Amansız Kaçış

1K 4 2
                                    

        Artık bitmişti. Her şey bitmişti. Kaçış vakti sonunda gelmişti.

        Büyük kötülüğe -sabaha- uyanmıştı. Saat sabahın 8 inde bu kadar erken uyanmasına sinir olmuştu. Öfkesini bastırması kolay olmasına rağmen kötülüğe -sabaha- bu kadar erken başlaması onun sinirlerini bir hayli bozmuştu. 

     Banyoya doğru hareketlendiği anda içindeki o belli belirsiz heyecanı hissetmişti. İyilik -gece- yaklaştıkça heyecanının artacağını biliyordu.

        Suyun kendisini dinledirdiğine hep inanırdı ve de öyle oldu. Artık sakindi. Şimdi aşağıya inip o 18 yılın son 14 yılında oynamış olduğu oyunu son kez oynaması gerekiyordu.        

   "Günaydın"dedi Gözlüklü. Sesini çıkartmadan mutfağa girdi, su içti ve odasına doğru hareketlenmişti ki gözlüklünün o sert sesiyle irkildi. "Kahvaltı etmeyecek misin?"

        "Gelicem.". Odasına dönüp gardırobunun dayalı olduğu duvarı kazarak yapmış olduğu gizli bölmedeki çanatasını kontrol etti. Ona her baktığında içindeki heycanı kıvılcımlanıyordu. Normal de heycanlanmak ona göre değildir ama bu onun için bambaşka bir şeydi. Artık yeni kötülüğe başka bir yerde gözlerini açacaktı. Çantasını tekrara aynı yere koydu ve aşağıya yöneldi. Sessizce mutfağa girdi ve balkon kapısına yakın olan, masanın tek bi ayağı diğer üç ayağından kısa olan tek sandalyeye, kendi sandalyesine oturdu. Buraya oturmasının sebebi Gözlüklünün her sabah hep beraber kahvaltı etmek istmesi üzerine arkadan gelen güneş ışığıyla Gözlüklünün suratına baksa da onu net olarak göremeyecek olmasıydı.

         "Ellerine sağlık" diyerek gülümsedi. Bu tavrı takınmak hiç hoşuna gitmiyordu. Ama Gözlüklünün koyduğu sert tavırları uygulamak zorundaydı. "Aile fertleri birbirlerine sevgisini gösterecek" ilk önce ortada ne adam akıllı bir aile vardı ne de sevgi. Normalde bu konuda sürekli kavgaya sebebiyet verirdi. Bugün ise bir daha geri dönmeyecek olan ortam da huzursuzluk çıkartarak iyilik için yaptığı planının bozulmasını istemiyordu.

        "Afiyet olsun." dedi Dağınık Saçlı.

        Yemeğini bitirdikten sonra hiçbir şey demeden sofradan kalktı ve odasına gitti.Yapmış olduğu planı durmadan aklından geçiriyordu. Her hangi bir aksilik çıksın istemiyordu. Planı sadece iyilik geldiği zaman bu sirk hayvanlarının tutulduğu kafesten -yaşadığı ev- kurtulana kadardı, sonrasını düşünmedi çünkü düşünürse yeni bir hayata başlamış sayılmazdı. Planlanmış olan şey ona göre tekrarı yaşamak gibiydi oyüzden sonrasını hiç düşünmedi. Bu kafesten kurtulduğu andan itibaren artık anlık düşünüp yaşayacaktı.

        Uyumak istiyordu, biran önce iyiliğin gelmesini istiyordu. Bunun için önce yapması gereken uymaktı ama ondan önce içinde kıvılcımlanmış olan sinirlerini yatıştırmak için balkona çıkıp sigara içecekti.

        Artık uyuyabilirdi. Kulaklığını takarak gözlerini kapattı ama uykusu yoktu. Neredeyse yarım saat boyunca sağa- sola döndü ama uyuyamadı. Kitap okumak istiyordu. Kalktı ve kitaplığından Dan Brown'un Kayıp Sembol kitabını aldı. 8 metrekarelik odasında cam kenarının hemen yanındaki tekli koltuğa oturdu, ayaklarını uzattı ve kaldı sayfayı açtı.

        Dan Brown'un kitaplarına bayılırdı. Şifre çözmek, gizem, gerilim, kriptoloji, sayılar, saklı eşyalar ve içinde gizem dolu ne arasanız severdi. 

        Saate baktığında 12 ye geliyordu. 2-3 saat boyunca okumuştu ve kitabı bitirmesine çok az bir zaman kaydıydı. Gözlerinin ağrıdığını ve bu da uykusunu tetiklediğini hissediyordu. yatağına geri döndü, kulaklığını taktı ve Lost Stars eşiliğinde yavaşça kapattı gözlerini. Bir saat sonunda anca uyuyabilmişti.

Aptal-ZekiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin