Kovuk'taki kanepede uyuyakalmak istememiştin.
Ailen -oldukça hırslı bir safkan takıntısına sahipler- Gryffindor'a seçildikten sonra seni evlatlıktan reddetti, bu yüzden Mrs. Weasley senin için otomatik olarak ailede bir yer ayırdı. Ancak bilmediğin şey şuydu ki George Weasley, o zamanlar ikinci yılındaydı, ona seni eve alması için mektup yazıp yalvarmıştı. Tek bildiğin Molly'nin seninle tanışmak ve seni evlerine almak için oldukça talepkar olduğunu göstermeye McGonagall'ın ofisine UÇUÇladığı zaman ne kadar rahatladığındı.
Onunla ilk tanıştığında ise gözlerindeki ışığı yakalamayı başarmıştın. Arkasında aynı parlak kızıl saçlara sahip 2 çocuk duruyordu. Erkek çocuğu, Ron olarak tanıyacağın çocuk, senden sadece bir yıl kadar küçük görünüyordu ve kız çocuğu ise, Ginny, ondan biraz daha küçük gibiydi. İki birbirinin aynısı çocuk ise duvara yaslanmış biçimde durmaktaydı ve onların kim olduğunu anında anlamıştın. Fred ve George Weasley -olağanüstü şakacılar. Henüz ikinci yıllarındaydılar ama hiç şüphe yoktu ki gittikleri her yerde karışıklığa sebep oluyorlardı. Ayrıca ortak salonda dolaştığını gördüğü başka bir çocuk daha vardı -Percy Weasley.
"Burada ne aradığınızı merak ediyor olmalısınız, Miss (L/N). Ebeveynlerinizin sizi desteklemeye devam etmeyi istemediğinin son raddede farkındayız. Weasley ailesi sizi kendi evlerine almayı teklif etti." diye cıvıldadı McGonagall.
Hiç düşünmeden onlara doğru koşup Mrs. Weasley'e sıkıca sarıldın, o da aynı şekilde minnetle geri dönüş yaptı. Fazla geçmeden o kadar da kötü olmayan bir Weasley ailesi sarılması tarafından yutuldun.
Bu her şeyin nasıl geliştiğiydi.
Zor olmasına rağmen (L/N) i soy adın olarak kullanmaya devam etmeye karar verdin. Molly bu kararını destekledi, çünkü bu dünyanın sunabileceği küçük iyilikler için umudu vardı. Bütün gerekli yasal belgeleri imzaladınız ve kendini o günden sonra kalıcı bir Weasley olarak düşündün.
(Step bro esprileri geliyor hissediyorum ama haklısınız yani aw bu nasıl bir kurgu. Tekrar söyleyeyim ben yazmadım sadece çeviriyorum şimdi gereksiz linç yeriz falan eşeği sağlam kazığa bağlamak lazım dsyucbsdbc)
Bu tam dört yıl önceydi.
Mrs. Weasley -Anne, ona bu şekilde seslenmeyi sevmiştin- senin aileye katılışının herkes tarafından bir bakıma doğum günü gibi kutlanması gerektiğine karar vermişti. Sen, Ginny ve Anne tüm gün boyunca mutfakta bir şeyler pişirmekle meşguldünüz ve tek bir kelime bile söyleyecek halin kalmamıştı. Etkinlikler sürerken kanepeye uzanmıştın, yavaşça kıvrılıp uykuya daldın. Rüyaların çok hoştu. Küçük bir gülümseme sessizce yüzüne yayılmıştı.
Birinin seni gördüğünde tamamen hayranlıkla bakakaldığının -McGonagall'ın deyimiyle- "son raddede farkında" değildin. Ya da belki de onunla aynı hislere sahip olduğunun.
Biraz uykunun ardından esneyerek uyandın. Bütün kanepe senin (cilt rengin) kol ve bacaklarınla doluydu. Odadaki diğer bütün koltuklar doluydu ve zavallı George uyuyan ayıyı -ki bu sen oluyorsun- dürtmek zorunda kalmıştı.
Fred onu sen uyurken sana bulaşmaması konusunda uyarmıştı.
İkisinin arasındaki fark -George çok daha gerçekçiydi ve Fred ise eksantrikti. Fred ilk yıla kadar sahip olmadığın sinir bozucu ağabeyin gibiydi ama George- o seni midende sert camdan kelebekler uçuşuyormuş gibi hissettiriyordu. Ondan hoşlanıyordun ama bundan haberin bile yoktu.
O ise her nasılsa senin hakkında olan hislerinden oldukça emin gibiydi.
