Dream dışında herkes evde oturuyordu. Dışarıdaydı çünkü kafasını dağıtmak istediğinde hep bunu yapardı ama bu sefer başka bir nedeni de vardı. Şüpheli bir şeyler farketmişti ve evden anında çıkarak onu takip etmeye başlamıştı.
Maskesini almayı unutmuştu bu yüzden uzun zamandır kesmediği gereğinden uzun saçlarını eliyle dağıtıp gözlerinin üstüne düşmesini sağladı ve kapşonu iyice çekti. Philza nın ölümünden bir kaç gün geçmişti.
Aslında içinden dışarıda olduğu için sorun çıkabileceği geçiyordu. Birilerinin konuşmalarını duyduğunda sessizce sırtını duvara yasladı ve konuşan kişileri dinlemeye başladı. "Yeter artık... Benden daha fazla şey istemeyin bu- bu çok fazlaydı." Dream hainin tahmin ettiği kişi çıkmasına şaşıracak gözlerini aya dikti ve öylece orada kaldı.
Çiller bu sayede daha fazla belli olmuştu ama akan terler o çilleri kirletiyordu. 'Evden fazla uzakta değilim ki? Hemen- hemen burdan kaçmam gerek. Burada napıyorlar? Kesin yerimizi o söyledi. Hainin o olduğunu biliyordum!' tek düşündüğü şey buydu. Nefes almaya çalışıyordu ve aynı zamanda gözleri de kararmıştı. Demir eksikliğine bir küfür salladı. Gözlerini açtığında önünde duran bedeni gördüğünde şaşkınlık stres ve korku bedenini kaplamıştı bile.
"Eret... Seni piç. Peki ya sana ne demeli... Bize ihanet ettin. ŞEREFSİZ BİRİSİN SEN. PHİLZA NIN ÖLÜMÜ YETMEZMİŞ GİBİ BUNLARI BİZE NASIL YAPARSIN?" Dream deliler gibi bağırarak konuşuyordu. "Üzgünüm... Çok üzgünüm dream." Eret çocuğun önüne geçti. "Şuna bakılırsa dream ı kaçırmak şuan çok da zor olmayacak ha? Ayağımıza gelmiş." Dream başının dönmesini umursamayarak eret in karnına son gücüyle tekme attı. Sonra da dar sokağın diğer ucuna doğru koşmaya başladı.
Ama önüne çıkan mor saçlı kadını gördüğünde şaşırmamıştı. "Selam minx. Demek sende buradasın." Gideceği bir yer kalmayınca arkasında ona yaklaşan eret e cebinden çıkardığı bıçakla saldırmaya çalıştı. Eret kollarını siper edince çizik atmayı başardı ama arkasındaki silah doldurma sesini duyduğunda elindeki bıçağı sıkmayı bıraktı. Minx kafasına silah doğrultmuştu.
"Bıçağını bırak. Eret şu arkadaki çocukla işimiz bitti. Artık ötecekse de bir şey olmaz. Fundy nin yanına gidelim." Eret dream ın elinden bıçağı aldı ama çocuk tepki vermiyordu.
"Sana güvenmiştim. Herkes güvenmişti. Techno bile sana çok değer veriyordu. Ona bunları nasıl açıklayacağını biliyorsundur umarım." Dream arkadaki gözleri dolmuş bereli çocuğa hitaben konuştu. Ve elleri bağlanınca siyah bir arabaya zorla bindirildi. Arabaya binmemek için o kadar çok direnmişti ki kafasını arabanın üstüne bile çarpmıştı. Bu yüzden yolun yarısını sızlanarak geçirdi.
Techno kapının önünde karanlıkta oturuyordu. Dışarısı soğuktu ama hesap sorması gerektiğini bildiği için burada bekliyordu. Quakity geldiği anda yakasına yapıştı. "Yediğin bokları biliyorum. Bu saatte dışarıya neden çıktın? Hatta- dream da çıkmıştı. Ne boklar yiyorsunuz?"
"Nasıl kaçtığımı sanıyorsun... Bankada Eret ve fundy nin elinden kaçıp bir anda senin yanına nasıl geldiğimi sanıyorsun?" Techno nun elleri gevşedi. "Neyden bahsediyorsun?" Quakity başını yukarı kaldırdı. "Çok direndim... Gereğinden fazla hemde. Ama sonra pes ettim çünkü artık kaç kere bayıldığımı bile hatırlıyordum. Sonra bir anlaşma yaptık ve beni bunun karşılığında bıraktılar."
Techno bir süre öylece durdu ve çocuğun yakasını daha da sıktı. "Beni bırakır mısın? Yoksa taciz ettiğini falan düşüneceğ-" Techno çocuğun sözünü kesti ve sert bir şekilde bağırdı."HALA NASIL DALGA GEÇEBİLİYORSUN? PHİLZA NIN ÖLÜMÜNDEN SONRA BUNU BİZE NASIL YAPARSIN?" Quakity nin gözlerinden yaşlar akmaya başladı. "Dream de böyle söylemişti..."
Techno çocuğu bezle sarılı bileklerinden tuttu ve eve doğru sürükledi. "Tech-" Techno durmadan quakity i sürüklemeye devam etti. "TECHNO PARMAKLARIM İYİLEŞMEDİ!" Quakity nin bağırışından sonra adam sonunda durdu. Hiç birşey demeden quakity i sandalyeye bağladı ve içeriye gitti.
