim. Chanyeol ilk önce yanağıma bir öpücük kondurmuştu.
''Günaydın uykucu'' demişti. Ne kadar uyuduğumu bilmiyordum ama görünüşe göre saat baya ilerlemişti. Dün uykuya daldıktan sonra gece üç gibi karnım acıktığı için ağlayarak uyanmıştım ve Chanyeola bana tost yapması için yalvarmıştım. Chanyeolun hiç sorgulamadan yataktan koşarak çıkması çok tatlıydı.
''Sen ne zaman uyandın'' diye sordum karnımdaki elini tutarak.
''Bir saat falan oldu sanırım'' dedi elimi sıkarak. Chanyeol ile bir güne böyle başlayacağıma asla inanmazdım. Dışardan nasıl görünüyorduk bilmiyorum ama ben daha önce hiç bu kadar sıcak hissetmemiştim.
''Chanyeol ben yine çok acıktım'' dedim bu sefer ağlamak yerine gülerek söylemiştim. Bunun üstüne de Chanyeol kahkaha atmıştı.
''Ya sen obur mu olacaksın'' Chanyeol yüzünü boynuma sokarak öpücükler kondurmaya başlamıştı. Bir kaç dakika oburluk tartışması yaptığımızda sonunda beni yataktan kaldırmayı başarmıştı. Kahvaltıda istediğim şeyleri tek tek söylediğimde ise hazırlamak için odadan çıkıt. Daha önce böyle bir ilgi görmemiştim. Annem bir kere bile ne seversin ya da ne istersin diye sormamıştır. Ben bu hissin güzelliği içinde kaybolmaktan çok fazla korkuyordum.
Aşağı indiğimde kendimi anında masaya atmıştım. Ben durmadan tıkınırken, Luhan benimle dalga geçip duruyordu. Dün olanları az çok herkes tahmin ediyordur veya bizi duymuşlardır. Bunun utancı altında kendimi daha çok yemeğe sardım. Masadan kalktığımda Sehunlar, Chanyeol ile birlikte içeri girdiler. Tek tek hepsine sarıldıktan sonra koltuklara oturduk. Konu yine babamdı. İkinci darbeyi hemen vurup vurmamak için tartışıyorduk. Tek dayanağımız Jongindi. Getireceği şeyi hepimiz fazlaca merak ediyorduk. Chanyeol tam yanımda elimi bir kere bile bırakmadan oturuyordu. Bundan dolayı konuşmalara çok katılamıyordum. Adam bir saniye bile aklımdan çıkmıyordu. Bu yaşadığımız şeyleri beynimde abarta abarta düşünmek istiyordum. Sadece onu düşünmek istiyordum. Keşke böyle bir hayata sahip olmasaydım da aklımda rahatça sadece onu düşünebilseydim.
''Geldik'' Jongin içeri Kyungsoo ile beraber girmişti. Elindeki bilgisayarı, ortadaki sehpaya yerleştirdi.
''Bu izleteceğim şey pek iç açıcı değil. Baekhyun neler yaşadığının kısa bir özeti'' Jongin zorla konuşarak söylemişti. Herkes sehpanın karşına dizilmişti. Jongin'in açacağı videoyu merakla bekliyordu. Bayan park ve ben ise sehpanın önündeki koltuğa oturmuş bekliyorduk.
Video başlar başlamaz benim sesim duyuldu odada. Babama 'yapma baba lütfen' diye haykırışlarım. Ardından videoda ben ve babam belirdik. Yine beni ne için dövüyordu bilmiyordum. Beni yine bodrumda soğutucular ile döşediği odaya indirmiş işkence ediyordu. 'Kaç kere söyleyeceğim sana' deyip duruyordu. Aynı zamanda küfürler ediyordu. Benim yalvarışlarım ise asla bitmiyordu. Bir süre sonra babamın kolumu kırması ile Chanyeol büyük bir küfür edip arkasını dönmüştü. Sehun, Rose, Lisa, Jackson, Luhan, Lay, Taeyon ağlamaya başlamıştı. Suho ve Jongin ise durmadan küfür ediyorlardı. Onların bakmaya bile dayanamadığı şeyleri ben her gün yaşıyordum. Sehun ve Rose şahit oldukları görüntüleri izleyince daha da çok etkilenmiş gibilerdi. Ya da vicdanları deli gibi sızlıyordu. Lisa gece yarısına kadar yaralarımı sarardı. Sabaha kadar bana sarılarak ağlardı ve yine beni öyle görünce ağlamaya başlamıştı. Herkes tepki üstüne tepki verirken ben tepkisizce yerimde oturuyordum. Yalvarış seslerimi duydukça kendimden nefret ediyordum sadece. Hadi benim gücüm yoktu da bu kadar insan niye bu zaman kadar sustunuz diye bağırmak istiyordum. Bunları yaşadığımı biliyordunuz da görmek mi ağır basmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ DERT ETMELER// CHANBAEK(MPREG)
Fanfiction'''Anlaşılan sen de derdimmişsin Chanyeol. Bak bu hayat beni sana bile inandırdı ve muhtaç etti '' dedim göz yaşlarımı silerek. Bu söylediğim lafın ağrına gittiğini yüzünden anlayabiliyordum. Yanıma gelip elini yanağıma koydu. Buz gibiydi elleri t...