17. Bölüm

114 53 97
                                    

Bölüm şarkısı: Onurcan Özcan/yaramız da kalsın

Size bir sürpriz yaptım ben..
Biliyorum benim gibi bazılarınızından sınavları var. Ve kafa dağıtmaya ihtiyacımız var eh o zaman bu bölümü size bırakayım değil mi :")))

Beynimin ilk defa eror verdiğini hissettim. Allah'ım sen beni neyle sınıyorsun. Kurban olduğum .

"Elvin" dedi yaşlı gözlerle bana bakan kadın.
Yanındaki tehditleştiğim adam olayın şokundan çıkamadı. Sinirle dolan gözlerimi o mafya kılıklı adama çevirdim.
Buna mı sattın çocukluğumu anne.. bunun için mi sevmedin beni. Hepsi bu adam
için miydi..

Sakin olmak istedim. Her zamanki gibi sadece istedim ama bir türlü beceremedim. Burnumdan soluduğum havayı hızlıca dosyalara çevirdim değerlerine bir göz atıp. Çıktım odadan Kapıyı hızlıca çektim arkamdan. O kapı kırılmadı belki ama ben paramparça oldum. Neden biri de toparlamak istemedi beni. O çocuğa ağladığın gibi benim ayakta durmak için gece gündüz çalışırken parçaladığım ellerime hiç acımadın mı. Hiç mi üzülmedin o kapıyı bana yıllar önce çarpıp çıkarken anne.

Hızlı adımlarla ilerlediğim koridorda Elvin diye arkamdan seslenenleri duydum. Ama kulağım orda değildi ki. Yine çok eskilerdeydim. Üzeri kapanmış tozlanmış raflarda çürümüş çocukluğumun biblosunda takılı kalmıştım..

Unutma beni de içine sızı kalayım anne..

Hatırlar mısın daha çok küçükken sana yardım edeyim derken bardaklarını kırmıştım. O gün nasıl kızmıştın bana. Kalbini kırdım diye o gece ne kadar ağladım bir bilsen, ama anne kalp kırmak bardak kırmaya benzemiyormuş sen gidince farkettim. Kalbim yamalardan örülmüş bir battaniye gibi oldu artık. Acıyı kaldırdım da ben senin yokluğunu kaldıramadım be anne.
Sen yokken babam da yoktu. Akıl verenim de yoktu ki saçma sapan kişilerde mutluluğu aramayayım.. Sen gittiğin gün beni kimsesiz bıraktın anne.. ciğerimin köşesi diye ağladığın oğlun var senin. Belki kızın da vardır, ama benim kalbinde bir yerim yokmuş. Gördüm, duydum, anladım anne!

Hala Elvin diye bir ses geliyordu arkamdan. Kulaklarımın duyduğu boğuk bir sesti sadece. Sanki ölmüştüm ama kimse görmemiş ruhumdaki sızıyı.. Kapanmasının imkansız olduğu o kadar çok sızının görünmemesi kadar acıydı hayat. Düşün ölüyorsun. Her geçen gün daha fazla ama hep gülüyorsun.. artık gülerek de kapatamıyorum bu acıyı anne..

Birden bir kolun beni kendi çekmesiyle bir kalp atışının huzuruna bıraktım kendimi. Kokusundan tanıdım.
"İyi değilim" diyip ağlamaya başladım o iki kolun arasında
"Meriç" dedim kafamı kaldırıp
"Şşştt tamam" diyip iyice sardı beni..
Bilmem ne kadar durdum ama nefes bile alamıyordum. Bu nefesten de öte bir şeymiş sevdiğim. Kokun bu hayatta tek oksijenim.
Hastanede hızlı hızlı attığım o adımların hiçbirinde nefes almamışım sanki . Ben bir tek sen de tutuklu kalmışım.. Alıştım bir kere kelepçene varsın gelmesin beraât..

Elleriyle yüzümdeki yaşları silip. "Neyin var" dedi. Ben ağlarken o daha çok sinirli duruyordu. "Biri bir şey mi dedi Elvin" dedi sesindeki siniri sakinlikle bastırmaya çalışarak. Kafamı iki yana sallayıp benim için endişelenen adama baktım. Ne güzel sevmek bu..

"Geçti" dedim yavaşça kıvırdım dudaklarımı. Gözleri sakin sakin baksada omuzlarımdan tutan elleri hâlâ titriyordu. Neden korkuyorsun bu kadar Meriç..
Bir daha sardı beni o kalbin ritmine.. bir daha tattım huzuru.

Biraz öylece kaldıktan sonra ellerimi avuçlarının içine alıp, "Sen üzülme Elvin senin her soluksuz kalışında ben ölüyorum"
diyip başını yana eğdi. Hâlâ endişeyle bakan gözleri beni ona daha çok bağlıyordu. Bu sen misin aşk?

İMKAN-SIZIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin