GİRİŞ

8 1 2
                                    

Her zamanki gibi zeminle bakışarak girdi sınıfa Deniz. Kumral olan saçları suratını kapatıyor, görüş alanını daraltıyordu. Utandığı için değil, insanların yüzünü mümkün olduğunca görmemek için siyah botlarına bakmayı tercih ediyordu. Arka sıralardan bir tanesine geçip çantasını masanın üzerine bıraktı ve kulaklıklarını taktı. Kulağındaki metal şarkı eşliğinde gözlerini kapadı ve siyaha bürüdü manzarasını. Derken yanında bir hareketlilik hisseti. Aldırmadı. Bu anı bozmak istemiyordu. Yanındaki hareketlilik yerini nefes alış seslerine bıraktı. Deniz artık emindi yanında biri olduğundan. Fakat bu Deniz için anormal bir durumdu. Sınıfı az kişiydi ve oturulacak sıralar hep artardı. Aynı zamanda Deniz kimsenin ilgisini çekmez, bilakis sevilmezdi bile. Kafasını, yasladığı sıradan kaldırıp yanına doğru döndü. Yanında oturan "sınıf arkadaşı" Burçin ile göz göze geldi. Bu durumu garipsemişti fakat genç çocuk, müzik zevkini bölmesine izin vermeyip kafasını sıraya geri koydu. Yanındaki kız sessizliğe daha fazla katlanamayıp "Selam." dedi. Deniz başını söylenerek tekrar kaldırdı ve müziği durdurup kulaklığını çıkardı. Sağındaki kıza baktı ve "Merhaba." dedi durgun ve duygusuz bir edayla. Kız, çocuğun aksine çok neşeli ve hayat dolu gözüküyordu. Elini tokalaşmak için uzatarak, "Burçin ben." dedi. Çocuk durgun edasını bozmadan dudaklarının arasında "Deniz." diye mırıldandı. Kızın, Deniz'e karşı konuşma hevesi hala kaçmamıştı. Neşeli bir şekilde, öylece telefonunu kurcalayan Deniz'e, "Ders edebiyat. Sever misin?" diye sordu. Deniz hiç düşünmeden "Hayır." dedi. Bu durum kızı biraz afallatmıştı. Çok geçmeden dersin öğretmeni geldi ve Deniz ile Burçin'in zaten ilerlemeyen sohbetleri burada sona ermiş oldu.

------------------

"Evet arkadaşlar çıkabilirsiniz."

Yağmur Hoca'nın dersi bitirmesiyle Burçin tekrar Deniz'e döndü. Deniz içinden "Bu kızın benden istediği ne?" diye geçirmeden edemedi. Genç kız her zamanki enerjik ses tonuyla "Kantine gidiyorum. Benimle gelmek ister misin?" dedi reddedileceğini bilse de. Deniz ilk başta hayır diyecek olsa da hava almak ona iyi gelecekti. Karar veremez ifadesiyle kıza bakarak, onaylar anlamda başını salladı. Burçin buna biraz şaşırdı fakat belli etmemeye çalışarak gülümsedi. Deniz cüzdanını almak için çantasının küçük gözünü açtı ve küçük bir kağıt düştü çantasından. Burçin'in gözü ister istemez bu kağıda kaymıştı. Kağıtta kirli sakallı, serseri görümümlü bir adamın kimlik fotokopisi vardı. Deniz'in panik olduğu yüzünden ve kağıdı hızla çantasına geri koymasından belli olmuştu. Ama bu, Burçin'in gözünden kaçmamıştı. Burçin meraklı ama belli etmek istemeyen edasıyla "Kimdi o?" diye sordu. Deniz'in alnında küçük küçük terler belirmişti. Kısa ve net bir şekilde "Hiç kimse." dedi. Burçin üstelemek istemese de bir şeyler olduğunu anlamıştı. İki genç, aralarındaki gergin havayla beraber kantinin yolunu tutmuşlardı. Çok geçmeden küçük çaplı kantin alışverişlerini yapıp sınıfa geçtiler. Deniz, defterini açıp bir şeyler karalamaya başladı. Dalmış gibi görünüyordu. Bu Burçin'in içinde daha fazla bir merak oluşturdu ama genç kız susmayı tercih etmişti çünkü zamanı gelince öğreneceğini biliyordu. Deniz'in telefonundan gelen bildirim sesi, genci derin düşüncelerden çekip kendine gelmesini sağladı. Telefonunu, gelen mesaja bakmak için eline almıştı.

Kimden: BABA

Mesaj: OKULDAN ÇIKINCA YANIMA GEL. YENİ BİR ADAM BULDUM


Yol karlıydı. Deniz, bir an bile yaptığı şeyden pişmanlık duymamıştı. Genç çocuğun vücudunun her zerresi intikam için harekete geçmişti. Adaleti kanunların sağladığına inanmıyordu. Kendini, 18 yıllık hayatını buna adamıştı ve adamaya devam da edecekti. O gün o karlı yoldan yürürken aklında yine aynı anılar canlanmıştı. Tıpkı her görevinden döndüğü gibi. Katildi Deniz. Katil. Ama kötü biri miydi peki? Katillerin hepsi kötü insanlar mıydı? Bu sorunun cevabı evetse kim belirlemişti bunu? Ya da genel olarak neye göre, kime göre belirlenirdi sorularımızın cevapları? Deniz kafasına buyruk yaşamıştı hep. Kendi doğrularıyla, kendi yanlışlarıyla hareket etmişti. İnsanları insan yapan da buydu zaten. Kendi doğruları ve kendi yanlışları. İnsan, kendi kanunlarını, kendi tabiatını oluşturmadığı sürece insanı diğer canlılardan farklı kılan neydi ki zaten?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 04, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

içimde kelebekler ölüyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin