...Ardımda bir enkaz bırakarak hayranı olduğum karamel gözlere tereddüt edercesine bakıp kollarımı boynuna doladım...
***
YAZAR'DANSesizliği Harunun kahkahaları bozdu.Harun sırıtıp Levent Varlının etrafında dönmeye başladı.
"Benim böyle tehtit edeceğini mi düşünüyorsun?Git söyle."
Levent Varlı şaşırmıştı elindeki tek koz buydu ve Harun Öztürkün dediği ile gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Ne yani bunca yıl sakladığı şeyden birden korkmaz mı olmuştu?
Ama bu işin içinde bir şey vardı Harun Öztürk çok zeki bir adamdı ne yapar eder içinde bulunduğu durumdan en karlı o çıkardı.
Levent Varlı ortağına döndürdü şaşkın bakışlarını. Bunca yıldır iş yaptığı adamı hiç hir zaman anlamamıştı Harun Öztürk çok zekiydi ve bir o kadar da sinsi.
"Ama canım ortağım unutma şunu ağzından tek kelime çıkarsa onlardan önce oğlunun cansız bedenini ben getiririm kapına." dedi Harun Öztürk elleri cebinde.
Levent Varlı ne yapacağını şaşırmıştı yüzünde anlam veremeyen bir ifade vardı.Ne yapacağını şaşırmıştı.
Elinde tek koz vardı onu bile kullanamıyordu Haruna karşı.
Elinden bir şey gelmeyeceğini anlayan adam sinirle elini yumruk yaptı ve masaya yumruğunu savurup en az Mertinkiler kadar sert ve kararlı adımlarla orayı terk etti.
Kafasını çalıştırıp oğlunu o adamların elinden almasını gerekiyordu.
Mert onun en değerlisiydi.
***
RÜYA'DANYollarda, yağan yağmuru umursamadan koşmaya devam ettim elimden hiç bir şey gelmiyordu bir yanım eksik gibiydi ve ne yapacağımı bilmiyordum.
Gözlerimin önünde hep aynı kişi kulaklarımda hep onun sesi,her yanımda adeta Mert vardı onun eksikliğini çok hissediyordum.
Ben çok bağlanmıştım ona bu kadar kısa sürede başarmıştı bunu.
Onu kaybetme korkusu çok tuhaftı ve çok kötüydü düşününce bir yandan onu hep kaybedeceğim gibi geliyordu bir yandan da hep yanımda gibi.
Kendimi, güçsüz Rüyayı bırakıp kendime yeni bir sayfa açmam gerekiyordu.
İnsan bir çok kez yıkılır, kimse yıkılmaz diye bir şey yok ama önemli olan yıkılmana rağmen geri kalkmak. Yoksa hiçbir şey olmadan düşmeyi bilmeden nasıl bir duygu olduğunu bilemeyiz.Ben kendime yeni bir sayfa açmak istiyordum ama daha benim sayfam tamamlanmamıştı ki.
Belkide okulda arasıra sayfanın aşağısında boşluk kalsada sığmayacağını anladığımız gibi diğer sayfaya geçmeliydik. Benim hikayemde buna benziyordu yolun sonu yoktu görünmüyordu ama bu yolda devam edersem o kadar çok şey olacaktı ki ama konuyu atlayamazdık değil mi diğer sayfaya geçsem de o konuyu yazmam gerekiyordu önce yaşayacaklarımı yaşayıp onlardan ders alıp bunlar benim başıma geldi diyip kendimi iyi hissettiğim yeri bulmalıydım.
Bir haber vardır umuduyla geldiğim yolu hızla koşmaya başladım belki Mertin babası bir şey bulmuştur.
Hızla eve yetiştim yağmur çamur hiç bir şey umursamadan. İçimde bir his vardı hissediyordum hemde kalbimin en derin yerinde hissediyordum bulacaktık onu.
"Harun amca bir haber var mı?" dedim nefes nefese şu an iki kelimeye hasret yaşıyordum.
"Yok kızım her yere bakıyoruz ama yer yarıldı sanki içine girdiler yok."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlıkta Açan Papatya
Teen FictionBu solmuş bir papatyanın karanlıkta açma hikayesi bu karanlığın papatya kokulu kıza aşık olma hikayesi bu karanlığın ,karanlığı sevme hikayesi Gökyüzü bile olacakları bilmiyordu acaba dünya olacakları kaldırabilecek miydi aşk düşmüştü bir kere kalb...