Quakity ise öylece salonun ortasında oturuyordu. İçeriye giren wilbur, ranboo, niki ve George quakity i öyle görünce şaşkınlıklarını gizleyemediler. "Neden bağlı?" George un sorduğu soruya techno cevap verdi. "Şimdi öğreniceksiniz." Quakity üstüne dikilen kırmızı irisleri hissettiğinde konuşmaya başladı. "Bankada beni kaçırdıklarında o kadar çok şey yaptılar ki... En sonunda dayanamayıp pes ettim ve benle bir anlaşma yapıp bıraktılar."
"Ne anlaşması?" Quakity bir süre susunca niki devam etmesi için soru sordu. "Bir tür onlara yardım etmem gibi bir şey. FBI içeri benim sayemde girdi çünkü kapıyı ben açt-"
"Philza... Onu sen öldürmedin. Değil mi?" Quakity göz yaşlarına engel olamadı. "Hayır... Ben yapmadım ama yapmalarına yardım ettim. Ç-çok fazla tehtid edildim ve onlara yardım ettim. Daha demin ise dream ın beni takip ettiğini farkettiler. Bu yüzden onu kaçırdılar. Tek bildiğim bunlar ve sanırım minx diye biri de eret ile."
Wilbur son duyduğu isim ile techno ya döndü. "Minx i tanıyorsun değilmi techno? Bana bahsetmiştin." Techno başını olumlu anlamda salladı. "Evet tanıyorum. Oralar biraz karışık ve bunlar her gün daha fazla kişi oluyorlar." Quakity i iyice sorgularken Tommy hızlıca ama sessizce odasına koştu.
"Tommy? Neler oluyor?" Sarışın çocuk kapıyı hemen kapadı ve tubbo ya döndü. "Quakity. Hain o yani dream ı kaçırmışlar ve quakity onlara yardım etmiş ve minx diye bir kadın var quakity de şuan bağlı ve-" Tubbo gidip ona sarıldığında Tommy panik olduğunu ve çok hızlı konuştuğunu farketmemişti bile.
"Sakin ol ve neler olduğunu düzgünce anlat tamam mı?" Tubbo endişeyle konuşuyordu çünkü en son Tommy i yetimhaneden kaçarken bu kadar panik olduğunu görmüştü. "Teşekkürler tubbo. Bu beni sakinleştirdi." Tubbo geriye çekildiğinde konuştu. "Yani şimdi dream ı kaçırdılar ve quakity de buna yardım etti. Ama quakity neden geri döndü ki? Techno çok sinirlidir."
Tommy içeriden gelen hafif bağırma seslerini görmezden gelmeye çalışarak konuştu. "Abim quakity e çok güvenirdi. Hele eret quakity i kaçırdığında çok sinirlenmişti. Quakity in bunu isteyerek yaptığını düşünmüyorum eminim o orospular onu manipüle etmişlerdir."
Tubbo başını olumlu anlamda salladı. "Bencede. Yoksa neden geri gelip herşeyi anlatsın? Onlarla beraber giderdi."
"Bakın benim planımı uygulamalıyız. Quakity de kabul ett-" Techno wilbur un sözünü kesti ve hafif sesini yükseltti. "Ona tekrar nasıl güvenicez will? O dream ı kaçırdı. Phil in ölmesine yardım etti onları içeri aldı." Ranboo ona katılarak techno nun yanına geçti. "Evet will başka bir yolu olmalı?" Quakity bağlı olduğu sandalyede debelenmeye başladı. "Techno! Lütfen. Bende dream ı kurtarmak istiyorum. Sadece bir kere daha bana güve-"
Quakity kendini bir anda yerde buldu. Sandalye devrilmişti. Bunu yapan kişiyi tahmin etmek zor değildi. Niki techno yu sakinleştirmeye çalışıyordu. "Techno! Sakin ol. Ve will, o planı uygulamıyoruz. Sen bizim için önemlisin o takas olmayacak. "Wilbur quakity i yerden George ile kaldırmaya çalışırken konuştu."Yarın onu hallederiz niki. Şimdi techno yu sakinleştir.
Ya bak yemin ederim öyle bi götüm sıkıştı ki öyle bi ilhamsız kaldım ki zaten kitap yazmak benim neyime amk bide gelmiş 3.kitabı yazcam diyo amk fosten ı seni orospu çocuğu ilk önce şu kitabı bitir 2 yıl sonra bölüm atıyon zaten götüne çubuk soktuğum. Ama ama ama yuriko aşkım hemen yardımıma koştu ve bana öyle bir ilham verdi ki görüceksiniz elimde çok fazla alternatif son var olabildiğince güzel bir son yazıcam yuriko sayesinde ona teşekkür edin yani
Neyse cidden özür dilerim bayadır bölüm yoktu ama son zamanlarda baya düşündüm bitircem yarıda kalmıycak haberiniz olsun.
Hatalarım olduğunu düşünüyorsanız alabilirim.
Öpüldünüz <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wanted...
Novela JuvenilKaçak olarak yaşamak alışıldık bir şeydi onun için. Polislerden kaçarken de onları tekrar ekeceğinden emindi.