"Kızlar yetmez mi artık bu kadar alışveriş?"
Asude ve Kübra'nın ısrarlarına dayanamayarak birlikte alışverişe gelmiştik. Evde otururken başımın etini yemişlerdi.
Biz üç kız aynı üniversitede aynı bölümde okumuş mezun olduktan sonra okuduğumuz bölümden hiç bir iş bulamamıştık. Üniversitede tanıştıktan sonra tuttuğumuz bekar kız evinde mezun olduktan sonrada hala kalmaya devam ediyorduk. Ben ve Kübra aynı kafeteryada garson olarak çalışıyorduk, Asude'de bir firmada sekreterdi.Koskoca dört yılın ardından birbirimizden kopamamıştık, sanırım evlenene kadar da kopamayacaktık.
İşte bu sımsıkı bağlarında verdiği bağlılıkla sürüklenmiştim peşlerinden. Ne varmış, alışveriş mağazasına gitmeleri gerekiyormuş da, bugün son günmüş de bilmem ne bilmem ne. Tamam siz gidin diyorum yok illa sende geleceksin diyorlar. Of! Bu kızlar insanı delirtir...
En nefret ettiğim şeydir şu alışveriş, herhalde dünyada alışverişten nefret eden nadir kızlardan birisi benimdir. Ne anlarlar ki alışveriş yapmaktan? Oturalım mis gibi evimizde internetten ne istiyorsak alalım, bu ne arkadaş ya zulüm yemin ederim...
Kübra aldığı elbiseyi aynanın karşısında üzerine tutarak denemeye çalışırken bana bakarak "Of! Tuğba çıldırtırsın adamı, daha yeni geldik hem 50TL olmadı. Sende alsana bir şeyler, çekilişe katılmayacak mısın?" dedi.
Raflarda elbise eşinmekle uğraşan Asude'de bize dönerek "Kızım harbi alsana bir şeyler bak bu fırsat bir daha gelmez," dedi göz kırparak.
"Kızım ne yapayım ben çekilişi, hem ne veriyorlar bunun sonunda?" diye sorarak mağazanın puflarından birisine oturmuştum.
Kübra gözlerini hayal kurarcasına tavana dikmiş elinde tuttuğu elbisesini de büzerek çenesinin altına koymuştu. "Ay, hayallerim gerçek olacak birinciye Emir Tan'la romantik bir akşam yemeği var."
Asude'ye gözlerimle Kübra'yı işaret ederek "Emir Tan kim be?" diye sordum.
"Oha! Kızım nasıl bilmezsin şu ses yarışmasında birinci olan çocuk var ya, şimdi Türkiye'nin en popüler şarkıcısı. Gerçekten bilmiyor musun?"
Hatırlamaya çalışmıştım ama daha önce hiç duymadığım bir isimdi. "Yo, bilmiyorum. Hem siz 25 yaşında koca kadınlar oldunuz be, hala ne bu ergen ergen hayaller? Hey! Allah'ım..."
Kübra hayallerinden uyanmıştı "25 miş sen ikimizden de ay olarak büyüksün bir kere..." dedi sinirli bir şekilde. Yaş konusunda acayip alınırdı.
"İyi be bir şey mi dedik... Tamam siz devam edin alış verişinize. Ben bir dışarı çıkıp geliyorum, etrafta neler varmış bakıyım koca mağazayı kuruttunuz burada tıkılıp kaldık." diyerek olduğumuz elbise mağazasının da içinde bulunduğu büyük mağazanın koridoruna çıktım. Mağazanın çıkış kapısına doğru yürüyordum, tam ortada duran çikolata çeşmesi dikkatimi çekmişti.
Satıcıya çikolata çeşmesini işaret ederek, "ne kadar?" diye sordum.