492.Ders Zuhruf Sûresi 48-60

11 3 19
                                    

492. Ders :

25. Cüz, 43. Sûre, 492. Sayfa
Zuhruf Sûresi
48-60. Âyet-i Kerîm'eler.

 بِسْــــــــــــــــمِ اللهِ الرَّحْمـٰـنِ الرَّحِيــــــمِ


48

وَمَا نُرِيهِم مِّنْ آيَةٍ إِلَّا هِيَ أَكْبَرُ مِنْ أُخْتِهَا
"Onlara gösterdiğimiz her bir ayet, önceki benzerinden daha büyüktü."

Bunların her biri, en ileri seviyede birer mu'cize idi. Öyle ki bunları gören, daha ilerisi olmaz zannediyordu. Ayetten murat, mu'cizelerin hepsinin büyük olduğunu nazara vermektir.

Veya murat şu da olabilir: Bu mu'cizelerin her biri bir cihetle diğerlerinden daha büyük idi.

وَأَخَذْنَاهُم بِالْعَذَابِ لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ
"Ola ki dönerler diye onları azaba uğrattık."

Kıtlık, tufan ve çekirge istilası gibi azaplarla onları cezalandırdık.










49

وَقَالُوا يَا أَيُّهَا السَّاحِرُ ادْعُ لَنَا رَبَّكَ بِمَا عَهِدَ عِندَكَ
"Dediler: Ey sihirbaz! Sana verdiği ahid hürmetine, bizim için Rabbine dua et."

Ta ki azabı bizden kaldırsın.

Hz. Musa'ya bu mu'cizeler karşısında "ey sihirbaz!" demeleri,

-Tabiatlarının sertliğinden

-Ve kıt akıllı olmalarındandır.

-Veya mahir âlime "sihirbaz" demelerindendir.

"Sana verdiği ahid hürmetine" demeleri,

-"Sende olan nübüvvet hakkı için,

-Veya Senin duana icabet edeceğini bildirmesi hakkı için,

-Veya yola gelenlerden azabı kaldıracağı vaadi hakkı için,

-Veya Senden söz aldığı ve Senin de ifa ettiğin iman ve tâat hakkı için" manalarına işaret edebilir.

إِنَّنَا لَمُهْتَدُونَ
"Çünkü biz artık doğru yola gireceğiz."







50

فَلَمَّا كَشَفْنَا عَنْهُمُ الْعَذَابَ إِذَا هُمْ يَنكُثُونَ
"Fakat biz onlardan azabı kaldırınca, bir de bakmışsın sözlerinden dönüyorlar."










51

وَنَادَى فِرْعَوْنُ فِي قَوْمِهِ قَالَ
"Firavun, kavmine seslenerek dedi ki:

Firavun, kendilerinden azap kaldırılınca, kavminin imana gelmesi korkusuyla, onlar içinde ya bizzat kendisi veya münadî vasıtasıyla şöyle dedi:

يَا قَوْمِ أَلَيْسَ لِي مُلْكُ مِصْرَ
"Ey kavmim! Mısır hükümdarlığı benim değil mi?"

وَهَذِهِ الْأَنْهَارُ تَجْرِي مِن تَحْتِي
"Şu nehirler de altımdan akıyor (değilmi?)."

"Bu nehirler sarayımın altından akıyor.

-Benim emrimle akıyor.

-Veya bahçelerimin arasından akıyor" manaları düşünülebilir.

✔️3- Kur'ân-ı Kerîm / Meâl / Tefsîr Okuyoruz 📚Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin