"Canım kızım. İzmir benim cehennemim senin de bu cehennemde olmanı istemiyorum. Lütfen annenin yanına git."
"Ya baba anlamıyor musun? Benim annem öldü. Sadece sen vardın. Ama sen de altı yaşımda bıraktın gittin. Ben tek başıma büyüdüm. Altı yaşımda gittiğin günden beri sen de ölüsün benim için." Odanın diğer köşesine gittim.
"İspanya biletin alındı. Her şey hazır. Arabaya bin ve İspanya'ya git."
"Ben hiçbir yere gitmiycem."
"Işıl gidiceksin dedim."
"Işıl'ı da biz altı yaşında gömdük. Maya var işine gelirse."
"Benim cehennemimde kızımın saç teline zarar gelmesine izin veremem."
"Burası senin cehenneminse ben de burayı kendi cennetime çeviririm." Demir kapıyı tıklattım.
"Gidiceksin Işıl. Kısa sürede yanında olucam."
"Kaçıcak mısın?" Şaşkınlıkla arkamı döndüm.
"Sadece İspanya'ya git. Biletler deri ceketin cebinde." Ben orda otururken babam çıkıp gitti. Benim deri ceketimin cebine nasıl koydu?
"Cemre benim kapıyı aç." Kapı açılınca hırsla yukarı çıktım.
"Misafirlerin var."
"Kim geldi Cemre?" Ayakkabılarımı çıkarıp içeri girdim.
"Hoşgeldin Işılcım." Evimizin salonunda siyah takım elbise ve bastonuyla oturan babam yaşında adam ve evimizin içinde dolaşan siyah takımlı zorba adamlar. Tam da babama göre bir şey.
"İsmim Maya sizi dinliyorum."
"Ben Ali İhsan Kalay."
"Ha şu mekanın önünde beni almaya çalışan adam."
"Ufak bir tatsızlık çıkmış tabi. Ama hallederiz telafi olur o."
"Pardon beyefendi direk konuya girersek vaktimiz kıymetli çünkü."
"Bir süre sizi misafir edicez hanımlar."
"Ne saçmalıyorsun ya sen?"
"Ama saygısızlık yapmayalım küçük hanım."
"Çık git evimden. Defol."
"Ben sana saygı diyorum. Sen beni kovuyorsun. Ayıp Işılcım."
"Bakın beyefendi babam yaşında adamsınız. Terbiyesizlik etmek istemiyorum. Çıkın gidin evimden."
"Işılcım zorluk çıkarma." Adamlar kolumu tutunca sert bir şekilde çektim.
"Sakın bir daha dokunma bana." Başımı çevirip Cemre'ye baktım.
"Cemre sen içeri gider misin güzelim?" Ellerimle yanaklarından tuttum.
"Hayır gitmiycem."
"Cemre hadi güzelim." Sırtından yönlendirdim.
"Maya bak saçma sapan bir şey yapma."
"Hadi canım ne ses duyarsan duy asla çıkma. Kulaklıklarını tak." Odaya bırakıp anahtarı aldım.
"Maya saçma bir şey yapma diyorum." Kapıyı üstüne kilitledim.
"Siz de çıkın gidin evimden polis çağırıcam."
"Ellerini kollarını bağlayın. Ağzına da bant yapıştırın." Yaşlı adam söyliyceklerini söyleyip evden çıktı. Bana doğru gelen adamın karnına tekme attım. Diğerininde kolunu tutup ters çevirdim. Tutmak için hamle yapan adamında karnına yumruk attım. O iki büklüm olurken kollarımı arkamda birleştiren adamla debelendim. Kafamı sertçe geriye attım. Adamın burnuna gelince kafasından tutup kapıya vurdum. Diğer ikisi aynı anda bana doğru gelince eğilip kollarının altından geçtim. Onlar ne olduğunu anlamadan kenardaki demir vazoyu alıp ikisinin de kafasına vurdum. Diğeri yaklaşınca dirseğimle suratına vurdum. Sırtından ittirdim.
"Bir daha gelirseniz. Daha kötü olucak." Adamlar birbirlerine destek olup çıktılar. Cemre'nin odasının kilidini açtım.
"İyi misin?"
"Yoruldum biraz. Hamlamışım." Cemre bana sarılınca gülüp ona sarıldım.
"Polise gidelim."
"Yarın sabah gideriz."
"İyi peki."
"Ben duş alıp uyurum." Diyip banyoya girdim. Başımdan aşağı akan sıcak suyla düşündüm. İspanya'ya gidersem babamın gelmiyceğini biliyorum. Beni karısının yanına postalayıp kendisini o hücreden çıkarmıycak her şeyi yapıcak. Her şeyi daha fazla berbat etmesini izlemiycem. Onun cehennem dediği yer benim çocukluğum. Ben burayı bırakıp hiçbir yere gidemem. Bornozumu giyip çıktım. Eşofman ve tişört giyip yatağa oturdum. 'biletler deri ceketin cebinde.' Başımı kaldırıp sandalyeye asılı olan cekete baktım. O benim değildi. Onda olması imkansız. Kapının arkasındaki ceketimin ceplerine baktım. Yoktu. Kırmızı derinin cebine de baktım. Ama yoktu.
"Of dalga mı geçiyorsun baba ya?" Sitemle yatağa oturdum. Kafamı çevirdiğimde sandalyenin üstündeki cekete baktım. Onda olamaz canım. Benim bile değil. Kafamı başka yöne çevirdim. Baksam ne olabilir ki? Dizim stresle hareket etmeye başladı. Bakıcam ya. Bir anda şak diye her yerde karşıma çıktı. Bana ceketini verdi. Derin bir nefes aldım. Cekete uzandım. Cebimden çıkan mavi kağıtları elime alıp ceketi kenara koydum. Gözlerimi kapattım. Derin nefesler alıp verdim. Belki benim için değildir. Bileti açtım.
14.04.2021 İspanya gidiş bileti.
Ben sakinim. Sakinim. Sadece sakinim. Gitmiycem sonuçta. Telefonu elime aldım.
Can aranıyor..
"Alo" uykulu sesi ile gülümsedim.
"Uyandırmak istemedim" hışırtılı sesler gelince doğrulduğunu anladım.
"Bir sorun mu var?" Sesi biraz daha normal gelmeye başlamıştı.
"Yürüyelim mi biraz dicektim. Ama sen uyuyormuşsun iyi geceler."
"Dur dur kapatma. 5 dakikaya geliyorum." Telefonu kapattım. Üstüme kapüşonlu bir ceket giydim ve beyaz sporlarımı da ayağıma geçirdim. Telefonu ve bileti cebime koydum. Anahtarımı da alıp sessizce çıktım. Can'ı gördüğüm zaman ona doğru yürüdüm. Sarıldık. Parka doğru yürümeye başladık.
"Senin neden canın sıkkın? Bugün her şey üst üste geldiği için mi?"
"Hem ondan hem de"durdum. Gökyüzüne baktım. Yıldızlar vardı.
"Hem de ne?"
"Hem de babam İspanya'ya gitmemi istiyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
|Benim Babam|
ChickLit"Geldik." İzmir F tipi cezaevi.. çocukluğumun geçtiği yer. Yavaş adımlarla içeri girdim. "Işıl gidiyorsun." Babam içeri girince ayağa kalktım. "Baba hiçbir yere gitmiycem ben. Yeter her yerde sürekli siyah takımlı zorba adamlar görmek istemiyorum...