Dikkatlice senin başını kaldırdı, birkaç (saç rengi), (saç şekli) saç tutamı parmaklarının etrafında dolaşıyordu. Kanepeye oturdu ve saçlarını parmaklarıyla tararken başını yavaşça kendi dizine koydu. George, Harry'nin "George kesinlikle (Y/N) i seviyor." dediğini duyduğunda eliyle kafasına vurdu. Çillerle kaplı yanaklarını pembe bir kızarıklık kapladı.
Bu şekilde yaklaşık iki saat boyunca oturdunuz. Sen hala uyumaya devam ederken George da uyuklamaya başlamıştı. Herkesin uyumaya gittiğini fark etti. Dikkatlice seni kanepeden kaldırdı ve kucağında merdivenlerden yukarı çıkardı.
Merdivenlerin sonundaki koridorda birkaç kapı vardı. Ebeveynlerinin, senin ve Ginny'nin, Ron'un, ve tabii ki Fred ve onunki. Koridora baktı, seni hangi odaya götüreceğini seçmeye çalıştı. Yavaşça kendi odasına doğru ilerledi. Oraya geldiğinde Fred çoktan uykuya dalmıştı, neyse ki. George'un sana karşı olan hislerini bilen tek kişi oydu. Merlin, bu çok kötü bir kabus olurdu!
Seni kendi yatağına yatırdı ve kendi pijamalarını giydi, vücudunun üst kısmı açığa çıkmıştı. Resmen donuyordu ve seve seve senin üzerinde uyumakta olduğun küçük yatağına yerleşti.
Usulca, dudakları alnını sıyırdı.
"Seni çok seviyorum (Y/N)."
Garip bir şekilde o keskin kelebekler geri dönmüş ve uyanmana neden olmuştu. Gözlerine baktın, Fred'inkilerden biraz daha farklı bir şekli vardı.
"N-neredeyim ben?" diye kekeledin. George'ün yüzü domates gibi olmuştu.
"Sonunda uyandığını görmek güzel, (Y/N)."
"Hala soruma cevap vermedin George?"
Ellerini yanaklarına koydu ve eğildi. Seni yavaşça öptüğünde içindeki her kelebek patlayarak çoğaldı. Giderek derinleşti ve sen de onu öpmeye başladın.
(Hiç iyi yerlere gitmiyor bu ben şimdiden söyleyeyim..)
"(Y/N), George?"
Fred siz öpüşürken uyanmıştı. Fark etmeden yavaşça sürünerek George'un kucağına yerleşmiştin. Pancar gibi kızardın ve saçın bir perde görevi görecek şekilde kafanı George'un göğsüne yasladın.
"Peki," dedi Fred, özellikle seçilmiş sinir bozucu bir tonda ve devam etti "Ben Ronnie'nin odasındaki ranzaya gidiyorum. Siz ikiniz bir şey yapmayın, en azından ben buradayken yapamazsınız. Elbette az önce ne kadar ileri gittiğini gör-"
"Hoşçakal Fred." George onu itti. Fred eşyalarını toplayıp ikinizi odada yalnız bırakarak kapıdan çıktı.
"Nerede kalmıştık?" dedi George.
"Bekle." dedin, "Neden?"
"Ne demek istiyorsun (Y/N)?"
"Bu kadar insan arasından, George, neden ben?"
"Çünkü sen hayatımda gördüğüm en güzel insansın." diye fısıldadı, her kelimesi sana tüy gibi çarparak.
Onun göğsüne daha da sıkıca sarılarak fısıldadın, "Seni seviyorum, George Weasley.". Dudakların onun soğuk göğsünü sıyırarak titremesine sebep oldu.
"Seni seviyorum (Y/N)." Seni başka bir öpücüğe daha ikna edip kendine çekti, bu ilkinden çok daha iyiydi.
¤
Ay Merlin'e thanks bitti. Çevirirken aşırı cringe oldum yaklaşık 800 kelime oldu. İlk defa okuyarak çevirdim yani önceden hiç bakmamıştım ama cringe seviyorsunuzdur inş.
Bu arada cümleleri dilimize uygun olacak şekilde çevirdim yani google çeviri yapmadım direkt çalanı sikerim tşködbb.
Sonraki bölüm Neville olacak ama ne zaman gelir bilmiyorum 2-3 güne atarım herhalde. O zaman görüşürüz 💫
Love y'all 🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Harry Potter One Shots | Çeviri
Fanfikceİngilizce'den Türkçe'ye çevrilmiş one shot kitabıdır. İçindeki bölümler bana ait değildir, sadece çeviridir. Real Owner: @harrisonforpresident